Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Ferin Batman, Ankara merkezli bir diyet olan Metropol Diyeti’nde de şeker, kola ve meyve sularının yasak olduğunu söyleyerek söze başlıyor.


"Metropol Diyeti" isimli kitabın yazarı olan Batman’a, siyaset dünyasından da sıkı takipçileri olan diyetin püf noktalarını sormaya başlıyoruz. Yazı dizimizin 4’üncü gününde sağlıklı bir beslenmeyle nasıl formumuzu koruyacağımızın ayrıntılarını Batman cevaplıyor...


Diyet yaparken ya da başlamadan önce yapılan en büyük hatalar neler?

En büyük hata kısa sürede kilo vermek için mucize beklemek. Özellikle yaz yaklaşırken, zayıflama paniğine kapılanların daha çok hata yaptığını gözlemliyorum. 1 haftada 10 kilo vermeyi, tığ gibi bir bedene sahip olmayı vaat eden diyetler işe yarasaydı sanırım buna en çok zaman darlığından yakınan metropol insanı sevinirdi. Kısa sürede kilo vermek uğruna içilen bitki çayları, kutu kutu yutulan zayıflama hapları ve içecekleri kilo kaybı sağlamak yerine vücuda zarar veriyor, hormonların dengesini bozuyor. Yediklerinin kalorisini öğrenen, her gün tartılan ama kilo veremediği için motivasyonunu kaybeden kişiler, kendisini daha fazla yemek yerken buluyor. Ve bu kısır döngü sonucunda diyet başarısızlıkla sonuçlanırken, verilen 5 kilo da 10 kilo olarak geri dönüyor. Ben kitabımda tek bir diyet listesi vermiyorum. Diyeti kolaylaştırmanın tüyolarını ve diyette motivasyonu artırmanın yollarını madde madde veriyorum.


Metropol diyetini diğer diyetlerden ayıran temel fark nedir?

Temel fark, bir dönem uygulanıp sonra da bırakılan diyet listeleri vermek yerine, ömür boyu sağlıklı beslenmeyi, zayıflamayı, kilo korumayı kolaylaştıran,motive edici bir sistem olması. Formüller veren, zamanla beslenme alışkanlıklarını doğru bir şekilde yapılandırmayı amaçlayan bir sistem.

Diyetinizin dayandığı mantık nedir?

Bilimsel olarak doğruluğu ispatlanmış diyetleri bir arada kullanıyorum. Benim yöntemim kime hangisinin ne zaman uygulanması gerektiğini planlamak. En önem verdiğim, kişinin ihtiyacı olan spesifik besinleri bularak diyetini o yönde desteklemek ve zenginleştirmek, zayıf ve güçlü noktalarını tespit ederek,mutsuz hissetmeden rahatlıkla uygulayabileceğini göstermek. Sürekli yüksek motivasyon sağlamak.


Uzak durulması gereken gıdalar

  • Bisküvi, şeker, gofret gibi mısır şurubu içerenler

  • Hazır meyve suları, bütün gazlı içecekler, enerji içecekleri

  • Beyaz pirinç

  • Her türlü beyaz ekmek, beyaz undan yapılan makarna, poğaça ve açma

  • Margarinler

  • Bütün yapay tatlandırıcılar

  • Her türlü kızartma

  • Bütün hazır çorbalar

  • Sucuk, salam, sosis gibi işlem görmüş et ürünleri, işlenmiş, tütsülenmiş balık ve etler

  • Süt tozu, yumurta tozu, krema gibi ürünler

  • Mayonez, ketçap gibi hazır salata sosları

Sofranızda olması gereken 20 besin


Ekşi mayalı tam tahıl ekmeği

Beyaz ekmek vitamin ve karbonhidrat açısından besleyici değeri en az olan ekmektir. Buğday saflaştırıldığında B vitamini içeriği azalır ve bu unla beyaz ekmek yapıldığında besin değeri az olan ekmek tüketmiş oluruz. Önerim besin kalitesi açısından zengin, doyuran, bağırsakların çalışmasını sağlayan, B vitamini açısından zengin, ekşi mayalı tam buğday ekmeği veya 8 tahıllı ekmek olacaktır.

