Mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir.” Lev Tolstoy 1873’te Anna Karenina’ya bu cümleyle başladı ve 900 küsur sayfa sonunda dünyayı edebiyatın en muazzam yapıtlarından biriyle tanıştırdı. 1877’den beri Anna Karenina’nın opera, bale,müzikal, tiyatro ve elbette sinema uyarlamaları yapıldı. Orhan Pamuk’un “Okuduğum en mükemmel, en kusursuz, en derin ve en zengin roman” diye bahsettiği Anna Karenina, en çok da sinemaya uyarlandı.


Aşkını sosyetedeki şöhretine tercih eden, Tolstoy’un Karenina’sını 1935’te Greta Garbo oynadı. En fazla övgü toplayanı da bu yapım oldu. 1948’de Vivien Leigh, 1985’te Jacqueline Bisset ve 1997’de Sophie Marceau beyazperdedeki Anna Karenina’lar arasına katıldı. Listedeki son aktris ise Keira Knightley... Knightley’ye, Alexei Karenin rolünde Jude Law, Kont Vronski rolünde de genç aktör Aaron Taylor- Johnson eşlik etti. Yönetmen koltuğunda “Keira’yla beraber büyüdük” diye anlatan, diğer filmleri “Kefaret” (Atonement-2005) ve “Aşk ve Gurur”da da (Pride&Prejudice-2007) başrolde Knightley’yi seçen İngiliz JoeWright var. AncakWright’ın üçüncü kez Keira Knightley’yle çalışması, filmi Londra’da birlikte izlediğimiz gazeteci ve sinema yazarlarını birbirine düşürdü. Zira kimi Knightley’yi Anna Karenina’nın ihtişamından yoksun, fazla sanatsal buldu. “KeşkeMarion Cotillard’ı oynatsaydı” diye homurdananlar vardı. Kimiyse Knightley’nin film boyunca kısarak baktığı gözlerine tav oldu. Ancak esas tartışma konusu, yönetmenin filmi tiyatro sahnesinde çekmesiydi. Gerçekten de film boyunca yapay fonlar gözünüze çarpıyor ve hatta filmdeki tren yolculuklarından biri oyuncak bir trenin yol alışıyla tasvir ediliyor. Levin karakterinin tarlada çalıştığı sahnelerse Wright’ın “Kefaret” ve “Aşk ve Gurur”daki renklerle dansından Anna Karenina’ya geçmiş gibi. Aslında kostümler de öyle.Wright, kostümtasarımcısı Jacqueline Durran’la birlikte 1950’lerin modasını 1870’lere uyarladıklarını söylüyor.


Moskova’ya gece yolculuğu

Yorumların en acımasızı “Kukla tiyatrosuna tıkılmış Tolstoy” diye niteliyorWright’ın eserini. Böylece Islington’da bir kukla tiyatrosu sahibi olan ailesine atıfta bulunuluyor. Knightley’yi “Olmamış”, Taylor-Johnson’ı “Kont Vronski’yi oynamak için fazla çaylak” bulan kimi eleştirmenler sadece Jude Law’un performansını “Ustaca” diye niteliyor. Hatta “Alexei Karenin’i Jude Law’dan izlemek onu romanda olduğundan daha çekilir, belki de daha çekici kılıyor” deniyor.


Anna Karenina’yı anlamak için onun gibi kışın ortasında St. Petersburg’danMoskova’ya trenle gece yolculuğu da yapan JoeWright, yönettiği üçüncü roman uyarlamasında ilhamın dozunu fazla kaçırmış da olabilir. Çünkü, “Âşık Shakespeare”le Oscar kazanan ünlü senarist Tom Stoppard’ın 130 sayfalık Anna Karenina senaryosunu çekimlere başlamadan 2 ay önce teatral bir dille anlatmaya karar veriyor ve filmi İngiltere’deki Shepperton Stüdyoları’nda kurduğu tiyatro sahnesinde çekmeye başlıyor. Belli ki Wright’ın Shepperton stüdyolarına kapanma tercihinin altında yapımcıların planlanan 60 milyon poundluk bütçenin yarısını ödemesi de var. Lakin, sinema izleyicisine sahne tozu koklatmak aslında Orlando Figes’nin “Natasha’nın Dansı: Rusya’nın Kültürel Tarihi” (2002) adlı kitabını okuduğunda Wright’ın aklına düşmüş. Kitapta dönemin St. Petersburg’lu asilleri hayatlarını sahnedeymişçesine yaşayan insanlar olarak tasvir ediliyor. Figes, ünlü yönetmenin oyuncularına uzun bir seminer de vermiş. Hazırlık ve çekim süresince Keira Knightley dersine en çok çalışan oyuncu olmuş. Tuttuğu uzun notları vemarker’la boyadığı çalışma kitabını elinden düşürmemiş. Knightley, “Şanslıydık. Figes sayesinde o dönemi ve kültürü daha iyi anladım” diyor. Knightley’nin, ne kadar Anna Karenina olduğunu da şöyle anlatıyor.


“En kötü, başarısız olurduk”

“Karayip Korsanları”nın çekimleri esnasında dönem filmlerinde yer almak istemediğinizi söylemiştiniz. Ama şimdi sizi “Anna Karenina”da görüyoruz.

Gençken dönem filmlerinde rol alarak yanlış yaptığımı düşünüyordum. Sonra dönem filmlerini, tarihi romanları sevdiğimi anladım.


Bir röportajınızda Anna Karenina karakterinden nefret ettiğinizi de söylemiştiniz. Bu fikriniz değiştimi?

Kitabı proje gelmeden önce okumuştum. Film için bir daha okudumve Anna Karenina’nın iç dünyasını anlamaya çalıştım. Tolstoy karaktere dışarıdan bakıyor ve çoğu zaman onu yargılıyor. İlk okuyuşumda rahatsız eden şeyler, karakteri tanıdıkça rahatsız etmemeye başladı.


"İkilemdeki karakter ilgi çeker!"

Üzerine akademik çalışmalar yapılan bir eserin filmine nasıl hazırlandınız?

O dönemRus kültürüyle ilgili bazı okumalar yaptım. Daha fazlasını yapmayı amaçlamıştım ama gerçekten tuğla gibi kitaplar vardı.


Yönetmenin bu edebi eseri bu denli sanatsal biçimde ele alması sizi şaşırttımı?

İlk konuştuğumuzda tamamen tabiatına uygun olması planlanmıştı. Çekimleri Rusya’da yapacaktık. Ama filmin bütçesi 2 katınamal olacaktı. Yani finansal zorunluluk Joe’yu bu yola itti. Ama zaten aklında hep özgün bir iş yapmak vardı.Mesela filmdeki dans sahnesi dönemin Rus toplumunu kendine has bir biçimde betimliyor. Bu sahnedeki teatralliği ve göze çarpan Fransız etkisini öne çıkarmak istedi.


Haber: Alihan Mestci - Heja Bozyel

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.