Dünya üzerinde dövmeli insan sayısının dövmesiz insan sayısını geçeceği söyleniyor. İnsanlar o veya bu nedenden dolayı dövme yaptırıyor. Dövmelerin genellikle yaşadığınız büyük bir travma ya da kayıp sonrası yapıldığı gözlemleniyor. Dolayısıyla bu isteğin, bilinçaltının kayıp ya da hayal kırıklığını kayıt altına alma istediğinden kaynaklandığı söylenebilir.



Örneğin; sevgilinizden ayrıldınız ve ardından dövme yaptırdınız. Eğer bu dövme uzun süredir düşündüğünüz bir figür değilse, bir anda ortaya çıkan bir fikirse kendinizi durdurmanızda fayda var. Bilin ki bu travmanızın yansıması. Eğer ilk dövmenizse durum daha da vahim. Acı çekiyor olduğunuzu birileri fark etmeli!


Peki dövme yaptırmak istediğinizde aklınıza gelen sorular neler oluyor?


Neyin dövmesini yaptırmak istediğinizle yola çıkın öncelikle. Figürü bulduktan sonra sizin için ne anlam ifade ettiğini bilmek en önemli adım. Her şey bittiğinde sizinle yaşayacak bir desenle baş başa kalacaksınız. Son olarak bu şekli vücudunuzun neresine yaptıracağınız konusu… İş hayatınızı düşünerek yola çıkın. Örneğin bir bankacının elinin üstünde dövme olması “dövmeli insan algısı” nedeniyle güvensizlik hissiyatı yaratabilir. Ya da dekolte bölgesine yaptıracağınız büyük çaplı dövmeler için yine iki kere düşünmenizi öneriyorum. Bir bakışta hemen görebileceğiniz bölgelere yaptığınız dövmeler ise sizi bir süre sonra sıkabilir. Seçtiğiniz figürün önemi bu noktada devreye giriyor. Size depresif anlarınızı hatırlatacak şekiller, yazılar seçmekten kaçının. Çünkü bu figürler, isimler, çağrışımlar her gördüğünüzde travmanızı hatırlamanızı sağlamaktan başka bir işe yaramayacaktır. Ve asla atlanmaması gereken diğer bir dövme ise sevgili, eş isimlerinin yazılma hususu… İnanın pişmanlık duyarsınız. Bir dövmeciye gidin ve sevgili ismi yazdırmanın iyi bir fikir olup olmadığını sorun. Eğer iyi bir dövmeciyse ya bu dövmeyi yapmayı reddecektir ya da bunun iyi bir fikir olmadığı konusunda sizi ikna etmek için uğraşacaktır.


Dövme yapılırken nasıl hissediyorsunuz?

Bu konudaki deneyimim, uzun yıllardan beri düşündüğüm bir figürü yaptırmaya kesin karar verdiğim bir ânıma denk geliyor. Yukarıda anlattığım tüm aşamaları geçtikten sonra istediğim dövme figürünü bulup dövme masasına oturmam 3 haftamı aldı. Dövme sanatçısının bu konudaki yerini es geçmemek gerekli. Genç yaşına rağmen İstanbul’daki sayılı iyi dövmeciler arasına giren Fatih Odabaş, bu zaman diliminde beni profesyonelce yönlendirdi. Renk seçimleri, deseni oturtma ve kendi karakterimden dövmeye bir şeyler katmak, tek başıma yapabileceğim işlemler değildi. Dövme seçildi ve seçtiğim figür için düşündüğüm tek yer olan sağ baldırım, minimal acı hissiyatıyla dövülmeye hazırdı.


Seçtiğim şekil, dövme kağıdına çizildi ve steril suyla temizlenen bacağımın üstüne kopyası çıkarıldı. Bu, dövmeye başlamadan önceki son aşamanız. Şekil istediğiniz yerde durmuyorsa değiştirebilirsiniz. Ben şeklin olduğu yerden memnun kaldım. Dövmeye başlamadan önce, eğer dövmeniz renkliyse mini kaplara kullanılacak renkler koyuluyor. Dikkat etmeniz gereken önemli diğer şeyse, dövme boyalarının kalitesi. Renkli dövmelerin kaderinin renk solması olacağını unutmayın. Ne kadar iyi boyalar kullanılırsa, o kadar canlı kalacaklardır. Nihayetinde turkuvaz, kırmızı, turuncu gibi canlı renklerin olduğu dövmemin yapımına geçiyoruz.


