Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Özay Özkaya, meme onarımı hakkında merak edilenleri anlatıyor.


Kadınların bedensel olarak benliklerini tamamlayan organlarından biri olan meme, kanser gibi hastalıklar sebebiyle yitirilebiliyor. Oluşan eksiklik ise zamanla kadınların fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan etkilenmelerine yol açıyor. Meme kaybı bir organ kaybıdır ve bir kadının memesinin alınması, hastada ciddi bir travma yaratır. Hasta her banyo yaptığında, her kıyafet değiştirdiğinde, hem kanser olduğunu hem de kaybını hatırlar. Bu nedenle son yıllarda yaygınlaşan anında meme yapımı ile memenin alınması sonrasında bu eksikliği hissetmeyen hastalar hayatlarına daha mutlu bir şekilde devam ediyor ve eğer gerekiyorsa, sonrasındaki yapılacak olan onkolojik tedavilere daha fazla uyum gösteriyor.


Meme, hastanın ihtiyacına uygun olarak tasarlanıyor

Elbette meme kanserinde ilk hedefimiz kanserli dokunun tam ve doğru bir şekilde hastadan uzaklaştırılması. Fakat bazı durumlarda, sadece kansere odaklanılması ve tek hedefin hastadan kanserli dokuların uzaklaştırmak olması, meme onarımının ikinci plana atılmasına ve hastanın memesiz kalmasına neden olabiliyor. Aslında vurgulamak istediğim en önemli nokta, memenin alınması sonrasında üzerinden kaç yıl geçmiş olursa olsun, meme onarımı yani yeni meme yapımının çoğu hastada mümkün olması. Bazı hastalarda eğer ihtiyaç var ise sağlam memeye de küçültme, büyütme ya da dikleştirme ameliyatı yapılarak, her iki memenin eş benzerlikte olması sağlanabiliyor. Eğer kanser sebebiyle her iki meme de alındıysa hasta ve doktor birlikte değerlendirme yaparak hangi yöntem ile meme onarımı yapılacağına karar verebiliyor.


Kanser riski olan kişilere de yeniden meme yapılabiliyor

Genetik açıdan meme kanserine yakalanma riski olan kişiler için de bazı kriterlerin bulunması durumunda, hasta hali hazırda kanser olmasa dahi meme dokusu alınarak, silikon protezler ile yeniden meme yapılabiliyor. Özellikle tek memesi alınan ve diğer memesi normalden büyük olan hastalardaki diğer bir önemli nokta ise zaman içinde büyük olan memenin orantısız bir şekilde tek omuza yaptığı baskı ile omurgada eğriliklere ve omuz bölgesinde deformitelere neden olmasıdır.


Meme onarımı hastanın vücudundaki dokulardan yapılıyor

Memesi tamamen alınan hastalara sırt ve karın bölgelerinden alınan dokularla yeni meme yapmak mümkün. Kansere yakalanmamış ancak genetik açıdan riskli grupta bulunan hastalarda, memesi alındıktan sonra silikon meme implantları ilk tercihimiz oluyor. Kanser nedeniyle memesi tamamen alınmış olan hastalarda ben de tüm dünyada en sık tercih edilen dokular olan karın ve sırt bölgesini tercih ediyorum. Alınacak olan dokunun seçilmesinde bazı kriterlerin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Hastanın eğer diğer memesine de müdahale edilecekse sırt dokusu, hem meme yapımına hem de eşitleme ameliyatına aynı anda imkan tanıdığı için benim ilk tercihim oluyor. İki seanslı bir yaklaşım ile meme onarımı yapılacaksa, karın bölgesindeki dokulardan mikrocerrahi yöntemiyle tam doku nakli şeklinde ya da mikrocerrahi kullanılmadan saplı doku aktarımı olarak da meme yapımı gerçekleştirilebiliyor.


