Batman ve Superman yıllarca çizgi romanlarda birbirleriyle kapıştı, yüzde 84’ünde Batman dövdü! Şimdi sıra ilk kez beyazperdede...


Ben Affleck: Batman’im, cool’um!


Yeni Batman olmak nasıl?

Batman olacağım açıklandı, her yerde yazılıp çiziliyordu. Ben de sosyal medyadaki yorumlara bakayım dedim. Haber şu: “Ben Affleck yeni Batman”, ilk yorum: “Haaaayıııııırrrr!” Siteyi kapatıp gülmeye başladım. Bazen de yolda Superman hayranları “Öldürün onu” diye bağırıyor. Hey ben Batman’im, cool’um. Onlara el sallayıp gülümsüyorum.


Daredevil’dan dolayı süper kahraman tecrübeniz var ama bu sefer en bilinen ve daha zor bir karakteri oynadınız. Nasıldı?

Beni en çok zorlayan mimiksiz olmaktı. Ne olursa olsun yüzün duvar gibi olmalı. Sette şöyle bir durum vardı... Batman karakterine bürünebilmek için gidip kahramanın kıyafetini giyiyor, sonra da oturup senaryoyu tekrar tekrar okumaya başlıyordum. Batman’in kolay anlaşılamayan bir ruh hali var. Zordu... Bir şeyler kafamda oturmaya başlayınca senaryo dışına çıktığım da oldu. Birden kafamda sahneyi yeniden yazdım. Zack de onayladı. Havaya girmemin altında Batman kostümü yatıyor.


İşler biraz daha farklı olmalı...

Burada iş süper kahramanların karşı karşıya gelmesi. Bir ara Zack’e dönüp şöyle dedim: “Joker nerede? Hey ben lanet olasıca Batman’im!” Bu sefer içerik farklı, içinde olduğumuz dünya bir süper kahramanın değil süper kahramanların dünyası.


Daha çok Batman’in dünyası gibi...

Öyle, günümüzdeki dünyaya daha yakın Batman’inki. Herkes seçim yapmak zorunda, iyinin de kötü olabileceğini gösteren bir dünya. Bu sefer kimse ne olacağını önceden sezemiyor. İtiraf etmeliyim ki her kimi seviyorsanız filmi seyrederken bir kere daha düşünebilirsiniz.


Sizce Bruce Wayne nasıl biri?

Batman alışık olduğumuz klasik bir baba figürü değil. Zeki ve kurnaz. Ama en önemlisi görünüşü bana hep bir orta yaşlı Playboy erkeği gibi geliyor. İç dünyasında çatallanmalar olan bir adam. Batman her zaman karanlığa yakın bir karakter oldu. Geceleri dışarı çıkması, kostümü, intikam alması ve şiddete daha çok başvurması... Çizgi romanları okuduysanız bilirsiniz; Bruce Wayne’in Batman oluşu, ailesini kaybedişi ve sonrasında kadınlardan umduğunu bulamamasıyla çok hayal kırıklığına uğradı.


Yine de her anlamda Batman daha güçlü görünüyor?

Çünkü zihinsel olarak kötü olanaklara ve ihtimallere daha alışık. O dayak yerse kimse acımaz, ayağa kalkar yoluna devam eder. Superman dayak yediğinde insanların gözünde yaş birikir.



‘Wayne’in saçları gri ama sıkı yumruk atıyor’


Batman karakterini birçok kişi oynadı ve kendince uyarladı. Her oynayan kişi kendinden bir şey bıraktı. Siz ne katacaksınız bu Batman mirasına?

Buna kesin bir yanıt vermek zor ama yeni bir Batman’den çok eskisinin aksine duygularını ve psikolojisini daha fazla yansıtan bir karaktere dönüştürmek istedim. Farkındaysanız bu sefer Bruce Wayne’in saçları gri yani biraz daha olgun ama hâlâ sıkı yumruk atıyor. Diğer Batman’ler kendi dünyasındaydı, onlar için her şey belki de daha kolaydı. Benim miras bırakmayı umduğum kendisiyle yüzleşebilen bir Batman.


İkisinin sizce düşman olmasının altında ne yatıyor?

Düşman değiller, bir mücadele demeli. Her ikisi de insanların iyi olup olmadığını umursuyor ama adalet yöntemleri farklı. Film aslında bunun üzerine kurulu.