Ayak bileğinden baldıra uzanan dövmenin yapımının tahminen 8 saat süreceğini bilerek uzandım koltuğa. Ardından bu seansların ikiye bölünmesi gerektiği konusunda beni uyardılar. 8 saat boyunca dövme işlemi görmüş bir bacağın şişmemesini beklemek fazla iyimser olurdu sanıyorum…


Dişçiye gitmişsinizdir. Dövme makinesinin sesi işte o ses. Beyninizde bir kontak açılıyor ve başlıyorsunuz kendinizi acıya hazırlamaya. İğnenin ve makinenin kalitesinin burada acıyı düşürecek en önemli unsurlardan biri olduğunu söylemek gerekli. Dövme sanatçısının elinin hafif olması ise tamamen sizin şansınız. İğnenin bacağa dokunduğu anda dürüst olmam gerekirse vazgeçmeyi düşündüm. Sadece bu acıya 2 dakika daha dayanırsam alışacağım söylendi ve sabırla bekledim. Ve gerçekten 2-3 dakika içinde acıya adapte olmuştum. Seans ilerliyor, dövmenin şekli ortaya çıkıyordu. Dövmenin hızlı bitmesi ise dövmecinizin el hızına ve sizin dayanıklılığınıza bağlı. Seans sırasında sürekli ara verirseniz yüksek ihtimalle orta büyüklükteki bir dövmenin bitmesi birkaç seans alacaktır. İlk seansı, dövmenin ana kontörlerini ve birkaç noktasını renklendirerek sonlandırdık. Araya 3 hafta kadar bir zaman koyduk, böylece dövme tamamen iyileşmiş olacak ve diğer kısımlara rahatça müdahale edebilecektik. Aradan geçen 3 hafta sonunda diğer seansa başladık. Bir süre sonra acı eşiğinizin düşeceğini bilerek ilerliyorsunuz. Her 20 dakikada bir, dövmenin üzerine püskürtülen steril su, sana buradan sesleniyorum: "Çok çok faydalı bir icatsın…"


Dövme tamamlandıktan sonra streç filmle üzeri sarılıyor. Bir nevi açık yara olduğunu unutmamak gerekli. Ertesi günden itibaren streç filmi çıkarıp Bepanthen sürmeye başlıyorsunuz. Banyo yapmadan önce üstünün mutlaka vazelinle kaplı olması gerekiyor. Önemli bir diğer detaysa Bepanthen’in yedirilerek sürülmesi. Tabaka gibi üstünde kalmamalı. Yoksa doku hava almayacak ve daha geç iyileşecektir.


Bir dövme macerası böyle sonlanırken hatırlatmakta fayda var. Bir kere dövme yaptıran birinin ikinci dövmede tereddüt etmesi beklenmiyor. Nitekim bu benim ikinci dövme maceram.


Bunun haricinde benimle beraber ilk dövmesini yaptıran arkadaşım dövme makinesinin sesi ve salondaki sessizliği bozarak bu tezimi onaylayan yorumu yaptı: “Diğer dövmeyi üst baldıra mı yapsam acaba?”


Dövme yaptıracaklara birkaç tüyo:

  • Dövme yapılırken seanslara yalnız gitmekten çekinmeyin. Böylece acı eşiğiniz bilinçsizce daha yüksek oluyor.
  • Mutlaka yanınızda okuyacak bir şeyler götürün. Yaptıracağınız uzun seanslı bir dövmeyse, dikkatinizi acıya odaklamak yerine bir şeyler okumaya yönlendirmeniz daha doğru olacaktır.
  • Dövme yapılmadan önce karnınızı doyurun. Dışarı çıkıp yemek arası vermek sizi sadece yorar.
  • Çikolata ya da benzeri tatlılar kan şekerinizi yükseltir ve mutluluk hormonu salgılamanızı sağlar. Bol bol çikolata…


Yazı: Pınar Aksu


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Teşekkür ederim
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.