‘Açık Konuşuyorum’ isimli şovuyla birçok yerde gösteri yapan Cem İşçiler, stand-up’a başlamasının sebeplerini, sahne şovlarını ve planlarını HT MAGAZİN’e anlattı. Sahnede durum tespiti yapmak yerine kendi hikâyelerini anlatmayı tercih ettiğini belirten İşçiler, “Kendi yaşadıklarımı anlatıyorum çünkü benim hayatımı kimse benden daha iyi anlatamaz. Bu alanda en iyisiyim çünkü hikâyeler bana özel” diyor.


Ciddi bir kitleniz var. Gösterileriniz tıka basa dolu. Komedyenlik serüveniniz ne zaman başladı?

2009 yılında Keşan’da bir yarışmaya katıldım. Yarışmayı kazanana altın ödülü verileceğini duyunca ne yarışması olduğunu sormadan kendimi sahnede buldum. Yarışmayı kazandıktan sonra anladım ki stand-up yarışmasıymış. (Gülüyor) Biri çıktı bale yaptı, biri şarkı söyledi. Tek stand-up yapan ben olunca mecburen beni seçtiler. Kazandığım videoyu sosyal medya hesabımda paylaştım. Arkadaşlarım da beğenip “Gösteri mi yapıyorsun?” deyince “Evet” dedim. Sonra da gittim Haldun Dormen Sahnesi’ni tuttum. Orada başladım, 60’ı aşkın gösteri yaptım.


Sahnede anlattığınız hikâyeler genelde fakirlik üzerine ve başınızdan geçen olaylar. Bir gün metrobüse binmeyi bırakırsanız ne anlatacaksınız?

Ferrari’ye biniyor olsaydım gülecek bir şey bulamazdım. Ferrari komik değil. Komedi metrobüste. Derdim insanlarla ortak hikâyelerimize gülmek.


Komedinin birçok türü var. Şovlarınız hangi kategoriye giriyor?

Sahne şovlarımı eşimin geldiği ve gelmediği şeklinde ikiye ayırıyorum. Mesela evlenme teklifi hikâyemiz o salondayken çok daha komik oluyor. Babamla yaşadıklarım babamın geldiği gösterilerde daha doğal oluyor. Hele annemi hiç sormayın, salon müdiresi gibi insanları yerleştiriyor her gösteride. (Gülüyor) Geçen gösteride seyircilerden birisini kaldırıp “Kalkar mısınız, orada babası oturacak” dediğini duymuştum. Hikâyelerimde insanları ayrıştırabilecek ve toplumun hassas olduğu konulara girmiyorum. Bu benim tarzım. Siz nasıl yaşıyorsanız ben de öyle yaşıyorum ve anlattığım hikâyeler bizim hikâyelerimiz.


‘DOĞALLIK KAYBOLMAMALI’



İçinde bulunduğumuz zaman diliminde insanları güldürmek zorlaşıyor mu?

Güldürmek için insanları evden çıkarmak çok zor ve bazı zamanlarda daha da zorlaşıyor. Bizim insanlara kanıtlamak istediğimiz tek şey komedi canlıyken daha güzel. Eğer insanlar sosyal hayatlarında çok gülemiyorsa gülmeye daha aç oluyorlar. Ve gelen insanlar gülmek istiyor. Bu da işi biraz daha kolaylaştırıyor.


Gösterilerinizde konularınızı nasıl belirliyorsunuz?

Genelde güldüğüm şeyleri paylaşıyorum. İnsanların neye güleceklerini tespit etmeye uğraş verip işin doğallığını kaybetmesini istemiyorum. “Orada insanlar şuna güler” mantığından ziyade “Biz neye gülüyoruz?”u düşünüyorum. Hikâyeler zaten her yerde karşıma çıkıyor. Sadece onları yazarak muhafaza ediyorum.


‘DERDİM ŞÖHRET OLMAK DEĞİL’




Yetenek yarışmalarına katılmayı hiç düşündünüz mü?


Kendime has bir kitlem var. Gösterilerim her zaman dolu. Naçizane kendimi kanıtladığım düşüncesi içindeyim. Derdim şöhret değil. Birdenbire 25 milyon insanın karşısına çıkıp üç gün sonra unutulacağım bir halden ziyade bu şekilde devam etmeyi tercih ettim. Beni bilerek gelen 250 kişi daha değerli. Sağlamaya çalıştığım şey de bu insanların sayısını artırmak.


‘İNSANLARI GÜLDÜRMEYİ SEVİYORUM’



Bu işle ilgili planlarınız neler?

Küçükken çok şey planlamıştım bunların hiçbiri olmadı. Bu yaşlara gelince daha akıllıca şeyler planlıyorum. Nereye gider ben de bilmiyorum ama stand-up gösterisi yaptığım sürece hep daha kalabalık ekiplere oynamak istiyorum. Tek derdim gelen seyirciyi memnun etmek. Şöhret olayım, bir numara olayım gibi dertlerim hiç olmadı. İnsanları güldürmeyi seviyorum. Bu sadece sahne için değil hayatım için de geçerli. Karşımdaki insanları ne yapıp edip güldürmeye çalışıyorum.


Gösterinizde televizyonla ve popüler kültürle alakalı bir şey yoktu. Hayatımızın çok içinde olmasına rağmen sizce eğlenceli bir malzeme değiller mi?

Televizyonda, bir yapım şirketinde çalışsam anlattığım hikâyeler o şekilde olur. Ben sadece yaşadığım şeyleri anlatıyorum. Durum tespiti yapmayı sevmiyorum çünkü onu herkes yapıyor. Kendi yaşadıklarımı anlatıyorum çünkü benim hayatımı kimse benden daha iyi anlatamaz. Bu alanda en iyisiyim; çünkü hikâyeler bana özel.


‘TEZATLIKLAR KOMEDİYİ OLUŞTURUR’



Sahnede de birkaç kez konusu geçti. Komedi filmi gibi bir düşünceniz mi var?

Aslında öyle bir senaryom var. Arkadaşlarımla beraber üç tane sinema filmi konsepti hazırladık. Şimdilik duruyor. Henüz bir yerle görüşmedik.


Peki, nasıl bir konusu var?

Başarısızlık hikâyesi olur. Benim de üzerinde çok durduğum bir konudur bu. Hayalle gerçek arasındaki tezatlıklar komediyi oluşturur. Ben de hem sahnede hem sinemada bunu anlatmak isterim.


‘AİLECE KOMİĞİZ’



Gösterilerinizde sürekli ailenizden bahsediyor. Onlarla yaşadığınız komik olayları anlatıyorsunuz. Bu onları rahatsız etmiyor mu?

Onları çok seviyorum. Benimle birlikte hayatımı oluşturdukları için de onlardan bahsediyorum. Babama gösteri yaptırabilmiş olsam inanın benden daha çok ilgi görürdü. Ailem benden daha komik, onlar da bunun farkında bu yüzden rahatım. Ailecek komiğiz ama onlar evde komikler. Dışarı çıkıp yapmıyorlardı, onu da ben yaptım.



Cem İşçiler, Beşiktaş Belediyesi ve Beşiktaş Ordulular Derneği’nin katkılarıyla 4 Ocak’ta Akatlar Kültür Merkezi’nde, 23 Ocak’ta İzmir’ İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde sahne alacak.

Komedyen, İstanbul’da büyük sahnelerin yanı sıra Cihangir’deki Old City Comedy Club’te seyircisiyle buluşuyor.



Röportaj: Neziha Kartal

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.