“Tamam mıyız?” eşcinsel bir sanatçı ile engelli bir gencin dostluk öyküsü üzerine kurulu. Temmuz (Deniz Celiloğlu) varlıklı bir ailenin çocuğu. İhsan (Aras Bulut İynemli) ise dar gelirli bir aileden geliyor. Önce rüyalarda karşılaşıyorlar, sonra gerçek hayatta. Karşılaştıklarında Temmuz, sevgilisinin terk etmesi nedeniyle dibe vurmuş durumda. Doğuştan kolları ve bacakları olmayan İhsan ise kendine bir “çıkış yolu” arıyor... Ortak özellikleri var: Babaları onları oldukları gibi kabul etmeyip aşağılarken, anneleriyle araları çok iyi.


“Tamam mıyız?” dostluğu ve sevgiyi kutsayan bir film. Senaryoyu da yazan ve filmi arkadaşlarına adayan Çağan Irmak, “arkadaşlar birbirlerini tamamlar ve acılar paylaştıkça yok olur” mesajını veriyor; “özveri herkese iyi gelir” diyor. “Tamam mıyız?” Çağan Irmak’ın önceki filmlerinden “Prensesin Uykusu” gibi Yeşilçam melodramlarıyla yakın akraba olan naif ve masalsı bir öykü. Ama “Prensesin Uykusu”ndaki mizah duygusu, renkli karakterler ve fantastik tatlar ne yazık ki burada yok. Onun yerine daha çok melodram, daha çok abartı var. Irmak, sadelikten uzak, yorucu bir anlatım tutturuyor. Uzun diyaloglar, edebi tiratlar, duygusal sahneler birbirini takip ediyor. Müzik de pek susmuyor.


Hulusi Kentmen’in kadın versiyonu

Film masal olarak hedefine ulaşsa da, bir dram olarak ayakta duramıyor. Sevgilisi tarafından benmerkezciliği nedeniyle terk edilen Temmuz’un İhsan’a gösterdiği yardımseverlik, kendini mutlu etmeye yarayan bir başka benmerkezcilik örneği değil mi? İhsan, sadece bir yardımseverlik arayışının objesi değilse, Temmuz’da neyi, nasıl değiştiriyor belli değil. İhsan da iyi işlenememiş, iç dünyası hakkında çok şey bilmediğimiz, tek boyutlu bir karakter. Temmuz’un yeni heykeli için ilham kaynağı olmanın ötesine geçemiyor. Çağan Irmak da bunun farkında olduğu için “Biz rüyamızda tanıştık” mistisizmiyle bütün bu boşlukları doldurmayı hedefliyor. “Birbirini tamamlama” temasının dışında her şeyin vardığı nokta belli: Temiz kalpli bohem sanatçı, “Hulusi Kentmen’in kadın versiyonu olan varlıklı annesi”yle birlikte yoksul ve engelli çocuğu kurtarır... Bu cümleden de açıkçası dram değil masal çıkıyor. “Tamam mıyız?”ın eşcinsellerin ve engellilerin ötekileştirilmesi konusunda dişe dokunur şeyler söylediğini de pek düşünmüyorum. Her şey duyarsız babalara ve iyi kalpli annelere bağlanıyor. Aslına bakarsanız, her koşulda evlatlarının yanında durmaya hazır, Sumru Yavrucuk ve Zuhal Gencer Erkaya tarafından başarıyla canlandırılan iki anne, filmin en sahici karakterleri olarak geliyorlar karşımıza.


Oğulların para düşkünü, sert, duyarsız babalardan uzaklaşıp annelere bağımlı olması filmin en sağlam damarı. Oğulların olgunlaşamamasında kuşkusuz bu bağımlılıktan da izler var. Ama Irmak oradan ilerlemiyor. Onun derdi belli ki afişe taşıdığı final karesine giden yolları inşa etmek. Babalarına isyan eden erkek çocuklarının özgürlük anını resmetmek... Bence Çağan Irmak’ın en zayıf filmlerinden biri ama duygusal bir masal seyretmek isteyenler için ideal bir seçim olabilir.


Yazı: Mehmet Açar

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.