Seyirci koltuklarıyla mutfak arasına sıkışmış bu görüntüde minicik kulis, kendi içinde kocaman bir dünya. Çok hareketli, çok renkli ve çok eğlenceli... Kuliste oyunun yönetmeni Sami Berat Marçalı karşıladı beni. Hep söylüyorum kendisi Türk tiyatrosunun genç yeteneklerinden biri. Ardından, Doğu Londra’da dış dünyadaki tehdit unsurlarından korunmak için kendilerini evlerine kapatan Presley ve Haley adlı ikiz kardeşlerin hikâyesi üzerinden nasıl bir korku hegomonyasında yaşadığımızı gözler önüne seren oyundaki performanslarıyla göz dolduran Murat Mahmutyazıcıoğlu, Banu Çiçek Barutçugil, Eyüp Emre Uçaray ve Ushan Çakır da yanımıza geldi.


Asistanları Emin Şentürk, Cansu Özkan ve Ceren Menekşedağ’ın da yardımlarıyla bir yandan oyunun dekorunu kurdular, bir yandan ışık ve müzik kontrolü yaptılar, bir yandan da ışıl ışıl enerjileriyle bana kulisin ruhunu anlattılar.


Ekibin ritüelleri dans ve bira

Sezonun mutlaka görülmesi gereken oyunları arasında yer alan ‘Korku Tüneli’nin kulisinde şöyle bir işbölümü var: ‘Ushiko’ lakaplı Ushan Çakır ışıktan, Murat Mahmutyazıcıoğlu dekordan, Banu Çiçek Barutçugil aksesuvarlardan, Eyüp Emre Uçaray tünelin hazırlığından sorumlu. Yönetmen Sami Berat Marçalı’ysa tüm işlerin genel koordinasyonuyla ilgileniyor. İki sene aradan sonra, internette yapılan oylama sonucunda, seyircinin isteğiyle yeniden sahnelenmeye başlanan oyunun başarısının başlıca sırrı bu bence! Ekip ruhuna sahip olması ve oyunun her anına bu ruhun yansıması... Buna bir de başta Ushan Çakır’ınki olmak üzere performanslar eklenince, oyunun seyircinin kalbine dokunması kaçınılmaz hale geliyor. Rol aldığı ‘Bazı Sesler’ adlı oyunda keşfettim Ushan’ı. Geçtiğimiz sezon tiyatro sahnesinde olmamasına en çok üzülenlerden biriyim. "Korku Tüneli" vasıtasıyla yeniden buluştuğumuzda, seyirci koltuğumda, içimden defalarca hayranlıkla, “O hep oynasın, ben hep alkışlayayım” diye geçirdim.


Ekibin iki ritüeli var. Her oyundan önce hep birlikte dans ederek ısınıyorlar. Çocuk gibi zıplarlarken, beni de aralarına aldılar. Lunapark gibi kulis dedim ya; nasıl eğlendim anlatamam. Bir de her oyundan sonra yine hep birlikte üç bira içiyorlar. Akraba gibi olmuşlar. Ekipteki tek kadın oyuncu olan Banu, “Dünyanın en kibar ve eğlenceli erkekleriyle çalışıyorum. Bazen ablaları, bazen anneleri oluyorum” diyor. ‘Korku Tüneli’ her salı saat 20.30’da ikincikat’ta seyirciyle buluşuyor.


Çikolatayla araları açılmış

"Korku Tüneli"nin gizli öznesi çikolata. Bu güzelim tatlı öyle tatsız bir rol üstleniyor ki oyunda, insanı çikolatadan soğutabilir. Ekibin genelinde de bu etkiyi yaratmış. Aralarından sadece Eyüp Emre Uçaray sahneye çikolata yemeden çıkmıyormuş.


Voltran'ı oluşturmuşlar!

İşte kulis maceramın en eğlenceli anlarından kareler. Ekip, oyundan önce birlikte dans ederek ısınıyor. Voltran’ı oluşturmuşlar. Dansın sonlarına doğru birbirlerine sarılarak zıplarken sırayla Voltran’ın neyi olduklarını haykırıyorlar. “Ben Voltran’ın kulak memesiyim” diyen bile var.


“Kapıyı açın, klostrofobim var” çığlığı...

Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz kapının üzerine oyun esnasında zincirler geçiriliyor. ‘Korku Tüneli’ ekibi, sahneledikleri ilk oyunlardan birinde, 50 yaşlarındaki bir seyircinin “Klostrofobim var. Kapıyı açın, gideceğim” diyerek, salondan ayrıldığını söylüyor.


Haber: Ece Saruhan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.