Duygusal yorgunluk ve işyerinde tükenmişlik üzerine yapılan iki yeni araştırma, iş konusunda neden kötü hissettiğinizi anlamanıza yardımcı olabilir. Araştırmalardan birine göre, mesai sonrası mailleri, bir tür daimi uyanıklığa sebep olarak çalışanların iş gününü tamamıyla atlatabilmelerini engelliyor. Diğer çalışma ise bilinçdışı ihtiyaçlar ile iş yeri görevleri arasındaki temel düzeydeki uyumsuzluğun, çalışanların gereksiz strese kapılmalarına sebep olduğunu öne sürüyor.


Birlikte ele alındıklarında, her iki çalışma da, kronik duygusal uyarılmanın, çalışanlar üzerinde sahip olduğu etkiyi araştırıyor. İnsanlar, sakinlik ve tatminlik hislerinin referans değerlerine geri dönemediklerinde, yükselen kronik duygular, ağrı, yorgunluk ve kalp atış hızında artış gibi fiziksel semptomların görülmesine yol açabilir.


Geç saatlerde gelen e-postalar: Daima tetiktesin

Academy of Management yıllık toplantısında sunulan ve 297 çalışan yetişkinden sağlanan verilerin kullanıldığı ilk çalışma kapsamında, iş saatleri dışında mailleşme ile negatif duygular arasında bağlantı olduğu ve bu bağlantının, "tükenmişlik" hislerine ve zayif iş-aile dengesine yol açtığı görüldü. Araştırmacılar, mesai saatleri dışında mailleşmenin, ağır iş yükü, iş yerinde anlaşmazlık, teslim tarihi gibi şeylerle birlikte stres etkeni olduğu sonucuna vardılar. Mailleri yanıtlamak fazla vakit almasa da çalışanların iş saatleri dışında da online olmaları beklentisi, çalışanların iş günlerini tamamen bitirip enerjilerini yenilemelerini engelliyor.


"Bir organizasyon 'daima tetikte' kültürünü benimsediğinde, çalışanların işle olan bağlantılarını tamamen kesmeleri imkansız hale geliyor ve sonuç olarak kronik stres doğuyor." diyor Leigh Ünniversitesinden Liuba Belkin.

Uyumsuzluk teorisi: Duygusal ihtiyaçlarınız karşılanmıyor

Frontiers dergisinde yayınlanan diğer çalışma kapsamında ise, bilinçaltı ihtiyaçlarını öğrenmek adına, 97 online katılımcıya sorular soruldu. Diğerleri için sorumluluk alma, disiplini koruma ve güçlü hissetmek adına tartışma konusunda bireysel olarak mı güdüleniyorlar (güç dürtüsü), yoksa güven ve aidiyet hissi için mi pozitif kişisel ilişkiler kurma ihtiyacı duyuyorlar (ilişkilendirme dürtüsü)? Katılımcıların, bilinçaltı ihtiyaçları ile işlerinin talepleri arasındaki uyumsuzluk arttıkça, tükenmişlik risklerinin de arttığı görüldü. Spesifik açıdan bakıldığında, iş yerinde 'güç dürtüleri' tatmin edilmeyen kişilerin bağ ağrısı, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi fiziksel semptomları yaşamaları riskinin, 'ilişkilendirme dürtüsü' tatmin edilmeyen kişilerin ise tükenmişlik ya da duygusal yorgunluk risklerinin daha yüksek olduğu ortaya kondu.


"Çalışanların güdüsel ihtiyaçlarının işteki günlük aktiviteleri ile uyumlu hale getirilmesi, ilerlemenin çözümü olabilir." diyor Leipzig Üniversitesinden Beate Schulze. "Bu, çalışanların mental sağlıkları konusundaki artan endişelere de yaklaşım olarak görülebilir; ne de olsa tükenmişlik, temelde motivasyonun erozyona uğramasıdır."




Bu yazı huffingtonpost.com'da yayınlanmıştır.



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.