Yaş ve kilo durumu operasyonu etkiliyor

Meme onarımı için öncelikle hastanın yaşı ve kilo durumunun da analiz edilmesinde fayda var. Örneğin; genç yaştaki kadınların ileride yaşayacağı hamilelik sırasında karın duvarının zayıflamaması gerektiği için bu bölgeden doku alınırken dikkatli davranmak gerekiyor. Obezite problemine sahip hastalarda ise yine yüksek miktarda yağ dokusu içeren karın dokusunu kullanmak yerine sırt bölgesi tercih edilebilir. Kanser nedeniyle memesi alınan hastalara yeni meme yapımı sonrasında, hastaların en merak ettikleri nokta eski rutinlerine ne zaman dönecekleri oluyor. Hastalar, ameliyat sonrasında çoğunlukla hastanede iki gece kalırken, ortalama 2 hafta sonra normal rutin hayatlarına dönebiliyor. Ameliyat sonrasında, hastayı rahatsız etmeyen, doku alınan yerin tam iyileşmesini ve korunmasını sağlamak içinse 4-6 hafta kadar özel bir korse ve sutyen kullanması öneriliyor.




Meme onarımı hakkında doğru bilinen yanlışlar nelerdir?


Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Yazar, meme onarımı hakkında doğru bilinen 8 yanlışı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.


Yanlış: Meme onarımı yaptırırsam kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavilerim aksar

Doğrusu: Bu inanış kesinlikle yanlış. Mastektomi yani memenin alınması ameliyatı ve eş zamanlı meme onarımı yapıldığında kemoterapi ve radyoterapi gibi tedaviler aksamaz. Bu hastalar ameliyat sonrası hiçbir kısıtlama olmadan tedavilerini zamanında alabiliyorlar.


Yanlış: Meme onarımı ameliyatla eş zamanlı yapılamaz

Doğrusu: Hastalar önce mastektomi yapılıp memesinin alınacağını, bir süre sonra kemoterapi ve radyoterapi görüp daha sonra meme yapımına başlanabileceğini sanıyorlar. Ancak artık dünyada yaygın yöntem, güncel teknik; eş zamanlı meme onarımı yapılması. Mastektomi esnasında Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı da aynı seansta memeyi onarabiliyor.


Yanlış: Meme onarımı sadece protez ya da implantla yapılır

Doğrusu: Hastalar memelerinin onarımında sadece protez ya da implant kullanılacağını sanıyorlar. Oysa hekimlerin tecrübesi sayesinde artık hastanın kendi dokuları kullanılarak da meme yapılabiliyor. Bu dokular karın bölgesinden, sırt bölgesinden, kalça bölgesinden ya da bacağın üst tarafındaki dokulardan getirilerek yapılabiliyor.


Yanlış: Radyoterapi yapılacaksa implant ya da protez konulamaz

Doğrusu: Sanılanın aksine, eş zamanlı ameliyat yapılacaksa ve hastalar radyoterapi alacaksa o zaman genellikle daha sonra değiştirilebilir implant ya da protez konuluyor. Bunlara expander deniliyor. Önce expander konuluyor, ardından bu expanderlar şişiriliyor. Hastalar radyoterapilerini görüyorlar ve o expanderların üzerine ışınlarını alıyorlar. Sonra Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı expanderları çıkarıp kalıcı protez uyguluyor. Bazen de doğrudan kalıcı protez konulup onun üzerine ışın alınabiliyor.


Yanlış: Hastalığım nüks ederse görülmeyip atlanabilir

Doğrusu: Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Yazar, “Hastalar, memesinde protez ya da implant varken ya da oraya doku getirilmişken, hastalığın nüks etmesi durumunda görülmeyip atlanabileceğini düşünüyorlar. Oysa hastaların bu tür ameliyatlar yapıldıktan sonra düzenli olarak kontrolleri, muayeneleri ve radyolojik tetkikleri yapılıyor. Gerektiğinde MR ile kontrol ediliyor. O nedenle ister implant, protez, ister kendi dokusuyla meme onarımı olsun takip sürecinde herhangi bir aksamaya neden olmuyor’ diyor.


Yanlış: Meme onarımı başarısız olursa geri dönülemez

Doğrusu: Sadece meme onarımı değil en basit cerrahi işlemlerde dahi çok az da olsa her zaman komplikasyon tehlikesi bulunuyor. Ancak örneğin implant konulup implantla ilgili bir sorun yaşanıp çıkartmak zorunda kalındığında, ehil ellerde yapılan işlemlerde, hekim her zaman B ve C planı bulunuyor yeniden onarım için. Bu onarımda kişinin kendi dokuları kullanılarak yapılabiliyor ya da kişinin kendi dokuları ile birlikte implantlar kullanılabiliyor. Yani hekimin her zaman alternatif tedavi yöntemi ve onarım tekniği olduğundan meme tekrar doğalına benzer yapılabiliyor.


