Yarın farklıdır bugünden,


Adı değişir hiç olmazsa,


Kara bir suyu


Geçiyoruz şimdilerde


Basarak yosunlu taşlara.

Sen bugünden yarına


Birazcık umut sakla

Kanadı Kırık Bir Akşam; Metin Altıok

Termodinamiğin ikinci yasası entropi; düzensizliğin ölçüsüdür. Birinci yasa, evrendeki madde ve enerjinin herhangi fiziksel bir etkiyle yok edilemeyeceğini, yok iken de var edilemeyeceğini söyler. Form değişebilir fakat varlık değişmez. İkinci yasa ise evrendeki enerji akışının tek yönlü olduğunu ifade eder. Bu; kullanılabilir enerjinin kullanılamayan enerjiye dönüşmesi, düzenli halden düzensiz hale geçilmesi eğilimidir. Bunun anlamı kısaca, evrendeki her şeyin çürüme eğiliminde olmasıdır. Madem her şey çürüme eğiliminde yaşama sıkı sıkıya sarılmamıza sebep olan en önemli faktör olan umut nereden doğuyor?


Hayatı yaşanabilir kılmak ve anlam yükleyebilmek amacıyla, Pandora’nın kutusundan son anda çıkarılan umut; kin, nefret, intikam, ölüm, açlık, öfke, kıskançlık ve tüm canlıları acı ve kedere boğan kötülükle baş edebilmek için tek dayanak. Tüm kötülüklerden ötürü ne kadar acı çekersek çekelim yaşamdan vazgeçmememizi sağlayan yegâne baston. Mitolojinin, tüm inanç sistemlerinin, psikolojinin dayanak noktası.


Depresyonla baş etmeyi sağladığı ve yaşamı kolaylaştırdığı ispatlanan umut sayesinde, fiziksel hastalıkların önlenebildiğini ve ortaya çıkan hastalıklarla daha kolay baş edilebildiğini, fiziksel ağrılara dayanıklılığın arttığını, ötekiyle ilişki kurmanın kolaylaştığını, bağların güçlendiğini, yaşam için bir amaç belirlendiğini ve ölümlülük gerçeğinin rahatça savuşturulabildiğini söyleyebiliriz.


İnsanın anlam arayışında, yaşama biçilen rolün ağırlığı her birimize göre değişkenlik gösterir ve her birimiz bu anlamın içeriğini kendi sınırlarımız çerçevesinde oluştururuz. Kimimiz cennet umuduyla, kimimiz bireysel konfor; kimimiz kahramanlık onuruyla, kimimiz şefkatle ve saf sevgiyle; kimimiz aşkla, kimimiz öfke ve intikam duygusuyla çizeriz bu çerçeveyi.


Bir uyarı olarak; insanlara din, psikoloji ve yönetim politikalarıyla aşılanmak istenen pasif bir umudun; bireyi tembelleştirip, hareketsiz kılacağını belirtmekte ve Lyotard’ın da vurguladığı üzere "insana yapılacak en büyük kötülük" olduğunu vurgulamakta fayda var. Üretkenliğini ve yaratıcılığını yitirmeyen, bir çocuğun heyecanıyla keşif yolculuğuna çıkabilen, yaşadığı hayatı daha güzel bir yer haline getirmek için mücadele veren, kendi dışındaki tüm varlıkları önemseyip; ağaca, suya, çiçeğe, hayvana, taşa, toprağa aynı şefkatle ve özenle dokunabilenler, aynı zamanda yarına kalabilenlerdir.


Yarına kim kalacak?*

* Jacob Levy Moreno tarafından 1934 yılında yazılmış 'Who Shall Survive?' kitabının adıdır.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.