Ceyhun Yılmaz ile Etiler’de bir kitapçıda buluştuk. "Hazırlık Yayını" programında internetten canlı yayın yapıyordu. Sorularımı hızlıca sordum, hızlıca cevapladı. 21’in gizemini, PACYA’nın açılımını, yeni projelerini ve tabii şiirlerini konuştuk. Üniversiteleri gezip ‘’Sosyal medya nasıl kullanılmaz?’’ sorusunu uzun uzun anlatıyor. Bir de ben sorayım dedim.


- Sosyal medya nasıl kullanılmaz?


Biz üniversitelerde 1 saat boyunca 110 slayt, 4 video ve benim anlatımım ile beraber bu konuyu izah ediyoruz. Anlatmaya üniversitelerden başladık. Çünkü bunun kırılma noktası üniversite gençliğidir. Üniversite gençliği bir toplumun yaşam kalitesini yükseğe çıkartabilecek potansiyele sahip tek gruptur. Bizim anlattıklarımızı daha sonra onlar anlatacak. Hayatı anlamak için elimizdeki oyuncakları kullanmaya devam edeceğiz.






Hayatta insanların bazı işaretleri vardır. Biri mavi renk bir şey görürse alır. Kimisi ise kırmızıyı bulmaya çalışır. Benim de kendime işaret kabul ettiğim sayı 21. Annem ile aramdaki yaş farkının 21 olması ile başladım. Yaşadığım yüzyılın adı da 21. yüzyıl.



- Bu tesadüf ürkütmüyor mu?


Hayır. Doğru yollar ile ilgili tabelalar olduğunu hissediyorum. Sizce hayatımda ve kariyerimde en uzun yaptığım, en çok ödül aldığım, en çok beğenilen program adının 21 olması ve o programı 26 kez başkasının sunması sonrasında benim çağrılmam enteresan değil mi?





"Bu otobanın adı sosyal medya"





- Ceyhun Yılmaz bir şiir albümü düşünür mü?




Aslında biz şiir albümü yapıyoruz. Senin sayende bunu izah etmiş olalım. Eski alışkanlıklarımızın yeni dünya içerisinde dönüştüğü halleri iyi takip etmek lazım. Eskiden albüm yaparken Unkapanı vardı, plak vardı, kaset vardı. Şimdi dijitale devretti. Biz aslında Youtube kanalımızı kocaman bir şiir albümü yaptık. Bütün şiirlerimizi baştan aşağı okuyoruz.






- Yine sosyal medya...



Bu hepimizin gittiği yol. Bu otobanın adı sosyal medya.






- Radyo programcılığına geri dönüş yapacak mısınız?


Kesinlikle yapmayacağım. Her zaman Allah'a şükür ediyorum. Dinleyenlere de teşekkür ediyorum. Çünkü bıraktığımdan beri çalıştığım radyolar “Gel” diyor. Best FM ve Alem FM “Bir daha gelmek istersen kapılarımız açık” diyor. Bu benim için rütbe gibi. Bir gün duysal iletişime geri döneceğim ama bunun adı radyo olmayacak. Çok az kaldı. Arabalarda radyo ve CD olarak alıştıklarımızın, yerini internet aldığı zaman geri geleceğim.





- Hem komik olup hem romantik olmayı başarıyorsunuz. Neden yalnız Ceyhun Yılmaz?


Bu ikisi de benim öpüşmeme engel olmuyor.(Gülüyor.) Öpüşürken kahkaha atmak veya duygusalken hapşırmak gibi sonuçları yok. Mesela yıldızlar da şu anda yok ama orada olduklarını biliyoruz.









Özlem benim seçme şansım yoktu. 5 yaşındayken kendimi teatral şeyler anlatırken buldum. İnsanların gözü önünde takdirine muhtaç bir hayat seçtim. Seçme şansım olsaymış yine medyayı seçerdim. Kitle iletişiminde mutlaka var olmalıyım. Anlamalıyım ve anladığımı anlatmalıyım. Bunu sanatın reflekslerini kullanarak kitle iletişim araçları ile yapıyorum.


"Şiirin sebebi olabilirler ama sahibi asla’’







- "Ceyhun Yılmaz'ın gözünden aşk" diye sorsam neler söylersiniz?


Aşk, bir insanın yapabilecekleri ile tanışmasıdır.





- Uğruna şiir yazdığınız özel bir kadın var mı?


Kadın değil erkek de yazdırabilir, yaşlı da yazdırabilir, çocuk da yazdırabilir. Bir mevsim yazdırabilir, başka bir şiir yazdırabilir, bir sanat yazdırabilir. Şiirin sebebi olabilirler ama sahibi asla! (Gülüyor.)




- ''PACYA'' açılımı nedir?


Perde Arkası Canlı Yayın Arası. Hayatı bir yayın olarak düşünün onun da arkasını biz size buradan yayınlıyoruz.




- Yeni projeler var mı?


Elbette var. Mesela şu anda yeni bir projenin içindesiniz. Bir kitapçıda bir yazar ile buluşup internetten yayın yapıp bir önceki konuğumuzun kitabını bir sonraki konuğumuza hediye ettiğimiz, izleyenlere de kitaplar hediye ettiğimiz bir sosyal medya yayıncılığı denemesinin tam ortasındasınız. Hatta şu an Hazırlık Yayını adı altında projemin içindesiniz. Yayındayız.




- Bu yeni projelerde oyunculuk yok mu?




Hayır kesinlikle düşünmüyorum. Oyunculuk, mesaimi alabilecek öncelikte değil. Gördüğünüz gibi kitle iletişimi ile uğraşıyorum. Sosyal medya ve televizyonda programlarım devam ediyor. Yani yarattığımız, sunmak için sabırsızlandığımız projeleri ekibimiz ile beraber çalışıyoruz.




- Sizin bu kadar popüler olmanızdan ve sizi farklı kılan şeylerden bahsedecek olursak neler söyleyeceksiniz?





Popüler olmayı seçemem ama popülist kalmaktan kendimi kurtarabilirim. O yüzden aydınlanmak ile ilgili mesailer harcıyoruz. Okumaya çalışıyoruz, okudukça dinginleşiyoruz, tevazu sahibi oluyoruz, kendimizi bir şey zannetmiyoruz, öğrendikçe hiçbir şey bilmediğimizi anlıyoruz. Yoksa ben de kendimi bir pop şarkıcısı kadar muhteşem zannedebilirdim, kendim ile ilgili söylenenlere inanırsam...


Of cümleye bak, çok iyiydi bee! (Gülüyor.)




- Çocukları çok seviyorsunuz.


Evet. Çok seviyorum. Etrafımda çok çocuk var. Hiçbirinin benimle biyolojik bağı yok ama hepsinin kalp olarak benimle bağı var.




- Bir çocuk programı düşünür müsünüz?


Evet düşünüyorum. Bu başka bir şeyin habercisi de olabilir benim için.




- Neyin habercisi, meraklandık?


Hem baba olmak istiyorum hem de çocuk programı yapmak istiyorum. Bir yapımcı hanımefendi ile acil görüşmek istiyorum. (Gülüyor.)




-Ht Hayat aracılığıyla duyurumuzu yapalım o zaman.


Evet. Bir hanımefendi ve bir yapımcı arıyorum. (Gülüyor.)




- Son olarak iletişim öğrencilerine tavsiyeleriniz neler?


İletişimden kopmasınlar.






Röportaj:Özlem Genç




Fotoğraf: Kağan Dil





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.