Yanlış: Meme onarımı için belli bir zaman geçmesi gerekir

Doğrusu: Hastalar ‘ben bu ameliyatı oldum, birkaç yıl beklesem iyi olur’ düşüncesinde olabiliyorlar. Oysa bunun geçmesi gereken bir süresi yok. Ameliyatı yapan Genel Cerrah, Tıbbi Onkolog ve Radyasyon Onkoloğu ‘meme onarımı yapılabilir’ dedikten sonra hastalar herhangi bir dönemde, istedikleri zaman bu ameliyatı olabiliyor.


Yanlış: Doğal görünmeyebilir

Doğrusu: Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Yazar, “Hastaların doğal olmaz inanışı olabiliyor. Ancak artık günümüzde plastik cerrahi teknikleri çok gelişti. Kullandığımız implantlar, protezlerin teknolojisi çok gelişti. Ehil ellerde tecrübeli Plastik Cerrahlar tarafından yapıldığında karşı memesine benzer yakın doğallıkta meme yapmak mümkün. Bazen karşı memesi sarkmış, küçük ya da büyük olabilir. O zaman da karşı memeye yönelik işlemler yapabiliyoruz, toparlayabiliyoruz, küçültebiliyoruz ya da büyütebiliyoruz. İki meme arasında simetriyi sağlayabiliyoruz. Yani günümüzde daha doğal daha kendi memesine benzeyen memeler yapmak mümkün” diyor.



Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahı Op. Dr. Evrim Uçkunkaya, yeniden meme yapımında kullanılan farklı yöntemler, operasyonun zamanlaması, iyileşme süreci ve operasyon öncesi yapılması gerekenleri anlattı…

Kadınlarda dişiliğin sembolü olan memenin kaybının ardından, depresyon etkileri görülebileceği yönünde uyarıda bulunan Op. Dr. Evrim Uçkunkaya, “Estetik operasyon, kanser deneyiminin yarattığı olumsuz psikolojiyi yok eder. Konunun uzmanı bir doktor, kadına yitirdiği memesini geri kazandırarak ona yeniden kadınlığını hediye eder” diyor.


Yeniden meme dokusu oluşturulmasına yönelik her hastaya uygun, tek bir yöntemin bulunmadığına işaret eden Op. Dr. Uçkunkaya, “Yöntem seçimi için hastanın ayrıntılı bir muayenesi ve bazen de çeşitli incelemelerin eklenmesi gerekebilir. Her hasta kendine özgüdür. Yeniden şekillendirmede hastanın beklentilerinin yanı sıra vücut yapısı, göğüs kafesinin durumu, cilt yapısı ve daha sonra uygulanabilecek tedaviden oluşabilecek hasarlar gibi faktörler de göz önüne alınır” diyor.


Op. Dr. Evrim Uçkunkaya yeniden meme yapımında kullanılan yöntemler hakkında şunları söylüyor: “Yeniden meme yapımında kadınların anatomisine ve kas dokusuna uygun, diğer meme ile simetri sağlayan bir meme elde edebilmek için, protez ya da yağ dokusu kullanılarak plastik ve cerrahi yöntemlerle operasyon gerçekleştirilebilir. Ameliyat seçiminde, kişinin genel sağlık durumu, yaşı, vücut özellikleri, önceki ameliyat izi, radyoterapi yapılmış olması, diğer memenin durumu, hastanın beklentisi ve tercihleri gibi birçok faktör rol oynar.”


Protezde iki aşamalı operasyon

Protezlerle yapılan operasyonun iki aşamadan oluştuğunu belirten Op. Dr. Uçkunkaya, “İlk aşamada doku genişleticiler meme bölgesine yerleştirilir. Protezin yerleştirilebileceği cep oluşturulur. Bu işlem, kullanılacak protezin boyutuna bağlı olarak birkaç haftadan biraz daha fazla sürebilir. Cep oluşturulduktan sonra bu doku genişleticisi çıkarılır. Yerine istenilen protez yerleştirilir” diye anlatıyor. Protezlerin üretildikleri günden bu yana büyük bir değişim geçirdiğini sözlerine ekleyen Op. Dr. Uçkunkaya, “Şu an kullanılan 5’inci kuşak protezler, ilk nesil protezlerden kalan patlama, sızıntı gibi soruna karşı ömür boyu garanti veriyor. Akışkanlığı az bir jel içermeleri, protez yüzeylerinin pürtüklü olması, şekillerinin anatomik ya da yuvarlak olması gibi nedenlerle de şekillerini koruyabiliyor” diyor.


