Toplumda göz tansiyonu ile karasu hastalığı olarak bilinen ve tüm dünyada en önemli körlük nedenlerinden biri olan glokom, görme sinirinin ilerleyici hasarıyla karakterize bir hastalık. En önemli risk faktörü ise göz içi basıncının yükselmesi. Sanılanın aksine çocuklarda bile görülebilen glokomun çeşitli türleri mevcut. En sık rastlanan türü ise genellikle 40 yaş üstünde görülen açık açılı glokom. Bu glokom türü çoğunlukla ileri dönemlere kadar hiçbir belirti vermeden görme sinirinde ilerleyici hasar oluşturarak kalıcı görme kaybına yol açabiliyor. Bu nedenle görme sinirinde gelişen hasarın başlangıcında tanı konması büyük önem taşıyor.


Prof. Dr. Can Üstündağ, göz tansiyonu hakkında bilgiler verdi.


Göz tansiyonunun belirtileri nelerdir?

Glokom hastalığının nedeni, gözün içerisinde üretilen ve küçük kanalcıklar aracılığıyla gözü terk eden göz içi sıvısının dengesinin bozulması. Diğer bir deyişle, kanalcıklardaki tıkanıklık nedeniyle göz içerisinde üretilen sıvı gözü terk edemiyor, bunun sonucunda gözün içerisinde basınç yükseliyor. Yükselen basınç da görme sinirinin tahribatına neden oluyor. Açık açılı glokomun genellikle son aşamaya kadar hasta tarafından fark edilebilecek bir bulgu vermediğini belirten Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Can Üstündağ, “Görme alanı çevreden merkeze doğru yavaş yavaş daraldığı için kişi tarafından ancak geç dönemde fark edilebiliyor. Görme kaybı ortaya çıktığında ise glokom tedavisi maalesef giden görmeyi geri getiremiyor” diyor.


Göz tansiyonunun tedavisi nasıl olur?

Doğuştan gelişen glokomlarda yeni doğan ve ilk bir yaş içindeki bebeklerde gözlerde irilik, ışık rahatsızlığı, gözlerde yaşarma gözleniyor. Nadir görülen dar açılı veya kriz tipi glokomlarda ise kriz öncesinde gözlerde zaman zaman ağrı, ışıklara bakıldığında ışık çevresinde renkli hareler görülebiliyor. Ardından göz tansiyonu aniden yükseliyor ve şiddetli göz ağrısı, görme bulanıklığı, mide bulantısı ile kanlanma gibi sorunlar gelişiyor. Bu durum acil tedavi gerektiriyor, aksi halde hızla görme kaybına kadar götürebiliyor.


Yılda 1 kez muayene önemli

Erken tanı için ailesinde glokom hikayesi olanlar başta olmak üzere, miyoplar, göz yaralanmaları geçirenler, uzun süreli kortizon kullananlar ve diyabet hastaları gibi risk grubundaki kişilerin 35 yaş sonrası her yıl göz muayenesi olmaları şart. Riskli gruba girmeyen kişilerin de hiçbir yakınmaları olmasa bile 40 yaşından itibaren yine yılda bir kez muayene yaptırmaları son derece önemli. Erken tanı için kontrol edilmesi gereken diğer grubun ise iri gözlü bebekler olduğunu vurgulayan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ bunun yanı sıra çocukluk çağında katarakt ameliyatı geçirmiş bebeklerin de glokom gelişimi açısından ameliyat sonrasında belirli aralıklarla kontrol edilmelerinin son derece önemli olduğunu söylüyor.


Göz tansiyonu tedavisinde amaç tansiyonu düşürmek

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ glokomun, özellikle sık rastlanan açık açılı tipinin tanısı konduğunda başlangıç tedavisinde damlaların tercih edildiğini belirtiyor. Tedavide amaç, gözün içindeki sıvı üretimini azaltarak ve/veya kanallardan sıvı çıkışını arttırarak göz tansiyonunu düşürmek ve görme sinirinde gelişecek hasarı önlemek. Prof. Dr. Can Üstündağ damla tedavisinin yeterli olmadığı, bir başka deyişle damla tedavisine rağmen görme siniri hasarının ilerlediği durumlarda ise lazer ve cerrahi yöntemlere başvurulduğunu belirterek şu bilgileri veriyor: “Başvurulan tüm yöntemler mevcut görme ve görme alanını korumak için uygulanıyor. Kaybedilen görme ve görme alanını ise geri getiremiyor. Buna karşın, glokomun kriz tiplerinde başlangıçta çoğunlukla lazer tedavisi uygulanıyor. İleriki aşamalarda ilaç ve cerrahi tedavilere başvuruluyor. Doğuştan göz tansiyonunun tedavisi ise çoğunlukla cerrahi yöntem oluyor. Cerrahinin yetersiz kaldığı olgularda ise ilaç tedavisi uygulanıyor.”