Yulaf

İçerdiği liflerle uzun süre tok tutar, spor öncesi karbonhidrat ihtiyacınızı karşılar, sütün içerisine ekleyeceğiniz 4-5 yemek kaşığı yulaf ezmesi uzun süre kendinizi enerjik hissetmenizi sağlar.

Çay

Aknenin doğal tedavisinde kullanılır. Antioksidan içeriği oldukça yüksektir. Antialerjik ve iltihaplanma karşıtı süper bir içecektir. Tabii ki önerimiz bu harika içeceği şekersiz tüketmenizdir. Bunun yanı sıra hem yeşil çay hem de siyah çay metabolizmanıza da iyi gelecektir.

Balık

Sağlığınız için oldukça önemli olan Omega-3 yağ asitlerinden zengin balık, cildin elastikiyetini artırarak yaşlanmayı geciktirir. Kalp ve damar sağlığını korur. Kolesterolü düşürür.

Hindi eti

Metabolizmayı hızlandırır, kas yapımında kullanılacak proteinleri içerir. 100 gram hindi etinde 120 kalori, 26 gram protein ve sadece 1 gram yağ vardır.


Kuru Baklagiller

Bitkisel protein ve lif kaynağıdır. Kan şekeri regülasyonunu sağlar, kalp hastalıklarına ve kansere karşı korur.

Yumurta

Yumurta bulabileceğiniz en iyi protein kaynağıdır. Vücut proteinlerine çok benzediğinden vücutta yüzde 100 oranında kullanılır. Yumurta ayrıca güzellik için de önemli olan biotin ve B12 vitaminlerini içerir.


Ispanak

Alfa-lipoik asit ve luteinden zengin ıspanak, bu iki güçlü bileşeni sayesinde yaşlanmaya karşı korur. Vitamin, mineral ve antioksidan deposudur. Gözlerinizi de katarakta karşı korur.

Balkabağı

A ve C vitaminiyle doludur. Demir, potasyum ve diğer minerallerden zengindir. Lif, antioksidan kaynağıdır, düşük kalorilidir. Artrit tedavisinde ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için ilaç niyetine bir besindir.

Brokoli

Brokoli kansere ve immün sistem hastalıklarına karşı korur. Brokolinin içinde sülforofan denen madde vardır. Bu madde bizleri özellikle kolon ve meme kanserine karşı korur, kanserli hücre oluşumunda yer alan enzimleri bloke eder.

Soğan-Sarımsak



Sarmısak ve soğanın kalp krizi, kireçlenme ve kanser riskini azalttığı biliniyor. Sarmısak ve soğan kanser yapıcı maddeleri nötralize etmektedir.


Domates

Domates ve domates suyu cilt sağlığınız için önemlidir. Kanser ve kalp hastalıklarına karşı koruyucudur.


Nar-Nar Suyu

Yüksek antioksidan içeriğiyle nar “süper besin” olarak adlandırılır. Genişlemiş damarların görünümlerini azaltarak cildinizin daha sağlıklı olmasını sağlar. Antioksidan içeriği yüksektir. Kansere karşı korur ve bağışıklık sisteminizi güçlendirir.


Turunçgiller

C vitamini kaynağıdır. Özellikle kivi ve greyfurt, bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi ve antioksidan oluşu nedeniyle beslenmede yer vermemiz gereken en önemli meyveler arasındadır.


Kırmızı Meyveler

Kırmızı üzüm, kızılcık, çilek, kiraz gibi kırmızı meyvelerin hepsini en iyi antioksidan meyveler olarak, kanser başta olmak üzere pek çok hastalıktan korunmak için tüketmekte fayda var.


Elma

Bol miktarda “kuarsetin” içerir. Kanser tedavisinde, kanserden korunmada, alerji ve kalp damar hastalıklarında yararlıdır. Günde en az 2 elma kabuklarıyla birlikte tüketilmeli.


Ceviz

Omega-3’ün en güçlü kaynaklarından biridir. Kan kolesterolünü düzenler. Yağ asidi içeriği sayesinde cildin elastikiyetini artırarak yaşlanmayı geciktirir.


