23 Nisan en sevdiğimiz bayram! Çocukların bayramı! Geleceğimiz, umudumuz, neşemiz, en sevdiklerimiz olan çocuklarımızın bayramı. Sadece çocukların değil, bir zamanlar kendisinin de çocuk olduğunu unutan ya da içindeki çocuğu yaşatmaya çalışan tüm yetişkinlerin bayramı ayrıca.


İstanbul'da 91 yıldır hizmet veren Süreyya Operası sahnesinde uzun yıllardan sonra verilen özel bir konserle kutlandı bu sene 23 Nisan. Devlet Opera ve Balesi Çocuk Korosu, 20 yıldır verdiği molaya bir son verdi ve kimi konservatuar öğrencisi, kimi sadece bu performans için yeni eğitim almış 66 çocukla sahneyi doldurdu ve muhteşem bir konser verdi.


İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçısı Sercan Gazeroğlu'nun 3 ay gibi çok kısa bir sürede başarıyla yetiştirdiği kıpır kıpır çocuklar izleyicileri büyülediler. Kurulan koro, Şef Sercan Gazeroğlu'nun Ekim 2017 ve Şubat 2018 tarihlerinde yaptığı 2 seçimle toplanan 66 çocuktan oluşuyor. Şu ana kadar 5 temsilde görev alan koro en son 20 Nisan'da Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde Carmina Burana'ya çıkmıştı. Koronun başlıca amacı hem çocuklara hem de velilere çok sesli müziği sevdirmek; opera, bale, konser izleme eğitimi vermek, opera ve balelerdeki çocuk korolarına yardımcı olmak olarak belirlenmiş.


İDOB Çocuk Korosu 23 Nisan'da Süreyya Operası'ndaydı


Konser bitimi Sercan Gazeroğlu bir kaç sorumuzu cevapladı



Öncelikle ortaya çıkan işten dolayı sizi çok tebrik ederiz. Hepimizi büyülediniz. İlk sorum şöyle olacak; 20 yıldır olmayan bir koroyu kurmak ve çalıştırmak gibi zor bir görev size verildi. Genç ve enerji dolusunuz? Bu göreve getirildiğinizde neler hissettiniz?




Öncelikle size biraz kendimden bahsedecek olursam İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera eğitimimden sonra 2009 yılında İstanbul Devlet Opera ve Balesinde Koro Sanatçısı olarak görev almaya başladım. Görevde olduğum süre boyunca çeşitli eserlerde korist ve solist olarak yer aldım ayrıca birçok çocuk oyununda da görev aldım. Bu görevlerimi hala sürdürmekteyim. Operada çalıştığım süre içerisinde 2013 yılında başka bir çocuk korosunu çalıştırmaya başladım. Fakat düşündüm ki koro şefliği hakkında bir eğitim almak benim için bu yolda daha profesyonel bir adım atmamı sağlayacaktı. 2015 yılında Bahçeşehir Üniversitesi tarafından açılan Koro Şefliği Sertifika Programına katıldım. Bir senelik eğitimden sonra 2016 yılında Koro Şefliği sertifikamı aldım. Bu senede İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü tarafından bu göreve getirildim. Bu göreve getirildiğime gurur ve mutluluğu bir arada hissettim. Bu görevin ne kadar büyük bir sorumluluk gerektirdiğini ilk andan itibaren hissettim.



20 yıldır bu koronun olmaması gerçekten üzücü. Çocuklar önemli. Hepsi çok şık ve güzeldi konserde. Ortam harikaydı. Konseri izleyen pek çok çocuk için belki ilham kaynağı oldunuz, Nazımın bestesiyle tanıştırdınız. Gerçekten etkilendik. Bu arada beste de muhteşemdi. Repertuar nasıl oluştu?




Açıkçası 20 yıl sonra Devlet opera ve balesi çocuk korosu şefliğine getirilmem beni fazlasıyla heyecanlandırdı. Dediğiniz gibi çocuklar gerçekten önemli ve bence sanatın böylesine en yüksek seviyede icra edildiği bir devlet kurumunda çocuk sanatçıların da mutlaka bulunması gerekir. Konserde çocuklarımızın enerjisi tüm ortamı güzelleştirdi. Ve bu enerji hem müziğe hem seyircilere hem de atmosfere yansıdı. Konseri izleyen çocuklarına kalplerinde bir his yaratabildiysem ne mutlu bana... Nazım’ın dizelerine gelecek olursak belki de bu dizelerin en çok anlam kazandığı bir gündü 23 Nisan. Biliyorsunuz bugün Türkiye’de 23 Nisan bayramını yaşayamayan ve hatta dünya da bayramın ne anlama geldiğini bilmeyen çocuklar var. Biz de bestesi Aras Deniz Sipahi’ye ve sözleri de Nazım Hikmet’e ait olan “Dünyayı Verelim Çocuklara” adlı eseri seslendirirken kalbimizde o çocukları hissederek söylemeye çalıştık. Ve bu şarkıyla karşılaştığım ilk andan itibaren mutlaka ilk konserimizde olması gerektiğini düşündüm. Bu eseri seslendirerek bir bakıma hayalimi de gerçekleştirmiş oldum. Görevi aldığım ilk andan itibaren çocuk korosuyla provalara başlamadan önce repertuar çalışmalarına başladım. Elimden geldiğince titiz davranarak İDOB çocuk korosu


repertuarına yakışacak eserler seçmeye çalıştım.



Bildiğimiz klasik çocuk koroları ile Devlet Opera ve Balesi Çocuk Korosu arasında teknik olarak fark var mı?





Çocuk Koroları bir çok önemli eserleri çalışmakta ve konser formatında seslendirmektedir. Opera çocuk korosu da konserler verebildiği gibi, operaların içinde yer alan çocuk korosu bölümlerini sahne üzerinde operaların yazıldğı döneme ait kostümler giyerek belirli bir reji içerisinde seslendirmektedir. Bence en belirgin fark budur.





Çocuk korosu deyince sadece çocuk şarkıları söyleyen bir koro geliyor insanın aklına. Ama operada çocuk korosunun çok önemli bir rolü var dünyada. Çok önemli ve büyük operalarda çocuk koroları var. Mesela Carmina Burana’da. 2 gün önce bu koro o konsere de çıktı.




Bana göre çocuk korosu sadece çocuk şarkıları söyleyen bir korodan ibaret olmamalıdır. Farklı dillerde olan popüler eserleri değişik uyarlamalarla söyleyebilmelidir. İDOB Çocuk korosu bugün çıktığı konser repertuarında çocuk şarkıları ve 3 farklı dilde eser söylemiştir. Opera çocuk koroları ise 1 adım daha önde ilerleyerek bazı operaların ve eserlerin içinde yer alan çocuk korosu bölümlerini, mesela Carmina Burana'da olduğu gibi, repertuarlarına katmaktadır. İDOB çocuk korosu 2 ay kadar kısa bir süre içerisinde Carmina Burana ve 23 Nisan konserine hazırlanmıştır. Koromuz provalara başladığı tarihten itibaren kısa bir süre içerisinde yoğun bir şekilde çalışarak Fındıkkıran Balesinde Zorlu ve Süreyya sahnesinde görev almıştır.








Koro 20 Nisan'da Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde Carmina Burana'ya da çıktı




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.