Pozitif bir bakış açısına sahip olmak genellikle sağlıklıdır ve zor zamanların üstesinden gelmenize yardımcı olabilir. Ancak, samimiyetsiz bir pozitifliğin ve gerçek duyguları bastırmanın duygusal ve ruhsal açıdan zararlı sonuçları olabilir. İşte bu da toksik pozitiflik adı verilen, aşırıya kaçan ve gerçekçi olmayan bir pozitifliğin sonucunda ortaya çıkar.
Sorunun temeli sosyal medya
Sosyal medyada insanlar harikaymış gibi görünür ve sadece hayatlarının iyi kısımlarını paylaşırlar. Endişelerini, yaşadıkları zorlukları ve kötü duygularını genellikle paylaşmamayı ve gizli tutmayı tercih ederlar. Bu tarz paylaşımlar, masum gibi görünen ancak insana içten içe zarar veren motivasyon paylaşımları da olabilir, sadece pozitiflik içeren cümlelerden oluşan yapay metinler de olabilir.
Gerçekleri saklama zorunluluğu
Sosyal medyada gerçeği yansıtmasa bile hayatlarından memnun olan ve bununla övünen insanlar gördüğünüzde siz de böyle hissetmek konusunda kendinizi zorlamaya başlarsınız. Bu nedenle, hayatınızda her şey harika gidiyormuş ve zorluklardan hiç etkilenmiyormuş gibi görünmek için sahte bir maske takarsınız. Böyle yapmazsanız üzgün, gergin, motivasyonsuz ve tükenmiş hissettiğiniz için kendinizi ayıplamaya bile başlayabilirsiniz!
Pozitif insanları ve onların neşeli paylaşımlarını bir güç göstergesi olarak algılarsınız ve negatif duygularınızı açığa çıkarmanın sizi zayıf bir insan yaptığını düşünürsünüz. Bu da duygularınızı bastırmanıza ve onlar hakkında düşünmemeye başlamanıza yol açar. Bunu yapmanın durumu daha iyileştireceğini düşünüyor olabilirsiniz fakat durum gerçekte daha da kötüleşecektir. Gerçek duygularınızı saklamak ve sorunlarınızla yüzleşmemek, sadece daha fazla strese, anksiyeteye ve depresifliğe neden olacaktır.
Pozitif gibi görünen negatiflikler
Kişinin arkadaşları ve ailesi mutlu olmasına yardımcı olmak ister ancak bu noktada doğru kelimeleri bulmak zor olabilir. Bu nedenle kolaya kaçarak “Pozitif ol!” ya da “Daha kötüsü de olabilirdi” gibi cümleler kurarlar. Bu da toksik pozitifliğe yol açabilir.
Bunun yerine “Strese girdiğini görüyorum, senin için yapabileceğim bir şey var mı?” ya da “Başına böyle bir şey geldiği için üzgünüm” gibi ifadeler kullanmak, karşıdaki kişiyi anladığınızı ve ona gerçekten yardımcı olmak istediğinizi gösterir. Burada önemli olan, kişinin sorununu küçümsemek ya da duygularını değersiz görmek yerine, hissettiklerini dışarıya vurmasına izin vermek ve onu desteklemektir.
Dayatılan pozitif olma zorunluluğu
Sadece pozitif olmanız gerektiğine dair bir baskı hissediyor olabilirsiniz. Eğer pozitif değilseniz de hissedeceğiniz tek şeyin acı, stres ya da negatif olarak nitelendirilen herhangi bir duygu olacağını düşünürsünüz. Bunun aksine, negatif ve pozitif duyguları aynı anda deneyimleyebilirsiniz.
Örneğin işten ayrıldığınızı, kendinizi hayal kırıklığına uğramış ve endişeli hissettiğinizi varsayalım. Böyle bir durumda çevrenizdeki insanlar “En azından ailen var ve sağlığın yerinde!” ya da “Her şeyin bir sebebi vardır. Şimdi bir sürü fırsatın olacak” gibi cümleler kurarsa toksik pozitifliğe maruz kalmış olursunuz. Gelecek için heyecanlanırken şu anki durumunuz hakkında endişe duymanın gayet doğal olduğunu ve bu iki hissi dengeli bir şekilde aynı anda deneyimleyebileceğinizi bilmelisiniz.
Her durumda pozitif kalmaya çalışmak ve gerçekleri görmezden gelmek gerçekten yorucudur ve ruh sağlığınıza zarar verebilir. Bunun yerine, iyi ya da kötü ne hissediyorsanız onu kucaklamak ve yansıtmak daha doğru olacaktır. Böyle yaparak çevrenizdeki insanların da gerçekliğini ortaya çıkarması için ilham kaynağı olabilirsiniz!
Kaynak: Bright Side. What Toxic Positivity Is and Why It Is Bad For You. https://brightside.me/inspiration-psychology/what-toxic-positivity-is-and-why-it-is-bad-for-you-799618/
YORUMLAR