Doksanlı yılların sonunda yayınlanmaya başlayan televizyon dizisi “Sex and the City”den bu yana büyük şehirlerdeki kadın - erkek ilişkilerine bekâr kadınların gözünden bakan dizilerin, filmlerin sayısı artıyor. Liz Tuccillo’nun kitabından uyarlanan “Bekâr Yaşam Kılavuzu” da bunlardan biri. İlk bakışta onu benzerlerinden ayıran çok farklı bir yanı yok gibi görünüyor. New York’ta yaşayan dört yalnız kadını ve onların erkeklerle olan ilişkilerini takip ediyoruz. Ancak özellikle son bölümünde, öykünün seyircinin beklentilerine uygun gelişmediği, daha gerçekçi ve ayakları yere basan bir zeminde ilerlediği görülüyor. Hatta filmin özellikle finaliyle realist bir romantik komedi olduğu söylenebilir.

Değişime direnen bir karakter

Ancak finale kadar her şey tanıdık bir romantik komedi gibi başlayıp gelişiyor. Üniversitede yıllarca birlikte olduğu sevgilisi Josh’tan (Nicholas Braun) ayrılıp bir mola verme ihtiyacı duyan Alice (Dakota Johnson), iş hayatına başlamak için geldiği New York’ta yalnız yaşamanın tadını çıkarmak istiyor. Çalıştığı hukuk bürosunda tanıştığı çılgın Robin (Rebel Wilson) gece hayatı konusunda Alice’e rehberlik yapmaya gönüllü oluyor ve onu kadınlarla sadece seks için birlikte olan çapkın Tom’un (Anders Holm) barına götürüyor. Filmin ana karakteri Alice... Film boyunca onun duygusal gelgitlerini, daha çok da hayal kırıklıklarını seyrediyoruz. Öykü genel olarak Alice’in ruhunun gerçek ihtiyaçlarını keşfetmesi ve olgunlaşması üzerine kurulu. Filmin diğer iki kadın karakterinden biri Alice’in çocuk yapmaya karşı olan jinekolog ablası Meg (Leslie Mann). Diğeri ise Tom’un barının müdavimlerinden Lucy (Alison Brie)... Meg yalnızlığı hayat biçimi haline getirmiş, değişime direnen bir karakter. Lucy ise yalnız kalmak istemeyen ve “ruh eşi”ni internetten bulmak konusunda inat eden genç bir kadın. Öyküdeki bütün kadın karakterler belirli oranlarda değişim yaşıyorlar. Tek gecelik ilişkileri tercih eden Robin ise daha çok kişiliğinin sürprizli yanlarıyla sivriliyor ve filmin komedi yönünü temsil ediyor.

Yalnızlığa kadın gözüyle bakıyor

Gece birlikte olduğu kadınlar sabah evi hemen terk etsin diye evde kahvaltılık malzeme dahi bulundurmayan Tom ve zengin işadamı David (Damon Wayans Jr.) ilginç ama derinlemesine işlenmeyen kişilikler. Çünkü “Bekâr Yaşama Kılavuzu” öncelikle bir kadın filmi ve yalnız yaşamanın artılarına eksilerine kadınların gözünden bakıyor.

Alman yönetmen Christian Ditter bu ilk Hollywood filminde akıcı bir kurgu ve Alice’in ölçülü biçimde kullanılan dış sesiyle geniş bir zaman dilimini, insanların değişimini, zamanın akışını bir roman tadında ele almayı hedefliyor. Ancak Alice ve Meg dışında diğer karakterlerin sığ kaldığı kesin. “Bekâr Yaşama Kılavuzu” “feminist romantik komedi” diye adlandırılan alt türe taze bir soluk getirmekten ve yeni şeyler söylemekten uzak bir film belki ama seyirciyi oyalamayı, güldürmeyi ve karakterleriyle inandırıcı olmayı başarıyor.

Mehmet Açar