Ozan’ı hangi okul ya da okullar hangi gerekçeyle kabul etmedi?

O dönem Ozan aynen bugün de olduğu gibi zaten eğitmini sürdürüyordu ve son 3 yıldır kreşe devam etmişti. Ana sınıfı yaşı gelmişti ve okul dışındaki eğitimleri de yoğun şekilde sürüyordu. Otizmli çocuklar eğitimden eğitime koşturup dururlar, programları herhangi bir çocuğa göre çok daha doludur. O yüzden evimize yakın bir okul olması bizim için en önemlisiydi. Ve Işık Lisesinin Nişantaşı kampüsüne ana sınıfı için başvurduk. Önce hepsi 'Alamayız' dediler ama öğretmenleri 2. aşamada ikna edebilecek gibiydik. Ancak okul yönetimi kesinlikle otizmli bir öğrenciyi almayacaklarını söylediler.


“TBMM’ye de gittim ama somut bir ilgi gösteren olmadı”


Yerel mahkemenin kararı hangi yöndeydi? Neden AİHM’e gitme gereği duydunuz?

Yerel mahkemede dava açılamadı, çünkü dilekçeyi verdiğimiz savcı konuyu hiç önemsemedi ve bizden ifade bile almaksınız, doğru dürüst soruşturma bile yapmadan şikayetimiz hakkında takipsizlik kararı verdi. Aslında şu an sürecin bu noktaya gelmesindeki en büyük pay o savcıda. Davayı açsa ve konuyla hakkını vererek ilgilenmiş olsaydı belki de sorunu çoktan çözmüş olacaktık. Savcılık süreci sonrası verilen karara itiraz ettik ancak itirazı incelemeye yetkili olan Apır Ceza mahkemesi de dosyada gereği gibi bir inceleme yapmadan itirazımızı reddetti. Hukuken o aşamadan sonra gidebileceğiniz bir iç hukuk yolu kalmamış oluyor. O dönem henüz Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı da uygulamaya konmamıştı. Ozan'ın eğitim hakkı için mücadele etmenin tek yolu o aşamada AİHM'e gitmekti.


Milli Eğitim’in bakanlık ya da ilçe eğitim müdürlüğü düzeyinde konuyla ilgili bir girişimi oldu mu?

Hem Bakanlığa hem de ilgili her makama konuyla ilgili başvurduk. Bakan yardımcısı ile bizzat görüşme yaptık, ben TBMM'ye gittim, pek çok milletvekiline konuyu ilettim, gitmediğim yer kalmadı. Ancak konuya somut bir ilgi gösteren olmadı. O günden beri hala pek çok otizmli çocuk okullara alınmıyor ve eğitim haklarını alamıyor, ben bu anlamda pek çok aileyle bilrikte onların hukuki süreçlerini de takip ediyorum. Sorun büyüyerek devam ediyor.


Bu süre zarfında Ozan’ın okul hayatı nasıl ilerledi? Hiç okul değiştirdi mi? Okul yöneticisi ve öğretmenleri Ozan’la yeterince ilgilendi mi? Ozan okul arkadaşlarıyla, siz diğer velilerle sıkıntı yaşadınız mı? Bunları nasıl aştınız?

Ozan o yılı okula gidemeden geçirmek zorunda kaldı. Bu anlamdaki eksiklerini elimizden geldiğince kendi çabalarımızla telafi etmeye çalıştık. Müzik ve spora yönlendirdik, özel eğitimini yine kendimiz ödeyerek arttırma yoluna gittik. Ona bir Ipad aldım, Türkçe aplikasyon olmadığından İngilizce eğitim aplikasyonlarıyla çalıştık. O yıl Ozan kendi kendine hem Türkçe hem İngilizce okuyup yazmayı öğrendi. Yani başaramaz diye okula almaya değer bulmadıkları bir çocuk okul olmaksınız dahi bunları kendisi başardı. Yaşından da önce okuyup yazdı.


Bunca mücadelenin sonunda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Ozan tanı alalı 5 yılı geçti, bu okul maceraları da son 3 yıldır sürüyor. Bu ülkede otizmli ya da özel gereksinimli birey annesi olmak hiç kolay değil. Ama oğlumu ve tüm çocukları çok seviyorum, bu sevgi bana en büyük destek. Ve tabii ki iyi insanların varlığına ve desteğine güveniyorum. Azim ve sabırla bu yolu yürümeye devam ediyorum. Bu davanın tüm otizmli çocukların hatta engelli çocuklarının hepsinin hayatında birşeylerin değişmesi için vesile olmasını diliyorum. Bunu bir görev olarak kabul ettim ve öyle yürütüyorum.


Röportaj: Perihan Özcan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.