Karın yağlarınızdan arınarak memenize kavuşun

Hastanın karın, sırt, kalça ve uyluk bölgesinden alınan yağ dokularıyla da üç boyutlu meme yapımı gerçekleştirildiğini belirten Uçkunkaya, “Yağ dokularının avantajı; canlı, yumuşak, üç boyutlu, normal memeye çok benzer bir onarım sağlaması. Bu operasyon karın bölgesinden alınan dokular kullanılacaksa, karın germe ameliyatı yapılarak, alınan yağ dokularıyla meme yapımı tamamlanır. Hastanın kendi yağ dokularıyla yapılmış memenin fiziksel davranışı doğal memeye daha çok benzerlik gösterir, duyu hissi de daha nettir. Ameliyat sonrası dönemde, izlerin solması ve kullanılan dokuların yumuşaması, zamanla memnuniyet duygusunu arttırır. Kilo alıp vermelere normal meme gibi yanıt verir. Kök hücreden zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonları yapılarak daha etkili bir kalıcılık sağlanır” diyor.


Yeniden meme yapma operasyonunun, kanserli memenin alımı sırasında, eş zamanlı olarak da yapılabileceğine değinen Uçkunkaya, “Bu yönlü bir zamanlama, meme kanserinin evresi, tıbbi geçmiş, sosyal ve psikolojik durum ile postoperatif radyoterapi olasılığı da dahil olmak üzere birçok faktöre bağlıdır. Genel olarak erken evre vakalar bunun için uygundur. Bu tip operasyonda hasta meme ile girdiği ameliyattan memesiz değil, yeni bir meme ile çıkar. Geç evrede tanı konan ya da ışın tedavisi uygulanan hastalara, hastalıksız geçirdiği birkaç yıldan sonra uygulama yapılması daha uygundur. Buna da geç dönem onarım denir” diye belirtiyor.


Aksesuar meme olarak da bilinen 3’üncü meme hastalığının fark edilmediğinde meme kanserine neden olabileceğine dikkat çeken Uçkunkaya, “Ergenlik ya da gebelik dönemine kadar hiçbir belirti göstermeden sinsice ilerleyebilen bu hastalık, hormonlarla tetiklenerek, dayanması güç ağrılara neden olabilir. Geç farkedildiğinde de size meme kanseriyle yüzleştirebilir. Hastalığın tespitinin ardından yapılan cerrahi operasyon sonucunda, hastalar iki hafta içinde sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebilir.” diyor.


Meme yapımı operasyonlarının mevsimsel zamanlamasının da olmadığını, hangi yöntem uygulanırsa uygulansın operasyon sonrasında yaklaşık 2 ay içerisinde iyileşme gözlendiğini sözlerine ekleyen Op Dr Uçkunkaya, “Diğer meme operasyonlarıyla kıyasladığımızda az da olsa bir ameliyat izi oluşur. Ancak yapılan operasyon kadınların kendine güvenini geri kazandırdığı için, oluşan ameliyat izinin sorun teşkil ettiğini söyleyemeyiz” diyor.


Op. Dr Uçkunkaya meme yapım operasyonu öncesinde yapılması gerekenleri şöyle özetliyor:

  • Operasyon öncesi beslenmenize dikkat edin. Sağlıklı besinler tüketin.

  • Spor yapmayı ihmal etmeyin.

  • Alkol ve sigaradan uzak durun. Alkol ve sigara alışkanlığı yaraların iyileşmesini geciktirir. Alkol ve sigara tüketiyorsanız ameliyatın ardından meme bölgesinde enfeksiyon, yara yerlerinin geç iyileşmesi, izin daha belirgin ve düzensiz görünmesi ve meme başı kanlanması problemleri oluşabilir.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Ben.şeker.has..yim.günde.en.az.20.sefer.su.dukerim.ne.yapmAliyim.arz.edrim
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.