İşte size derin nefes alıp vermeniz için hayati gerekçeler...

Beynin büyümesine neden olur

Meditasyon süresince nefes alışınızı kontrol etmeniz, beyninizin büyüklüğünü arttırıcı etkiye sahip. Harvard Üniversitesi'nde 2005 yılında yapılan bir araştırma, nefes alışınıza odaklanmayı içeren bir meditasyonun, beyin zarının kalınlaşma kapasitesini artırıcı etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur.

Kalp hızının değişimini geliştirir

Düşük kalp ritim hızı, kalp krizi açısından yüksek risk anlamına gelmektedir. 2012 yılında yapılan bir çalışmada derin nefes alma egzersizlerinin kalp hızını geliştirici etkileri olduğu ortaya konulmuştur.

Daha düşük stres seviyeleri

Eğer derin nefes almıyorsanız, bedeniniz büyük ölçüde strese karşı "savaş ya da savaş" modunda demektir. Bir-iki dakika arayla oturup nefes alışınıza odaklanın ve bedeninizin sakinleşme çağrılarını algılamasına yardım edin. Böylece bedeninizin "rahat ve alıcı" olmasını sağlayın.

Anksiyete ve negatif hisleri bastırma

Panik ve stres hallerinde bir çoğumuz kısa nefesler almaya başlarız. Bu karşılaşılan bir tehdit unsuruna karşı bedenin gösterdiği doğal bir reaksiyondur. Nefesinize odaklanmak anksiyetinizi bastırmanıza, depresyon semptomlarından ve negatif hislerinizden uzaklaşmanıza yarayacaktır. Avusturyalı araştırmacılar, müzisyenlerin performanslarından yarım saat önce derin nefes egzersizleri yapmalarının etkili bir şekilde anksiyetelerini azalttığını ortaya koymuştur.

Anksiyetenizi sınavlarda azaltır

2007’de yapılan bir araştırmada, sınavdan önce derin nefes meditasyonu uygulayan öğrencilerin anksiyete, süphecilik ve konsantrasyon eksikliği algısının, egzersizi yapmayan öğrencilere oranla daha düşük olduğu ortaya çıkmıştır.

Kan basıncını düşürür

Gün içerisinde yalnızca birkaç dakika ayırıp derin ve yavaş nefes alıp vermek kan basıncınızı düşürmenizi sağlayacaktır. Araştırmacılar yavaş ve derin nefes almanın sakinleşmenize ve geçici olarak kan damarlarınızı açmanıza yardımcı olacağını söylüyor.

Gen ekspresyonunu değiştirir

Yakın dönemde yapılan çalışmalar yoga, meditasyon ve derin nefes alma gibi zihin-beden egzersizlerinin, bedenin “rahatlama algılarını” tetiklediğini ve stres algısını değiştirdiğini ortaya koymaktadır. Bu yapı, stresin insanlar üzerindeki negatif etkilerine ve anksiyete ve hipertansiyon gibi olumsuzluklara karşı, bağışıklık sisteminin genetik yapısını değiştiren bir etkendir.