Çocukluğumun yılbaşıları; soba başında, kestaneli, portakal ve ayvalı, tombala oynamalı geçerdi. Renk renk tombala kartları ile minik minik dairelerin üzerindeki rakamların bulunduğu kese, ailece oyun oynama şevki verirdi biz çocuklara... Özel bir eylem olurdu, ailece oyun oynama durumu.


Sonraları, TV başında dansözlü yılbaşları başladı. Tombala oynamadan geçen, çok yılbaşı gecemiz oldu. Televizyon karşısına geçilir, yenilir içilir, gece yarısı dansöz izlenir, ardından dünya yeni yıla nasıl girmiş, diye bakılırken uyuyakılınırdı kanepede...


Yıllar geçti, kendi çekirdek ailemi kurdum. Çoluk çocuğa karıştıktan sonra ilk kez geçen yıl tombala oynadık, anne-baba ve iki çocuk olarak, hepbirlikte. Önceki yıllarda da oynardık ama çocuklar pek farkında olmaz, oyunu takip etmezlerdi. Artık 10'lu yaşlardalar ve daha farkındalar her şeyin... Bu yıl da benzer bir evde kutlamayla yeni yıla gireceğiz. İstisnaları saymazsak; çocuklarla yeni yıla girmek, mecburen ev muhabbetini zorunlu kılıyor. Şikayetçi değilim. Fakat yeni yıla ev dışında girmek isteyenlerin geçen yıllarda başlarına gelenler; Taksim gibi meydanlarda oluşan görüntüler nedeniyle acaba bu yıl toplum olarak nelerle karşılaşacağız kaygısı yaşatıyor insana, ister istemez... Aslında böyle şeyler değil, özgür ve medeni bir ülke hayali kurmak istiyorum... Mümkün değil. Mesela geçen haftalarda sosyal medyada yayınlanan bir video filmi, ülke gerçeklerini oldukça "viral" bir şekilde gözümüze soktu. Bilmeyenler için kısaca anlatayım:


Oyun ve oyuncak üreten uluslararası bir şirket, 9 Aralık'ta bir video filmi yayınladı; "Yılbaşında eğlenceyi dışarıda arama" diye... Tecavüz sahnesi müzikleri kullanılan,"Tecavüzcü Coşkun" rolündeki aktörün oynatıldığı filmdeki her cümle tecavüzü çağrıştıracak şekilde seçilmişti.




"Duyunca sen de bi' hoş olacaksın", "Alabildiğimiz kadar alıyoruz", "Üstündekileri verince sen de gevşeyeceksin", "Korkma sen de zevk alacaksın", "Mecbur sen de seveceksin", "Sen de eğleneceksin, bir şekilde" ifadeleriyle tecavüz iması, reklamda sanki bir mizah aracıymış gibi kullanılmıştı.


Video yayından kaldırıldı

Çocuklar için de oyun ürünleri satan şirketin baştan sona cinsiyetçi ifadeler kullanarak hazırladığı bu film, büyük tepki çekti. "Tacizi ve tecavüzü destekleyen sisteme katkı sağlaması ve tecavüzü çağrıştıran ifadeler ile cinsiyetçi dili normalleştirdiği, filmde yer alan meslek gruplarını tecavüzcü dilde yaftalaması, ülkede dışarıya çıkmanın güvenli olmadığı telkinini yapması" nedeniyle feministler tarafından eleştirildi. Sosyal medyada giderek artan tepkiler üzerine şirket, facebook sayfasında ve youtube'da yayınladığını "Yılbaşında eğlenceyi dışarda arama" filmini kaldırdı ve şu kısa açıklamayı yaptı:


"Yılbaşına özel hazırladığımız kampanya videomuza gelen geri bildirimleri tek tek takip ediyoruz. Oluşan hassasiyeti dikkate alarak videoyu yayından kaldırdığımızı ve gelinen noktadan büyük üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz. Rahatsızlık duyan herkesten özür dileriz."


Konu kapanmış görünüyor. Ama kâr odaklı bir şirket olarak toplumun bu denli duyarlı olduğu noktaları kullanıp satışlarını artırma amacıyla bir kampanya filmi hazırlatması, hazırlanan bu filmin şirket yöneticileri tarafından onay görmesi ve yayınlanması; mevcut zihniyete de ışık tutan bir vak'a olarak önemli. Keşke bu global şirket, hazırladığı reklam filmiyle bize; sizler tombala kültüründen dansözlü yılbaşılarına gelmiş bir milletin çocukları olarak, bu yıl da yılbaşı gecenizi oyun oynayarak geçirin diyebilseydi. Daha masum, daha nostaljik duygulara hitap ederek, şöyle deseydi mesela: Elinizdeki elektronik aletleri bırakın ve çoluk çocuk, ailece birlikte bir şey yapmanın keyfine varın, oyun oynayın!


Evet, ülke gerçeklerini göz ardı etmemek gerek. Evinden çıkarsan, kısa etek giyersen, oraya gidersen, gibi gerekçelerle hep suçlanan, sindirilen kadın, oh kucağıma düştün istediğim fiyatı çekerim zihniyetindeki işletme, istesen de istemesen de böyle diyenlerin hepsi; Türkiye'nin sosyolojik gerçekliği... Fakat bu çarpık ve korkutucu noktaları kullanarak kafalara kaygı tohumları ekmek; şirket olarak kâr etmek gayesi, bana çok kötü görünüyor. Oysa biz, tombaladan Monopoly'e geçmeye çoktan razıydık...



Hayriye Mengüç


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.