Uzakdoğu dövüş sporları arasında sanıyorum en çok ilgimi çekenlerden birisi şu sıralar Wing Tzun. 7 yaşında ağabeyimin evde oyunla karışık öğrettiği Kick Box haricinde hemen hiçbir dövüş sporuyla ilgilenmedim. Aradan geçen yıllar sonunda bu sporun dikkatimi çekmesi, bir kadının geliştirdiği bir savunma sanatı ve artık şehirde yaşadığımı ve dolayısıyla her gün yeni bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumu kabullenme anıma denk geliyor.


İşin erbabıyla konuşmak gerekli diyerek Abdullah Demir’e başvurdum. Anlattığı kadarıyla eğitmen olmak o kadar da kolay bir mevzu değil. Bir nevi kuşak atlamak, el vermek gerekli bunun için… Şöyle ki ilk öğreticiden sonra kimin kime bu sanatı öğrettiği zincirin en önemli halklarından birisi…


IPMAN filmi sayesinde Wing Tzun’la tanışan milyonlarca insan var. İşin içine girdiğinizde olayın sadece bir savunma sporu olmadığını anlıyorsunuz. Hemen her hareket, kendi içinde bir döngüyü temsil ediyor. Ying Yang ilişkisine bağlanan Wing Tsun denge ve disiplin üzerine kurulu… Giyilen kıyafetler ise dini ritüellere ve renk kodlanmalarına bağlı.


Wing Tzun’un en önemli noktalarından birisi kesinlikle direkt saldırı sporu olması. Şöyle ki; karşınızdaki insanın zayıf noktalarını gördüğünüz anda onunla mücadele etmeniz kolaylaşıyor ve galibiyet mutlak oluyor. Örneğin; sokakta yürüyorsunuz ve tacize uğradınız. Karşınızdaki insanın size nasıl saldıracağını bilmiyorsunuz. Bu noktada Wing Tzun eğitiminde öğrendikleriniz devreye giriyor ve karşı tarafın zayıf noktalarını görüp saldırıyorsunuz. Merkez noktaları ve denge önemli…


“Wing Tzun bir aparattır.”


90 kiloluk bir adamla 60 kilodaki bir kadın nasıl baş edebilir?” diye soruyorum Abdullah Demir’e. “Wing Tzun bir aparattır. Kişi kendini psikolojik olarak ve bedenen hazır hissettiğinde müdahale edip kendini savunabilir” diyor. “Denge yöntemleri, vücuttaki merkez noktalar ve şiddetin yine kendi bedenimizden çıkan merkez noktası, saldırı anındaki kilit noktalardan bir kaçı. Örneğin bir adamın yüzünü hedef aldığınızda yumruk atacağınız yer “son şiddetle” tam çenesinin ortası olabilir. Çene kasları omuriliğe baskı yapacağı için nefes yolu ani bir şekilde kesilecek, boyun geri gidecek ve hem yumruğun etkisiyle çene itilecek hem de çene kasının kendi kasılmasıyla çift etki yakalanacaktır.” Bu şekilde bakıldığında neden olmasın diyorum…


Konuşmanın sonuna doğru işin felsefesiyle de yakından ilgili çok doğru bir alıntı yapıyor: “Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar…” Nazım Hikmet’in bu sözüyle savunma sporunun gerekliliğini, insanın neden kendini savunmak zorunda olduğunu bir daha düşünmeye başlıyorum.






Hayatınızda bir şeyler oluyor ve bu bir şeyler her gün vapurun kalkması, kuşların uçması ve kedinizin miyavlaması romantizminde ilerlemiyor ne yazık ki. Bir noktada bir şey kırılıyor ve “o zaman yapılacak bir şey olabilirdi” diye düşünmekten, çaresizlikten yakınıyoruz. “Şöyle yapsaydım kurtulurdum”, “Belki şunu yapsaydım bu kadar hasar almazdım” gibi…


Barındırdığı derin felsefesi ve disiplinli yapıldığı takdirde kesin sonuçlar veren Wing Tzun kesinlikle öğrenilmesi gereken bir savunma sporu… Estetik, dengeli ve içinde bin bir hikâyeyi barındırıyor…


Röportaj: Pınar Aksu



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.