8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaştıkça şirketlerin gündemine de kadınlar yerleşir. Mavi yaka ve ara kademe pozisyonlara odaklanan Eleman.net de geçen pazar günü; iş arayan kadınlar hakkında yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Şirketin yönetim kurulu başkanı Gökhan Duyarlar, iş arayanların yüzde 44'ünün kadın olduğunu söyledi. Ortaya çıkan araştırma sonuçlarına göre kadınların yüzde 11,3'ünün eğitim sektöründe iş aradığını, oysa en çok iş ilanı yayınlayan sektörünün hizmet/işletme servisi olduğunu belirtip, "Kadınlar yanlış alanlarda iş arıyor" dedi. Yani ülkedeki kadın istihdamının düşük kalmasının "önemli" bir nedeni, kadınların yanlış iş alanlarında iş talep etmesi olduğunun altını çizdi:


"Kadınların en çok iş başvurusu yaptıkları sektörler ile kadınlar için en çok ilan yayınlanan sektörler tam olarak örtüşmüyor. Piyasanın ihtiyaçları ile adayların beklentileri farklı olunca, bu da istihdam rakamlarına yansıyor."


Peki, araştırmaya göre kadınların çalışmak istediği ve en fazla başvuru yaptığı bölümler neydi?

1- Muhasebe: % 8,31

2- Eğitim: % 7,23

3- Sekreterlik: %6,68

4- Satış: %5,25

5- Çağrı Merkezi: %4,46

6- Ön muhasebe: %2,96

7- Halkla İlişkiler: %2,54

8- Aktif Satış: %2,11

9- Mağaza Satış %1,84

10- Güvenlik: %1,75


Peki ya kadınlar için en fazla ilan yayınlayan bölümler neydi? Yani kadın çalışan arayan bölümler:

1- Güvenlik: %9,28

2- Satış: %5,85

3- Muhasebe: %5,46

4- Temizlik: %3,74

5- Gıda: %2,95

6- Üretim: %2,83

7- Eğitim: %2,81

8- Çağrı Merkezi: %2,33

9- Sekreterlik: % 2,01

10: Depo: %1,98


Yorucu ve verimsiz alanlar

Ben bu iki listeyi şöyle okuyorum: Bence kadınlar, işverenlerin aradıklarının aksine; örneğin kesinlikle güvenlik görevlisi olmak istemiyor. Ne mağazada ne de sahada aktif satış yapmak istemiyor, tıpkı temizlik yapmak ve gıda üretmek istemediği gibi... Sekreterlik yapmayı ve çağrı merkezinde çalışmayı ise halkla ilişkilere tercih ediyor. Üniversite ya da lise mezunu kadın, muhasebe, eğitim ve sekreterlik gibi işlere ilgi gösteriyor. Çünkü çağrı merkezi, mağaza/aktif satış, ön muhasebe ve Türkiye'de çarpıtılan mesleklerden biri olan ve halkla birebir yüz yüze iletişim kurmak şeklinde icra edilen halkla ilişkiler gibi; hizmet sektörünü oluşturan, yorucu ve verimsiz alanlarda emek vermek istemiyor.


Ayrıca sanki, işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmiş, ev içi bakım hizmetleri konusunda kadının yükü hafifletilmiş, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetleri sağlanmış gibi, "ülkedeki kadın istihdamının düşük kalmasının en önemli sebebi" olarak; kadının iş aramak için yanlış alanlara başvurması gösteriliyor. Sanki çoluğuna çocuğuna zaman ayır, diyerek esnek çalışma ile gözü boyanarak tam zamanlı ve güvenceli istihdam imkanlarından uzaklaştırılan, çoğunlukla taşeronlaştırılan kişi, kadın değil... Mezun olunca mesleğini yapabiliyor, sanki... Üniversite mezunu olup da çalışmayan kadınlar sıralamasında, OECD verilerine göre Türkiye, yüzde 36 ile birinci.


Eleman.net'in yaptığı araştırmaya göre de iş arayan kadınların çoğunluğu -yüzde 31,82'si- üniversite, yüzde 28,73'ü lise, yüzde 22,79'u önlisans (yüksekokul) mezunu.


Bütün bu sorunlar aşılmış da sadece, 'yanlış alanlarda iş aradığı için' kadın, ülke istihdamına katkıda bulunamıyor.


İstekler ile gerçekler örtüşmüyor

Kadın, kalifiye eleman olmak istiyor ve bunun yolunu arıyor. Yani; evde hizmet ettiği gibi ev dışında da hizmet sektöründe yer almak istemiyor. Fakat istekler ile gerçekler uyuşmuyor, çoğu zamanki gibi... Kadınlar en çok temizlik görevlisi olarak iş buluyor. Bu yıl sonunda 2 milyon kişinin işgücüne katılması hedeflenen ve ülke çapında istihdam seferberliği başlatılan Türkiye'den çalışan kadın manzaraları ise çok düşündürücü...


Örneğin, ABD'li online eğitim şirketi Skillsoft ve küresel ekonomi araştırma şirketi McKinsey Global Institute (MGI) bir araştırma yapmış. Buna göre; toplam 1 milyon 566 bin kadının işsiz olduğu Türkiye'de kadınların en çok istihdam edildiği 5 meslek şunlar: Temizlik görevlisi, satış danışmanı, muhasebeci, makineci (dikişçi) ve sekreter.


2016 yılı verilerine göre; OECD ülkeleri arasında, kadınların istihdama katılım oranının en düşük kaldığı ülke Türkiye. Yüzde 83,9 ile en yüksek İzlanda. Türkiye ise yüzde 31,1 ile son sırada.


Türkiye İş Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Kasım 2016 istihdam rakamlarına göre kadınlarda işgücüne katılanların sayısı 468 bin kişi arttı ve bu rakamın sadece 110 bini istihdam edilebildi.


DİSK'in Kasım 2016'da açıkladığı İstihdam ve İşsizlik Raporu tespitlerine göre ise; Ağustos 2016 döneminde 15-24 yaş arası genç işsizliği 1,6 puan artarak yüzde 19.9'a, tarım dışı genç kadın işsizliği ise 1,8 artarak 32,4'e yükseldi. Böylece Ağustos 2016'nın en yüksek işsizlik oranı, tarım dışı genç kadın işsizliğinde görüldü.


TÜİK'in son işgücü istatistiklerine göre; 2015 Kasım ayında sanayi sektöründe yüzde 11,33 olan kadın istihdam oranı, 2016 Kasımında yüzde 10,97'e düştü. Hizmetler sektöründe yüzde 16,73 olan kadın istihdamı ise yüzde 17,41'e yükseldi.


Oysa kadınlar, Türkiye'nin elindeki önemli bir potansiyel. Türkiye'de işgücüne katılmayan 8 milyon erkek nüfusa karşılık işgücü dışında kalan 20 milyon kadın var. Kadınların ev ve aile bakımı dışına çıkarak istihdama katılması, başta kendisini, çocuğunu, ailesini ve toplumu mutlu edebilir. Sorunun kaynağını görmeyip etrafında dolaşmak, hepimize zaman kaybettiriyor. Kadın, ikinci planda kalma durumundan bir türlü sıyrılamadığı gibi, elinde olmadan bu kodları gelecek nesillere aktarıyor. Emeğimize yazık!



Hayriye Mengüç





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.