Şimdi bu film çok sevildi ve o yüzden ikincisi çekildi, bu bir gerçek. Tam olarak sevilen neydi

Çok bizden, gerçek hayatta gördüğümüz şeyler olmasıydı. İnsan güler, ağlar, kendinden olan bir şeyi görünce, aynı şeyi hissedince eğlenir. Entelektüel bir sanat filmi olmamasına rağmen bana çok şey kattı. Tanınmamın başlangıcı da oldu. Sette ilk defa eğlendim ve böylelikle daha başarılı oldum.


Yönetmen Murat Şeker “Gülmekten çekemiyoruz” dedi, siz de nasibinizi almışsınızdır.

Almaz mıyım! Bizim meşhur bir sevişme sahnemiz vardı İlker Ayrık’la. O kadar gülüyoruz ki Murat ciddi sesiyle “Haydi artık çekiyoruz” dedi. Tam gülmeden bitirdik sahneyi, boomcu gülmekten sallandığı için boom içeri girmez mi? Sevişme sahnesi gayet açık seçik ama hiç cinsellik yok. Bence bu doğallık.


Kadınlar mı daha çakaldır erkekler mi?

Kadınlar tabii ki. Kadınlar antin kuntin işleri daha iyi düşünür. Hep çakallığa gider akılları, erkekler çok direktler.


"Hobbit"i yaratan ekip geldi...

Cuma günü iki filminiz birden gösterime girdi. Açlığa Doymak bir dram ve başroldesiniz, Çakallarla Dans dört erkeğin başrolde olduğu bir film ama en önemli kadın rolü sizinki.

Sormayın, birinin gösterimi öne çekildi, biri ertelendi ve aynı haftaya denk geldi. Bir de tiyatro var, “Islahevi”. Mustafa Üstündağ ve Kenan Ece’yle oynuyoruz, gerilimli komedi. İki filmin birleşimi tiyatro oldu.


Açlığa Doymak’tan bahsedelim biraz da... Her sabah 4 saat kilo makyajı yapılmış size...

Bence oyuncunun çirkin olmaktan korkmaması lazım. Bize bunu öğrettiler. “Açlığa Doymak”ın çekimlerinde sabah 3’te kalkıp makyaja gittim her gün. Hobbit’i ve Zombie’yi de yapan ünlü makyaj sanatçısı Simon Rose ve ekibi geldi. Şişman göstermek için yapılan makyajlar 4 saat sürüyordu. Kız açlık grevinden sonra kilo almaya başlıyor çünkü. Şişmanlık özgüveni azaltan bir şey değil, önemli olan o kiloyu nasıl aldığı ve taşıdığı. Ama Burcu karakterinin asıl sorunu yalnızlığıydı, bir de kilo alınca dibe çöktü.


“O kadarı ancak filmde olur, dediğimiz tipler aramızda!”

Türk kadınını beyazperdeye aktarırken izliyor musunuz onları?

Evet, inceleme ilkokulda başladı. Kafeye kitapla giderim, bir süre sonra kitabı bırakıp yandaki kadını izlerken bulurum kendimi. Nasıl yiyor ne yiyor... Okuldayken “Çaktırmadan birini izleyin ve hikâyesini yazın” demişti hoca. En sevdiğim dersti. Anladım ki o dönemlerden bilinç altıma yerleşmiş modeller var ve uygun rollerde ortaya çıkıyorlar. “Ay yok canım, o kadarı ancak filmde olur” dediğimiz tipler kesinlikle aramızda.


Dizi var mı ufukta?

Görüştüğüm diziler var ama benim için çok güzel bir şey ifade eden bir dizi iki bölüm sonra bitebiliyor. Diziler için değil ama sinema filmleri için yapabilecek bir şey var: Filmi sinemada seyretmek. Şöyle bir dileğim olsun; güzel bir diziden teklif gelsin ama 20 bölüm desinler. Ben de bunu bileyim, bitsin sonra.


Röportaj: Nazenin Tokuşoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.