Op. Dr. Serhat Önal, glokom hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.


Glokom hastalığı nedir?

Göz tansiyonunun yükselmiş olması göz içinde üretilen göz sıvısının kan damarlarına geçmeyip gözün içinde birikmesi halidir. Glokom bir göz siniri hastalığıdır. Glokomlu kişilerde hastalığın başlangıcından itibaren küçük sinir liflerinde hasar oluşur, tedavi yapılamazsa da önce küçük lifler ardından da tüm göz siniri ölür.


Glokomda bozulan göz sinirimiz yeniden düzelir mi?

Hayır. Bu yüzden erken tanı konulması ve tedavisi zorunludur.


Glokom hangi yaş grubunda görülür?

Her yaş grubunda karşılaşabiliriz. Ancak glokom tiplerinin görülme sıklıkları yaş ile ilgilidir. 40-89 yaş arasında yüzde 1.2, 40’lı yaşlarda yüzde 0.2, 80’li yaşlarda ise yüzde 4.3 oranında görülür. Dünyada 70 milyon glokomlu vardır ve bunların sadece yarısı hasta olduklarını bilmektedirler.


Ailesinde glokom olan kişiler risk altında mıdır?

Evet. Glokom kalıtımsal olabilir. Ailesinde glokom olanların belirli aralıklar ile muayene olmasını tavsiye ederim. Bunu ile birlikte ailede bilinen hiçbir yakınında glokom saptanmamış kişilerde de glokom gelişebileceğini unutmamamız lazım.


Glokom olma olasılığı yüksek kişiler kimlerdir?

  • Göz basıncı yüksek kişiler
  • 45 yaşın üzerinde olanlar
  • Ailesinde glokomlu yakınları bulunanlar
  • Şeker hastaları
  • Yüksek numara gözlük takanlar
  • Gözüne darbe alanlar
  • Uzun süre kortizon kullananlar
  • Vücut tansiyonu yüksek olanlar
  • Vücut tansiyonu aşırı düşük olanlar,
  • Gece hipertansiyon ilacı kullananlar
  • Gözlerinde saydam kısımları (kornea) ince olanlar
  • Mesleklerinde üflemecilik yapanlar (camcılar, baloncular, nefesli çalgı çalanlar)
  • Kravatını çok sıkı bağlayanlar


Glokomlu olup olmadığımı kendim anlayabilir miyim?

Hiçbir şikayetiniz olmayabilir. Ani kapalı açılı glokom gibi tiplerde şiddetli ağrı görülebilir ancak diğer tipler genellikle rastlantı sonucu bir göz doktoru tarafından saptanır.


Glokom görmeyi bozar mı?

Son dönemlerine kadar bozmaz. Bozulan sinir liflerine bağlı görme alanında kayıplar meydana gelir.


Yemekler, aşırı egzersiz ve sigara glokomu etkiler mi?

Glokomun bazı tiplerinde etkili olabilir. Yemeklerden alınmasını kısıtlayacağımız bir çeşit yoktur. İstediğinizi yiyebilirsiniz. Glokom için faydalı besinler vitamin ve mineralli yiyeceklerdir. E ve C vitaminli yiyecekler ile magnezyumlu (örneğin çikolata) gıdalar glokomun bazı tiplerinde yararlı olabilir. Sigara hem göz basıncını artırır hem de göze gelen kan miktarını düşürerek göz sinirinin daha hızlı etkilenmesine neden olacağı için içilmemelidir.


Glokomlu olup olmadığımı anlamak için göz basıncımı ölçtürmem yeterli olur mu?

Hayır. Glokom olup olmadığınızı anlamak için; göz tansiyonunuzu ölçmeli, rutin göz muayeneniz yapmalı, kornea kalınlığınızı ölçmeli, görme alanı, göz siniri ve retina damarlarını incelemesini yapmalıdır. Bu muayenelerden sonra glokomunuzun tipini belirlemek için ilave muayene teknikleri de kullanılmalıdır.