Çocuklarınıza filmi izlettirecek misiniz?

Belki sonra... Kızlarım giydiğim kıyafetleri sevmiyor, bu filmde de kostümümü beğeneceklerini sanmıyorum.



Henry Cavill: Umarım patronun kim lduğunu hatırlatmak zorunda kalmam!




Man of Steel’in bir devamı olmayacağını, karma film yapılacağını öğrendiğinizde ne hissettiniz? Filminizi, karakterinizi elinizden aldıklarını düşünmediniz mi?

Hayır. Filmde çok fazla karakter olduğunu düşünmüyorum. İlk sözüm “Man of Steel 2 için geri döndüğümüzde çok daha zengin bir içerikle dönmüş olacağız” oldu. Batman ve Superman Adalet Birliği tarzında bir film. Kahramanlar kendisini bazen kurtarıcı bazen de bir tehdit gibi gören insanoğlunun içindeki yerini arıyor. Ama diğer süper kahramanlar onlar hakkında ne düşünüyorlardır sizce?


Superman’i canlandırmak kalıplaşmış fikirlere uymak anlamına da geliyor.

Superman karakteri gereği ne çok konuşkan ne de sözleriyle öne çıkan biri. Onun sırrı yaptıklarında ve iyiliğinde. Ama yine de onun bakış açısını anlamak ve ona bağlamak zorunda olduğum için canlandırması çok daha zor. Tüm bu koşulların içinde kendimi iyi hissettiğim ve karakterin tüm iyi yanlarını yansıtmakta zorladığım anlar oldu. Bunun için yeni bir solo Superman hikâyesi beni çok heyecanlandırıyor. Şimdi sadece daha karmaşık olmakla kalmayıp daha da ilginç bir karakter yansıtmak için işe koyulacağım. Bu epey zor iş.


Neden zor?

Zor çünkü Superman bir Amerikan idealine bağlı ve çoğu kalıplaşmış fikirlerinden koparmak neredeyse imkânsız. O halde onu nasıl daha çekici yapabiliriz? Ancak süper kahraman görüntüsünün arkasındaki adamın varlığını ve hislerini işleyerek. Çekilen tüm filmler Superman’in solo ve ikinci en iyi filmi için ön hazırlık teşkil ediyor.


Karakterinizi çok benimsediğiniz sinema yazarlarınca sürekli konuşuluyor.

Kesinlikle. O süper kahraman sanki benim uzun zamandır tanıdığım biriymiş gibi. Ama “Synder Dünyası”nda hareket ettiğimizi de düşünüyorum, yani karakter çoğunlukla Zack Synder’in vizyonuna bağlı. Bu film onun yorumu. Düşüncelerimi ya da hislerimi dile getirebilirim ama bundan öteye gitmiyor. Senaryo üzerinde ya da ekranda göreceğiniz sonuç üzerinde pek bir söz hakkım yok.


Seyirci sizi sokakta tanıyor mu? Çocuklar sizi görünce seviniyor mu?

Daha çok yetişkinler. Çocuklar beni hemen tanımıyor, malum dışarıda kıyafetim ve pelerinimle gezmiyorum. Ama beni tanıyan anne ya da baba çocuğunun kulağına eğilip benim o olduğumu söylüyor. Sonraki heyecanlarını görmelisiniz.


Çizgi roman dünyasında Batman Superman’in rakibi olsun diye epey uğraştılar. Ama herkes kimin galip geldiğini hatta geleceğini biliyor.

Batman oldukça iyi ve doğal bir rakip. Yarasa adam Superman’i, kendi etiklikten uzak değerlerini kullanarak yenebilir. Ama Superman şiddet kullanımında kendini sınırlıyor. Diğeri daha kuralsız. İkisi de süper kahraman olabilir ama aynı değerler ve aynı kurallarla hareket etmiyor. Onun için Batman bir adım önde, seyirci açısından da Superman önde.


Siz kimin önde olduğunu düşünüyorsunuz?

Ben her zaman Superman’i savunurum. Bana göre Batman’in en kötü tarafı kendi arkadaşlarını kullanarak düşmanları hakkında bilgi toplaması ve bu bilgileri kullanması. Oynadığım için söylemiyorum bunları. Superman’e kendimi daha yakın hissediyorum ve daha derin anlamı olduğunu düşünüyorum. Tüm süper kahramanların asla bozmadığı bir çizgisi ve karakteri vardır. Superman’inkileri düşünün; iyilik, yardımseverlik, bonkörlük, âşık... Ben de kendimi bu değerlere yakın buluyorum. Kimisi de Batman’de kendini bulur, neden olmasın?





