İstanbul Kadıköy’de geçen yıl kurulan ve kadın dayanışmasına yönelik faaliyetler gösteren Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği, fiziksel şiddete uğramış kadınlara sığınabilecekleri mekânlara yönlendirecek. Gönüllü avukat ve psikolog ağını oluşturduklarını söyleyen Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Ayla Tokmak, Mor Çatı ve Kadın Dayanışma Vakfı’nın da benzer hizmetler verdiğini ancak Kadıköy yakasında ilk kez Deniz Yıldızı’nın bu konuda kadınlara yardımcı olacağını anlattı.


“Yıllardır kadın hareketi içindeyiz. Bu yüzden zaten bireysel olarak hepimize çok başvuru geliyordu. Biz de bireysel ilişkilerimizle ya kendimiz çözmeye çalışıyorduk ya da Mor Çatı’ya yönlendiriyorduk. Artık dernek çatısı altında daha sistemli ve örgütlü olarak yapacağız” diyor.


Ayla Hanım; İşletme, Sosyoloji ve Sosyal Hizmetler eğitimleri almış, Tüketiciyi Koruma Derneği kurucu üyesi. Ayrıca Kadıköy’deki Sahrayıcedit Mahallesi muhtar adayı. Kadın bakış açısı olan muhtarlara çok ihtiyaç olduğunu düşünüyor: Yani “cinsiyet eşitliğini temel alan, kadınlara dair söylemi olabilen ve cinsiyetçi bakışı olmayan kadın olma bilincini” önemsiyor. Haklarını aramada, mahallede yapılacak her türlü hizmette ve ihtiyaçta kadın bakış açısına dikkat çekiyor.


8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi, Ayla Tokmak ile bir araya gelerek, sohbet ettik. Deniz Yıldızı’nı, derneğin çalışmalarını ve Türkiye’de kadını konuştuk.


Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği hakkında bilgi verir misiniz? Ne zaman ve ne amaçla kuruldu?

Yaşamın her alanında cinsiyetçi ve erkek egemen zihniyete karşı mücadele etmek, sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel her alanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçekleşmesi amacıyla yeşil feministler tarafından kuruldu. Henüz bir yıllık bir geçmişimiz var. Bu süre de alt yapımızı güçlendirmekle geçti.


‘Kendi söküğünü kendin dik’

Kurulduğunuzdan bu yana kadın dayanışmasına yönelik ne gibi faaliyetler yaptınız?

Yapmak istediğimiz çok şey var ama gücümüz ve olanaklarımızla orantılı bazı hedefler seçmek zorunda kaldık. İlk ofisimiz çok küçüktü. Daha büyük ve işlevsel bir mekâna yeni geçebildik.


Nisan ayından itibaren kadınların tüketim ile ilişkilerini sorgulamaları, tüketimi azaltmak ve ekolojik ayak izini küçültmek, esas olarak bu konuda duyarlılığı artırmak amacıyla “kendi söküğünü kendin dik” dikiş atölyeleri başlatacağız.

Kadın ve doğa ilişkisi üzerinden kırsal kesimdeki kadınların güçlenmesi ve doğal tarıma yönlendirilmeleri için Kırklareli’nin köylerinde kadınların, tarım il müdürlüğü görevlilerinin ve muhtarların katıldığı bir dizi toplantı yaptık. İlk başta bir köyde kadınların ormandan topladıkları ve kendi ürettikleri ürünleri pazarlayabilmeleri için bir kooperatif kurmalarına destek olmayı ve Çiftçi Sen ile birlikte uygulamalı doğal ilaç yapımı eğitimleri başlatmayı karşılıklı olarak kararlaştırdık.

Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği’nin 1’nci Genel Kurulu’ndaki kurucu yönetim kurulu üyeleri, bir arada.


Gönüllü avukat ve psikologlar devrede


Bu yıl bu faaliyetlerinize bir yenisinin eklendiğini duydum. Artık, fiziksel şiddete uğramış kadınlara sığınabilecekleri mekânlar göstermek için çalışmalara başlamışsınız. Anlatabilir misiniz? Bu konuda nasıl çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz? Derneğiniz bu kararı almasının önemi nedir? Mor Çatı'dan sonra kadınların sığınabileceği mekân göstermek açısından İstanbul'daki ikinci, Kadıköy'de tek dernek olduğunuzu öğrendim. Öyle mi?

Benim bildiğim Mor Çatı’dan başka bir de Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) var. Ama Kadıköy’de yok. Biz de Kadıköy’de başlatacağız. Mor Çatı bize deneyimlerini aktardı. Gönüllü avukat ve psikolog ağını oluşturduk. Yeni ofisimizin düzenlemesini bitirir bitirmez duyurulara başlayacağız.