Göz siniri muayenesi nasıl yapılır?

Göz siniri muayenesi, glokomun hem tanısında hem de hastalığın ilerleyip ilerlemediğinin kontrolünde çok değerli bilgiler verir. Birçok yöntem vardır. Rutin göz muayenenizin yapıldığı biomikroskop adı verilen alet yardımı ile lup ile bakarak yapılabileceği gibi gelişmiş tomografi cihazları ile de yapılabilmektedir. Gelişmiş aletler ile yapılan muayenelerin avantajı, ardıl muayenelerde sonuçların birbirleri ile kıyaslanmasına olanak vermesidir. Tomografi aleti bu açıdan yararlıdır. Son iki muayene ve son muayene ile hastalığın tanısı konulduğu zaman arasındaki bütün gelişmeleri bildirebilir.


Doğumdan itibaren gelişmiş glokomlara “Konjenital Glokom” diyoruz. Tek veya iki gözü birden tutabilir. Gözler genellikle büyüktür, kornea saydamlığını kaybetmiştir. Gözünde sulanma, ışıktan rahatsız olan ve büyüklük fark edilen çocuklardan şüphelenilmelidir. Bu bebekler sıklıkla gözlerini ovuştururlar. Hafif glokomlu bebeklerde ilaç tedavisi denenebilir fakat tedavi genellikle ameliyat gerektirir.


Glokomun tedavisi var mı?

Tedavi denince aklımıza gelen bir ilacın belirli bir süre kullanımı, laser tatbiki veya ameliyattan sonra hastalığın tamamen geçmesi ise maalesef glokomun tedavisi yoktur.


Peki bizim uyguladığımız tedaviler ne işe yaramaktadır?

Hastalığınızı durdurmaya, daha fazla kötüleşme olmasını engellemeye yönelik bir tedavi uyguluyoruz. Gerçekten glokom iseniz hayat boyu takip ve tedavi gerekir.


İlaç tedavisini aksatmanız nelere yol açar?

Doktorunuz size ilacınızı reçete ettiğinde, evde tedavinin eksiksiz yapıldığını farz eder ve tedavinizi bu yönde ayarlar. Sadece muayene zamanları ilacını kullanıp diğer dönemlerde ilacının kullanımında tedbirsiz davranan bir grup hastamız maalesef var. Bu hastalarımızın muayene günü göz basınçları normal çıktığı halde glokomun ilerleyip ilerlemediğini anlamak için yapılan testler bozulur. Doktorunuz yanlış kararla verebilir. Hiç gereği yokken ameliyat kararı alınabilir. Bu yüzden evde belirtilen saatte ve sayıda ilacı kullanmanız çok önemlidir.


Hamilelik ve emzirme sırasında glokom hastalığımda bir değişiklik olur mu? Kullandığım ilaçlar çocuğa zararlı mı?

Hamilelik sırasında göz basıncı genellikle düşer. Glokomunuzda bir kötüleşme beklenmez. Kullanılan tüm ilaçların çocuk için zararlı olmadığı kanıtlanmamıştır. Bu yüzden dikkatli olunmalı, riskli bir durum yoksa özellikle hamileliğin ilk üç ayında ilaç kullanılmamalıdır. Emzirme döneminde de aynı dikkati göstermeliyiz. Bazı ilaçlar anne sütünden çocuğa geçebilmektedir ve yan etkiler doğurur.

Doç. Dr. Barış Sönmez, glokom hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Gözün içerisinde, renkli tabaka irisin arkasından salınan ve aköz hümör olarak adlandırılan bir sıvı bulunur. Bu sıvı 24 saat düzenli olarak salınır. Gözün lensini, irisini ve korneasını yıkayıp, oraya besin getirerek, metabolik artıkları toplayan bu sıvı, kornea ile iris arasındaki açı denilen bölgeden emilerek kana karışır. İç dokuların beslenmesi, artıkların toplanması ve gözün patlamış bir top gibi olmaması için 24 saat boyunca üretim ve emilim olur. Bu emilim ile üretim arasındaki fark gözün tansiyonunu belirler. Normal popülasyonun yüzde 95’inde göz basıncı 12-18 mmHg arasında seyreder. Bu değer, tonometre adı verilen göz tansiyonu ölçen aletlerle belirlenir. Hava yolu ve dokunmayla çalışan türleri olduğu gibi, günümüzde 24 saat göz içi basıncını monitörize eden kontak lensler de bulunmaktadır.