‘Allah’tan süper gücü var, ya olmasaydı?’


Sizce Ben Affleck Batman’in karakterini tam anlamıyla yansıtıyor mı?

Emin değilim, kendisine sormak lazım. Bu özel bir soru hatta... O çok akıllı, işinde başarılı, dünyada yaşananlara karşı duyarlı ve toplumsal değişimleri çok yakından takip eden biri. Bu açıdan bakarsak şüphesiz Bruce Wayne benzeyen bir yanı var.


General Zod’un ölümü Superman hayranlarını üzdü. 75 yıldır oyunun içindeydi.

Öyle ama Zod’un ölümünü gerçekten de cinayet olarak görebilir miyiz? O da Superman’i öldürmeye çalışıyordu! Epey tepki aldı biliyorum. Ama insanlar sırf bu sahneyi ele alarak tüm filmi değersiz göstermeye çalıştı. Kimisi buna açıktı, dert etmedi. Superman ilk iş günü ve olabilecek en kötü durumla karşı karşıya kalıyor. Allah’tan süper gücü var, ya olmasaydı?


İşler biraz çizgi romanın dışına çıkıyor. Kahramanlarımız var ama bu sefer daha kusurlu bir dünya ve hiçbir şey yumuşak halledilemiyor.

Öyle. Üstelik her şey yeni başlıyor. Zod’u öldürmek Superman’in dünyayı ve kendini keşfetmesinin bir parçası. Onu yetişkin bir süper kahramana dönüştürecek. Gerçi ondan sonra da kimseyi öldürmek istemiyor. Kötü karakter de olsa öldüren, öldürmeye teşebbüs eden kahraman değil, kanuna teslim eden kahraman istiyor. Aksi durumda acı çekiyor, daha barış yanlısı olma kararı alıyor. Batman’in acı çektiğine hiç şahit olduk mu? Batman vs Superman’de iki değişik süper kahraman görüyoruz. Kötü bir yanı da var ama şimdi. Çünkü başka bir süper kahramanın tam da karşısında.


Bu filmde hikâyenin kötü adamı kim?

Frank Miller’ın çizgi romanlarında olduğu gibi bir film, Batman takımının ve Superman’i bir tehdit olarak gören bir kesim insanın bakış açısını ele alıyor. Bu sadece bir görüş. Ama bu hikâyenin kötü adamı Superman değil. Tüm güçlere sahip, bana kalırsa hâlâ keşfedemediğimiz güçleri bile var. Ama şunu biliyor; herkese yardım edemez ancak herkes adına doğru olanı yapmak için çabalar.


İçinde olduğunuz dünya karanlık, mitolojik ve daha umutsuz bir dünya. Oysa bu hikâyelerin biraz daha eğlenceli ve güneş günleri olması gerekmiyor mu?

Katıldığım noktalar var. Ama bu tarz konuları çok da ciddiye almamalı. Mühim olan o güneşli günleri ya da eğlenceyi, nerede, ne zaman ve nasıl kullanacağını bilmek. Marvel’in en güçlü malzemesi mizahtır ve bunu çizgi romanlarda da filmlerde de iyi kullanıyor. O ciddiyeti biraz dağıtıyor. Hem DC yeni bir şey yaratmak zorundaydı.





Filmde değişmeyen bir şeyler de olmalı...

Filmde değişmeyen tek şey onu büyüten Martha ile Superman’in ilişkisi. Ne olursa olsun Martha onu küçük bir çocuk gibi görüyor, Superman de onu annesi gibi. Birbirlerine olan güvenleri hep aynı kalıyor.


DC Comics’in Batman, Superman ve Wonder Woman’ı var ve artık eli güçlü. Diğerleri de gelmeyecek mi? Yeni kahramanlar bekliyoruz.

Bu uzun süreçli bir projenin başlangıcı. Ayrıca ailede ‘S’ harfini kim taşıyor? İleride onlara patronun kim olduğunu hatırlatmak zorunda kalmam umarım.


Röportaj: Ece Ulusum

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.