‘Bireysel çok başvuru geliyordu’


Derneğinizi bu çalışmaya iten sebepler nelerdi? Şiddete uğramış çok sayıda kadın size başvurmaya mı başladı? Eğer böyleyse, kadın ve toplumdaki şiddet konusunda neler söylemek istersiniz? Bu konuda yakın zamanda yapılmış herhangi bir anket/araştırma var mı?

Yıllardır kadın hareketi içindeyiz. Bu yüzden zaten bireysel olarak hepimize çok başvuru geliyordu. Biz de bireysel ilişkilerimizle ya kendimiz çözmeye çalışıyorduk ya da Mor Çatı’ya yönlendiriyorduk. Artık dernek çatısı altında daha sistemli ve örgütlü olarak yapacağız. Literatürde kadına yönelik şiddet, “kadının bedensel bütünlüğüne sırf kadın olduğu için yapılan her türlü fiziksel, cinsel veya psikolojik müdahaleler sonucunda kadının zarar görmesi ve toplum içinde ya da özel hayatında kadına baskı uygulanılarak özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanması” olarak geçiyor. Kadınlar, yaşı, eğitimi, ekonomik durumu, siyasi düşüncesi, sosyal konumu, dini ne olursa olsun, şiddet karşısında aynı durumdalar. Bu konuda hem devletin, hem de kadın örgütlerinin yüzlerce araştırması var. Örneğin bianet, sadece medyada çıkan haberlerden erkek şiddeti çetelesi tutarak çok değerli bir iş yapıyor. Geçtiğimiz Ocak ayında erkekler 23 kadını öldürmüş, 4 kadına tecavüz etmiş, 10 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmuş. Bu ayın katillerinin yüzde 43’ü koca, yüzde 17’si aile üyesi, yüzde 13’ü eski koca/sevgili ve yüzde 8’i ise damatmış. Kadınlar en yakınındaki insanlar tarafından öldürülüyorlar. Bugün anıtsayaç’a baktım. Şubat ayında 39 kadın cinayeti var. Kadın cinayetleri üzerinden anıtsayaç’ı olan tek ülkeyiz herhalde. Kadınlar da şiddete karşı mücadeleye devam ediyor tabii.




Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği’nin 1’nci Genel Kurulu’ndaki kurucu yönetim kurulu üyeleri, bir arada.


‘Bu yıl istatistiklere bile giremeyeceğiz’

Ayla Hanım siz, aynı zamanda Kadıköy Sahrayıcedit'ten muhtar adayısınız. Kadın ve toplumsal temsiliyet ile bu temsiliyete katılım konusunda ne dersiniz? Ayrıca, STK'lara katılım ve destek açısından Türkiye'deki kadın faaliyetleri hakkında neler söylemek istersiniz?

2014 yerel seçimleri sonunda kadın belediye başkanlarının oranı yüzde 2.8’di. Adaylara bakarsak bu yıl istatistiklere bile giremeyeceğiz anlaşılan. Erkek egemen zihniyetin kadınlara tanıdığı toplumsal rol, özel alan. Bu da hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ciddi eşitsizliklere yol açıyor. Kadınların siyasette önünün açılması için hem kendi hayatlarında daha elverişli koşullara ihtiyacı var, hem de seçim yasasından siyasi partiler yasasına kadar yapılacak değişikliklerle bir dizi pozitif ayrımcılık uygulamasına geçilmesi gerek. Kısaca kadınların çok işi var daha. Bu yıl ben de muhtarlığa aday oldum. Benimle birlikte derneğimizin Bakırköy Zuhuratbaba’da da bir muhtar adayı var. Şakire Şeyda Ataş. İkimiz de bir yola koyulduk, bakalım ne olacak. Kendi adıma kentlilikle mahalle kültürünün bir arada yaşanacağı sakin bir mahalle için çalışmak istiyorum. Kararları ortaklaşa alacağımız, çözümü birlikte bulacağımız bir mahalle için adayım.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü nasıl kutlamayı planlıyorsunuz?

Bu yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü çok önemli. Çünkü kadınların yıllarca süren mücadeleleriyle alınmış kazanımlar yok edilmeye çalışılıyor. İstanbul sözleşmesi, 6284 sayılı yasa hedef tahtası haline getirildi. Bu nedenle 8 Mart akşamı artık gelenekselleşen Beyoğlu feminist gece yürüyüşümüz olacak.


Röportaj: Hayriye Mengüç

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.