Baş, boyun ve kol ağrıları


Özellikle bu bölgelerdeki ağrılar kadınlarda çok daha sık görülür. Migrenin ergenlik döneminde kız çocuklarında erkek çocuklarına oranla daha sık görüldüğü çalışmalarda belirlenmiş, yaşla birlikte aradaki farkın giderek azaldığı anlaşılmıştır.




Klasik migren kadınlarda daha sık görülürken, basit migren ise erkeklerde daha sık görülüyor. Ayrıca bazı migren tiplerinin, kadınların hormonal dönemleriyle doğrudan ilişkili olduğu da biliniyor. Buna karşılık küme baş ağrısı gibi bazı baş ağrılarına erkelerde daha sık rastlanıyor. Bunun yanı sıra, hareketsiz yaşam tarzı ve stresin insan vücudundaki etkilerine bağlı olarak, her iki cinste de sık görülmekle birlikte, gerilim baş ağrıları ve boyundan kaynaklanan servikojenik ağrıların oranı da erkeklerde giderek ciddi şekilde artıyor.




Bel ve bacak ağrıları


Son yıllarda kadınların aktif çalışma hayatında daha çok yer almaya başlaması, bel ağrılarının sıklığının kadın ve erkekler arasındaki farkını da azaltmaya başladı. Ayrıca bel ağrılarında önemli bir faktör olan sigara kullanımıdır. Son dönemlerde, kadınlarda da sigara kullanımının artış göstermesi, kadınlarda rastlanan bel ağrılarının bir diğer nedenidir. Bu bölgede yine kadınlarda kas kökenli ve varise bağlı ağrılara daha sık rastlanırken, erkeklerde ise damar tıkanmalarına bağlı ağrılar gözlenmektedir.




İç organlardan kaynaklanan ağrılar kadınlarda bağırsak hastalıklarına bağlı, kabızlık ve safra kesesi hastalıkları nedeniyle sıklıkla karın ağrılarına rastlanırken, yemek borusu iltihabı ve idrar yolları iltihabı ağrıları da sık görülür. Buna karşılık erkeklerde pankreas hastalıkları, özellikle pankreatit ve buna bağlı şiddetli ağrılar daha fazla görülmektedir.




Ağrı eşiği coğrafi bölgelere göre değişir mi?


Kronik ağrı çeken insanların davranışları kendi fikir ve kültür yapılarına göre değişir. Kimileri hemen ilaca ya da hekime yönelir, kimileri ise buna alternatif yöntemlere başvurur. Değişik toplumsal gruplarda ağrıya karşı davranışlar birbirinden farklıdır. Bir araştırmaya göre Yahudi ve İtalyanlar ağrıyı daha abartılı bir biçimde ifade ederken, İrlandalılar'ın daha kabullenici, yaşlı Amerikalılar'ın da kaderci olduğu görülmüştür. Ülkemizde bu şekilde ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır. Ancak kişisel deneyimlerimize göre Kuzey Anadolu bölgesinde yaşayan insanlarımız ağrıyla ilgili deneyimlerini oldukça abartılı bir biçimde ifade ediyor ve uygulanacak tedavi yöntemlerine karşı da direnç gösteriyor. Buna karşın Orta ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan insanlarımızın ağrıya karşı daha dayanıklı ve sabırlı olduğu görülmektedir. Bu bölge insanları uygulanacak tedavi yöntemlerine karşı da daha rahat uyum sağlamaktadır. Dünyada görülenin tam tersine, genellikle ülkemiz kadınları ağrı şikayetlerini kolay dile getirmiyor. Ancak çok dayanılmaz hale geldiğinde hekime başvuruyorlar. Özellikle kırsal kesimlerden gelen hastaların ağrı şikayetlerini dile getirmede kent insanına göre daha tutucu olduğu görülüyor. Kent insanı daha abartılı bir ifade biçimini yeğliyor. Uygulanacak tedavi yöntemlerine kırsal kesimden gelen insanlarımız daha kolay uyum sağlarken, entelektüel düzey yükseldikçe kendi yorumlarına göre hekimi ve tedaviyi yönlendirmeye çalışan hasta sayısında da artış görülüyor.




Ağrıları geçirmek için neler yapılıyor?


Ağrı tedavisinde medikal tedavi dediğimiz ilaç tedavisi ile hastaların büyük çoğunluğunun ağrısı dindirilebilir. Ağrı kesicilerin özelliklerine uygun olarak düzgün aralıklarla ve ağrı gelmeden alınması önemlidir. Ağrı tedavisinde ilaç tedavisi ile başarılı olunamayan hastalarda girişimsel yöntemler kullanılır.




Anadolu Sağlık Merkezi


Algoloji (Ağrı Tedavisi) Uzmanı


Prof. Dr. Ayşen Yücel

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.