Murat Yeter, 9 Yaşında Kasımpaşa’da başlayan müzik serüvenini, kariyerinin zirvesinde “Asya” adlı albümüyle taçlandırdı. Ünlü davulcu, aranjör ve besteci; tüm besteleri ve düzenlemeleri kendisine ait olan ilk albümü ile müzikseverlerle buluştu. Türkiye’nin en ünlü müzisyenleriyle çalışan Yeter, yeni albümünden özel hayatına tüm sorularımızı yanıtlandı. Geçen yaz evlendiği Arsevi Yeter ile mutlu bir evliliği olan Yeter, geçmişteki ilişkilerini kastederek sorduğumuz “Çapkın mısınız?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Herkes ne kadar yaşadıysa ben de o kadar yaşadım.”


Son iki yıldır aranjörlerin hepsi albüm çıkardı. En deneyimlilerden biri olmanıza rağmen en geç siz çıkardınız. Bilinçli bir gecikme mi?

Ben albüme başlayalı 12 yıl oluyor. Yani albüme başladığım tarihte ne aranjör albümü vardı nede bu kadar müzisyen albümleri yapılıyordu. Albüme başlarken zaten bu albüm aranjör albümü olsun diye başlamadım. Bir mutfak eşyaları firması için proje üretirken besteleri yapmaya başladım. O projeye yaptığım bestelerin bir kısmı içinden sıyrıldı ve benim kendi albümümü yapma fikrim ortaya çıktı. Yola çıkarken zaten sözlü şarkı olması fikride yoktu. Araya işler girdi yaptığım albümler konserler biraz tembellik biraz doğru zaman derken yapımcım Ahmet Çelenk de tarih verince zaten %90’ı bitmiş haldeydi. Kalanını tamamlayıp çıkardım.


9 yaşında davul çalıp para kazandım



Albümün adı neden Asya?

Kızımın, canımın adı. Kızım doğana kadar albümün adı yoktu. Kızım doğunca albümün adı da onunla birlikte geldi. Kızımın adını başka bir şey koysaydım uymazdı tabii ki. Ama zaten albüm Asya ’yı anlatıyor.


Müzikte çok geniş yönlüsünüz? Kendinizi önce davulcumu, besteci mi, aranjör mü olarak görüyorsunuz?

İlk olarak davula başladım. 9 yaşında Kasımpaşa ’da davul çalmaya başladım ben. Para kazanmaya başladığım yaş 9. Düğün salonlarında, pavyonlarda. İlk nasıl sahneye çıktığımı hatırlamıyorum. Altıma kasa koyuyorlardı. Gelip düğünlerde bakıyorlardı bu çocuk nasıl çalar diye. Palto yok, ayakkabı yok sabaha kadar çal okula git. Kalan vakitte davul çalış her türlü müziği dinle. Vücudum bile ona göre gelişmiş kollarım uzundur mesela. Ahu Tuğba' ya çalıyorum, yaşım 11-12, Ahu Hanım çek vermiş tabii, babam bozduracak bankada inanmamışlar. Kasımpaşa olmasa o paltosuz günler uykusuz geceler olmasa Murat Yeter olmazdı. O duygu seni besliyor. Davulcu, besteci, aranjör oluyorsun. Ya Allah bana böyle bir yetenek vermeseydi ne olurdum hiç bilmiyorum. Başbakanımızla aynı okulda okumuşuz; Piyale Paşa İlkokulu. Ayrı yıllar tabii. Ama Kasımpaşa ’da çalışmak zorundasın. Bakıyorum ne çok insan çıkmış; yazar, oyuncu, futbolcu. Aranjör olarak başladığım zamanda öyle. ilk aranjmanım Sezen Aksu bestesi Hovarda. Çalışmadığım kimse kalmamış. Düğün salonlarında Uzay’ la çalıyorduk düşün, gazino dönemimde Ozan Doğulu, Levent Yüksel.


Albümde çok ünlü isimler şarkılarınıza eşlik etti. İkna etmek zor olmadı mı?

Kimseyi ikna etmedim. Hatta kimseye teklif götürmedim. Bu bir müzisyen işi çalmak isteyen gönlünden söylemek isteyen söyledi. Zaten şarkılar kimin çalıp kimin söyleyeceğini bağırıyordu.


Çok ünlü isimlerle çalıştınız. Ama bir kaçına albümde yer verdiniz. Diğer isimlerden kırılan oldu mu size?

Olmaz çünkü bu albüm bu isimleri gerektirdi. Bir diğerinde ne olur bilmiyorum. Herkes elinden geleni yapmak istedi. İçinde olmasalar bile Kenan, Sezen Hanım mesela hep ruhlarıyla fikirleriyle yanımda oldular. Müzisyenler birbirlerine kırılmaz.


Bu albümde davul hariç değişik malzemeler de çaldınız. Nedir onlar?

Mutfak aletleri. Onun hikayesi ilginçtir. Dediğim gibi bir mutfak aletleri firması benden böyle bir proje istedi. Bende bunun için Kasımpaşa ’da mutfak eşyaları satan yerlere gittim. Düşünsene bir adam geliyor tencere, tava, cezve ne varsa bakıp duruyor.. Satıcılar sürekli bana bunda pilav dibini tutmaz, bu çabuk pişirir diyor. Bense tencereleri indirtip sürekli vuruyorum çıkan sese bakmak için. Onlarsa bana hâlâ abi bunun dibi tutmaz diyor. Bense çıkan sese bakıyorum, deli muamelesi yaptılar tabi. Çocukluğuma döndüm, ilk zaten tava, tencere çalarak başlıyorsun. Bu albümde tencere, tava, cezve, blender bile var.


Albüme gösterilen ilgi sizi tatmin etti mi? Sahne programlarınız var mı?

Çok o kısmıyla ilgilenmiyorum. İlgi için yapsaydım başka bir şey olurdu. Ben istediğim noktaya ulaştım. Gelen mesajlar söylenenler bu işin farkının, duygusunun anlaşıldığını gösteriyor. Yurt dışından gelen mesajlarda böyle festivallerden yabancı organizatörlerden mailler alıyoruz. Daha albüm çıkalı 20 gün oldu ilk konserimi verdim.


Çapkın biri hiç olmadım



Ebru Gündeş’ in seslendirdiği Gönlümün Efendisi adlı şarkının sözlerini eski sevgiliniz Sıla’nın sizin için yazdığı doğru mu? Eski eşinizden de Sıla ile olan ilişki yüzünden mi ayrıldınız?

Kime ne için yazdın neden yazdın diye sormam. Sıla bu şarkıya enstrümantalken bu sözleri yazmak istemiş ve harika yazmış. Giden sevgiliye yazılabilecek en güzel sözleri yazmış. Abla hep yazıyor zaten. Kimse kimseden birisi yüzünden ayrılmıyor. Hele biz müzik yapıyoruz yazıyoruz çiziyoruz. Sıla ile daha öncede çalışmalarımız oldu 10 yıla yakın birlikte çalıştık Kenan Doğulu ekibi ile...

Bu zamana kadar bir çok ünlü kadınla adınız âşk dedikodusuna karıştı. İki kez evlendiniz. Çapkın bir insan mısınız?

Çapkın biri hiç olmadım 35 senedir çalıyorum. Bu sektörün içindeyim haliyle bu dünya içinde sevgililerim oldu. Bu kişileri sizler tanıdığınız için duyuldu. Benim ve diğer arkadaşlarımın adı çapkına çıktı. Herkes ne kadar yaşadıysa ben de o kadar yaşadım.



Röportaj: Zafer Akbaş

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.