Fındık

E vitamininden zengindir aynı zamanda güçlü bir antioksidandır. Kas yorgunluğunu ve kas zayıflamasını önler. Diyet yapanların günde 10 adet, koruma programında olanlarınsa haftada 3 defa 50 gr kadar fındık tüketmesini önerebiliriz.


Yoğurt

B2 (riboflavin) vitamini zengin olan yoğurdun cildimize, kemik ve dişlerimize yararlı olduğunu biliyoruz. Yoğurt sinir sistemimiz için de yararlı bir besindir. Günde en az 1 kere 1 kâse yoğurt yemeyi unutmayınız.


Keten Tohumu

Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserden korur. Özellikle bağırsak kanserine karşı koruma sağlar. Yoğurdunuza 1 tatlı kaşığı keten tohumu karıştırıp tüketebilirsiniz


"Öğünler atlanıyor akşam yemeğine yükleniliyor"

Sizce de metropol insanının diyet yapması daha mı zor? Başarısızlığa giden yolda en büyük etken neler?

Metropol insanının önünde farklı pek çok seçenek olması diyette kafayı karıştıran önemli bir unsur. Birbirinden gösterişli ambalajlarının içerisinde o yiyecek ve içeceklerin gerçek yüzlerini bilmiyoruz. Bu yüzden metropol insanı hatalara düşüyor. Sağlıklı beslenmek ve zayıflamak alışverişte başlar. Diyet yapmayı zorlaştıran diğer bir etken ise zamansızlık. Zamandan tasarruf sağlamak için yeme vakitleri kısaltılıyor, fast food tüketimi, hazır ambalajlı ürünlere yönelim artıyor, öğünler atlanıyor, akşam öğününe yükleniliyor. Tüm bunların sonucunda metabolizma yavaşlıyor, tatlı krizleri başlıyor. Diyet yapmak ve kilo alıp vermek de sıradanlaşıp imkânsız gibi görünüyor. Zayıflama diyetlerinde başarısızlığın temel nedeni diyet listelerinin kişinin yaşantısına, sosyal hayatına, yeme alışkanlıklarına uygun olmamasıdır.

Şehir insanı diyet yaparken neleri dikkate almalı?

Sağlıklı beslenme alışverişle başlar. Aldığımız besinlerin içerikleri hakkında bilgi sahibi olmamız gerek. Ancak ambalaj ve etiket okuma alışkanlığımız çok yok. Yağı azaltılmış, az yağlı, şekersiz, fırınlanmış, diyabetik gibi pek çok etiket bilgisi görüyoruz ama ne ifade ettiğini bilerek alışveriş yapmalıyız. Bunları bilerek alışveriş yaparsak, eve daha az kalori daha çok sağlık sokmuş oluruz. Metropol insanının en büyük sorunu evde yemek yapmaya zaman bulamamak ve hazır besinlere yönelmek. Ama çözüm o kadar zor değil. Örneğin yeşil mercimek, nohut, fasulye haşlanarak dolapta dondurulup saklanabilir, sonrasında yemeklerde, salatalarda kullanılabilir ve zaman kaybını önler. Öğün atlamak büyük sorun ve en çok atlanan öğünse kahvaltı. Gün boyunca aç kalmamak ve vücudun dinç olmasını sağlamak için sağlıklı bir kahvaltıya ihtiyaç var. Uzun süre aç kalmak zayıflatmaz, aksine metabolizmayı yavaşlatır. Kişiye özel olarak değişmekle birlikte 4 saat arayla beslenmeyi öneriyorum. Özellikle sihirli 17.00 dediğim akşamüstü öğününe çok önem veriyorum. Diyet yapan metropol insanı şehir hayatının yarattığı strese karşı antioksidan besinleri hayatına mutlaka katmalıdır. Stres savar besinleri öğrenmeli, ruh halini düzeltecek yiyeceklerle diyet yapmalıdır.


Nelerden uzak durmalı?

Bazı besinlerin mutfağa girmemesinde fayda var. Özellikle de rafine gıdalar, katkı maddesi içeren yiyecek ve içecekler, işlenmiş ürünler.


Haber: Nur Toprakoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Yazı çok hoşuma gitti çok bilgi içerikliydi beğendimi burada da belirtmek istedim teşekkürler
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.