Tiyatroda müzikal, gösterişi ihmal etmese de öncelikle performans ağırlıklı bir şovdur. Oyuncuların stüdyodaki en iyi performansını kaydeden müzikal filmlerde ise gösteriş ve biçim öne çıkar. İlk kez 2001’de Chicago’da sahnelenen, daha sonra Off-Broadway sahnelerinde New Yorklu seyircilerin karşısına çıkan “Son Beş Yıl”, gösterişe pek alan açmayan, mütevazı bir müzikal. Asıl öne çıkan özelliği kurgusu: Cathy ile Jamie’nin beş yıl süren ilişkisini anlatan müzikal, iki ayrı koldan ilerliyor. Cathy ilişkiyi finalden geriye doğru giderek anlatıyor. Jamie ise başlangıçtan sona doğru...


Şarkılar her bölümde olayları kendi bakış açısından anlatan kişi tarafından seslendiriliyor. Diğer kişi ya susuyor ya da birkaç diyalogla katkıda bulunuyor. İkisinin birlikte şarkı söylediği tek yer, Central Park’taki evlilik teklifi bölümü. Zaten o sahne, hikâyelerin kesiştiği nokta.


Her şarkının, Cathy ya da Jamie’nin öznel bakış açısını yansıtması, müzikale kuşkusuz çok farklı bir hava getiriyor. Böylelikle her şarkı söyleyen, hikâyeyi kendi duygularıyla yorumlamış oluyor. Film versiyonunun senaryosunu yazan ve yöneten Richard LaGravenese, müzikaldeki bu numarayı daha ileri götürüyor. Sahneleri şarkı söyleyenin bakış açısından, onun duygularını yansıtan bir üslupla tasarlayıp çekiyor. Sözgelimi açılış sahnesinde Cathy (Anna Kendrick), Jamie’den (Jeremy Jordan) gelen ayrılık mektubu sonrasında, hüzünlü “Still Hurting” şarkısı eşliğinde duygularını yansıtıyor. Bu sahnenin ardından ilişkinin ilk günlerindeki Jamie, enerjik bir şarkı eşliğinde Cathy’yi ne kadar çok sevdiğini anlatıyor. Sonra, film iki eksende ilerliyor. İlkinde, Jamie’nin Cathy’ye duyduğu büyük aşkın nasıl bittiğine; ikincisinde Cathy’nin bu süreçte çektiği acılara şahit oluyoruz. Bu arada Jamie genç bir yazar olarak yükselirken Cathy’nin oyunculuk kariyeri zor dönemlerden geçiyor. Jamie ile ilişkinin kederli finaline, Cathy ile aşkın çoşkulu günlerine doğru ilerlemek filmi çok acıklı bir hale getiriyor.


Bu kurgu yapısıyla, belli ki herkesin aşk sırasında kendi boyutunda yaşadığı ve asıl acıların bu uyumsuzluktan çıktığı vurgulanıyor. Beni rahatsız eden nokta ise filmin aşkın kendisinden ziyade, bir çeşit temsilini sunması. Diğer bir deyişle, gerçek aşkın varlığını hissedemiyor olmamız. “Müzikal gerçekçi bir tür değildir” denilebilir ama “Son Beş Yıl” baştan sona tüm kozlarını gerçekçiliğe oynamıyor mu? Gerçek hayatta da birçok ilişkinin benzer bir rota izlediğini, taraflardan biri âşık kalırken diğerinin başka aşklara yelken açtığını biliyoruz. Kaldı ki, müzikali yazan ve şarkıları besteleyen Jason Robert Brown’ın da ayrıldığı eşi Therese O’Neill ile ilişkisinden esinlendiği bilinen bir gerçek. Ne var ki, “Son Beş Yıl” bence aşka, aşk acısına pek dokunamayan, sadece onlardan söz eden bir film. Öte yandan hoş bir deneme olduğu da inkâr edilemez. Yönetmen LaGravenese, şarkıların yapısına uygun olarak hem ilişkinin farklı dönemlerine hem de Cathy ve Jamie’ye farklı görsel dünyalar kurmakta çok başarılı. Filmde en çok, evde ayrılık mektubu yazan Jamie’nin Cathy’nin penceredeki hayaline baktığı sahneyi sevdim. Cathy orada artık geçmişin bir imgesine dönüşmüş durumda ve Jamie artık bunu değiştiremeyeceği için acı çekiyor. “Son Beş Yıl” sadece bu ve benzeri şeyleri düşündürdüğü için dahi seyre değer bir film olabilir. Anna Kendrick’in çok iyi bir performans çıkardığını da hatırlatalım.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.