Gözün tüm anatomik yapılarını sağlayabilmesi ve dokularının yaşayabilmesi için ne çok düşük ne de çok yüksek basınçlı olmalıdır. Göz tansiyonu herkeste görülebilmekle birlikte bazı kişilerde yüksek seyredebilmektedir. Bunların bir kısmı da glokom hastası olabilmektedir. Glokomda kişinin baktığı yeri görmekle ilgili bir sıkıntısı olmaz, merkezi görme hastalığın son evrelerine kadar etkilenmez. Ancak kenardan ezilen sinir lifleri nedeniyle görme alanı kayıpları ortaya çıkabilir. Ailesinde glokom öyküsü olan kişilerin takiplerini aksatmaması, bu grubun dışında kalan kişilerin ise bu hastalığın farkındalığı için 40 yaşından sonra yıllık rutin göz muayenesinden geçmesi gerekmektedir.


40’lı yaşlarda göz tansiyonu yükselebiliyor

Glokom, kişinin göz tansiyonu 30-35’in üstüne çıkmadığı sürece genellikle belirti vermemektedir. Göz tansiyonu yükseldiğinde gözde çok da tolere edilemeyen bir ağrı olur. Rutin muayene sırasında göz tansiyonunun yüksek olması ve beraberinde göz sinirinde hasar tespit edilmesi, ayrıca bu hasarın da görme alanı testlerindeki kayıplar ve göz sinir lifi analizlerindeki hasarlarla dokümante edilmesiyle hastalık ortaya çıkar. Genellikle 40-45 yaştan sonra yavaşça yükselir ama 16 iken bir anda 35’e çıkmadığı bilinmelidir.


Kalıcı görme kayıplarına karşı önleminizi alın

Glokom, multi faktöriyel yani çok faktörlü genetik bir hastalıktır. Ailevi seyirde mutlaka anne-babadan çocuğa geçmesi söz konusu olmadığı gibi aile içinde mutlaka bir veya birden fazla göz tansiyonu yüksek olan ve glokom tedavisi gören kişi olmaktadır. Tedavisinin ihmal edilmesi halinde kalıcı görme alanı kayıpları ve körlük oluşur. Yapılan tedavilerden, yeni kalıcı görme alanı kayıpları ve körlük oluşmasını önlemek amaçlanır. Ancak genellikle eskiden olan hasarlar geri döndürülememektedir.


İlaç tedavisine yanıt alınamazsa cerrahi önemli bir tedavi seçeneği

Sık görülen glokomların tedavisi genellikle düzenli damla kullanımı ve görme alanı sinir lifi analizlerinin takibiyle yapılır. Glokom hastalarının ortalama yüzde 90’ı düzenli kullanmaları kaydıyla ilaç tedavisiyle kalıcı bir körlükten kurtulabilir. Düzenli ilaç tedavisi önemli ama herkes buna uyum sağlayamayabilir veya buna rağmen göz tansiyonu istenilen hedef basınç seviyesine getirilemeyebilir. Göz tansiyonu istenilen seviyeye düşürülemediğinde, hasta düzenli ilaç kullanamadığında ya da ilaçların yan etkisi olduğunda cerrahi gündeme gelir. Ancak cerrahi yalnızca ilaçla kontrol edilemeyen vakalarda tercih edilir. Ameliyatlar genellikle göz tansiyonunu düşürmede uzun soluklu sonuç almak için yapılır. Bazı hastalarda ise ameliyatla açılan yeni kanallar tıkanabilir. Böylece ikinci kez ameliyat olmak ya da yeniden ilaç kullanmak gerekebilir. Öte yandan glokomun tipine bağlı olarak ameliyat olan hastanın ilaca bağımlılığının biteceğine dair bir garanti de bulunmamaktadır. Bazen göz içi iltihap, cerrahi ve travmalar sonrasında da göz tansiyonu yükselip, glokom gelişebilir. Bu tür iltihaplı ve travmatik durumlardan sonra yapılan glokom ameliyatları her zaman başarılı olmayabilir. Bu nedenle ikinci, üçüncü cerrahiler ya da yeniden ilaç kullanmak gerekebilir.





YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.