Bağışıklık sistemi, vücudun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan karmaşık bir sistemdir ve vücudumuzu yabancı ve zararlı maddelerden korur. Bu sistem, vücudumuza giren milyonlarca bakteri, mikrop, virüs, toksin ve parazitlere karşı korunmak için düzenlenmiştir. Mevsim geçişlerinde yaşanan havaların bir ısınıp bir soğuması, vücudun savunma mekanizmasını zayıflattığı için nezle, boğaz ağrısı, soğuk algınlığı gibi hastalıklara neden olabiliyor. Ani hava değişiklikleri nedeniyle ortaya çıkan bu hastalıklardan ise basit yöntemlerle kurtulmamız mümkün hale geliyor.


Mevsim geçişlerinde hasta olmayın!


Dr. Sinan Akkurt'tan mevsim geçişlerinde hasta olmamak için doğal yöntemler...


Mevsim geçişlerinin bağışıklık sistemi güçsüz kişileri olumsuz etkilemesi ve şehre dönüş, okulların açılması gibi nedenlerle toplu yaşamın artmasıyla birlikte grip virüsleri yeniden dört bir yanımızı sardı. Virüslerden korunmak için öncelikle gribe yakalanmış insanlara 1,5 metreden fazla yaklaşılmamasını öneren Dr. Sinan Akkurt; açık ofis, okul, hastane, fabrika gibi kalabalıkla iç içe olunan yerlerde eczanelerde satılan dezenfektanlarla ellerin ve ortak kullanılan telefon, klavye, masa gibi nesnelerin de temizlenmesi gerektiğini dile getirdi. Kapalı ortamların sık sık havalandırılması gerektiğini belirten Dr. Sinan Akkurt, riskin bağışıklık sistemi güçlü kişiler için daha düşük olduğunu söyledi. Akkurt, güçlü bir bağışıklık sistemi için düzenli beslenme, düzenli uyku, hareketli yaşam ile birlikte elektromanyetik kirlilikten arınmanın, stres ve sigaradan uzak durmanın önemini vurguladı.


Gribe karşı doğal savunma yolları

Dr. Sinan Akkurt, “Soğuk algınlığı ve grip ilaçları ağrı, ateş, burun tıkanıklığı, öksürük gibi şikayetlerinizi baskılayabilir, ancak gribi tamamen tedavi etmez.” dedi. Dr. Akkurt, bol sıvı tüketimi, tuzlu su ile ağız ve burun gargarası, nane-limon ya da kuşburnu, ıhlamur, ekinezya çayları gibi evde kolaylıkla uygulanabilecek yöntemlerin yanında biorezonans metodundan da hem bağışıklık güçlendirme, hem de virüslerle savaşma adına yararlanılabileceğini kaydetti.


Buharlı banyo yapın ve naneli sıcak su buharı soluyun

Ev istirahatı boyunca günde 1-2 kez bol buharlı sıcak duş alınmasının, evin nemli tutulmasının ve hatta sıcak su dolu bir kaseden buhar solunmasının iyileşme sürecini destekleyeceğine dikkat çeken Dr. Sinan Akkurt, buharı solunacak suyun içine nane katılarak ferahlatıcı etkinin artırılabileceğini kaydetti. Öksürüğü rahatlatmak için bir kesme şekere 2-3 damla kekik yağı damlatılarak yutulabileceğini dile getiren Dr. Akkurt, doğal bir takviyenin tarifini ise şöyle verdi: Toz haldeki birer çay kaşığı zencefil, zerdeçal ve tarçını bir yemek kaşığı balla karıştırarak macun haline getirin ve 8 saat arayla günde üç kere alın.


Ilık suyla duş almak, ateşi 2˚C düşürebilir

“Eğer şikayetlere 38 derece üzerinde ateş de eşlik ediyorsa, bir bardak ılık suya bir limon suyu ekleyin. Buna çorap ya da herhangi bir kumaş batırıp bacaklarına uygulayın. Ateş düşürücü ilaç ateşi genellikle 1-1,5 ˚C düşürürken, ılık suyla duş ya da vücudu silme işlemi 2˚C düşürebilir…” diyen Dr. Akkurt, şikayetlerin sürmesi durumunda muhakkak doktora başvurulması gerektiğinin altını çizdi.



Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Tarakçı Kantarcı, mevsim geçişleri hakkında bilmemiz gerekenleri anlatıyor.


Solunum yollarıyla alakalı şikayetlerin en sık mevsim geçişleri döneminde yaşandığını belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Tarakçı Kantarcı, kronik akciğer hastalarının bu dönemlerde biraz daha dikkat etmeleri gerektiğini ifade etti. Geçiş döneminden 1 - 2 ay önce ağır bir grip salgını yaşandığını aktaran Kantarcı, "Özellikle mevsim değişikliğinin olduğu dönemlerde vücudun savunma mekanizmalarında görülen zayıflamaya bağlı bazı sağlık sorunları yaşanabilir. Bu dönemde de grip hastalığı baskın olmasına rağmen soğuk algınlığı dediğimiz nezle ve boğaz ağrısı gibi şikayetler ön plana çıkabiliyor. Bu durum da üst solunum yolundan alt solunum yoluna geçip özellikle kronik akciğer hastaları için dikkat edilmesi gereken bir durum haline geliyor. O yüzden enfeksiyonlardan korunmak için topluluk içinde eğer enfeksiyonunuz varsa maske takmak, sık sık ellerimizi yıkamak ve hapşırırken ağzımızı kapatmak önemli. Bu çok basit bir korunma gibi görünüyor ama aslında çok önemli. Birbirimizi, çevremizdekileri ve kendimizi korumak adına, salgının yayılmasını azaltmak adına önemlidir. Bu dediğim gibi genç veya hastalığı olmayanlarda bir kaç günde geçirilen bir enfeksiyon gibi görünebiliyor ama özellikle ağır hastalarda, yaşlılarda, çocuklarda ve kronik akciğer hastalarında alt solunum yollarına bronşit, zatürre, hatta daha sonra solunum yetersizliğine kadar gidebilen yoğun bakıma yatış haline gelen durumlar haline gelebiliyor. O yüzden solunum yolu enfeksiyonları çok önemli" dedi.



Mevsim geçişlerinde ağrılara teslim olmayın!


Mevsim değişikliklerinde karşılaşılan en önemli rahatsızlıklardan biri de kas ve eklem ağrıları olarak öne çıkıyor. Neden olduğunu anlayamadığımız, çoğunlukla yorgunluk ya da soğuk algınlığına bağlı olduğunu düşündüğümüz bu ağrılarda, doğru tanı ve alınabilecek önlemler önemli.


Emsey Hospital’dan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr. Kerem Gün konuyla ilgili görüşlerini paylaştı.


Kas iskelet sisteminde oluşan değişiklikler

İnsan sağlığı denge üzerine kuruludur. İster hücresel ister sistemik düzeyde olsun, organizma tüm kuvvetini bu dengeyi sağlamaya harcar. Dengede meydana gelen sapmalar ise, karşımıza hastalık olarak çıkar. Dolayısıyla, dengeyi bozacak her durum vücut için potansiyel tehdit oluşturmaktadır.


Kas iskelet sistemine ait mevsimsel geçiş ağrıları, daha çok kişinin ağrıyı daha farklı hissetmesine bağlı olarak gelişir. Atmosferik değişiklikler; dokunun hassasiyetinin artması, ağrı reseptörlerinin kolay uyarılabilmesi, hormonal ve psikolojik duyarlılık neticesinde kişinin ağrıyı daha fazla hissetmesine neden olur. Dolayısıyla yeni başlayan bir romatizmal hastalıktan ziyade, dengesi kaybolmuş vücudun ağrıyı daha kolay hissetmesi durumundan bahsedilebilir.


Ağrıların nedenleri ve belirtileri

Mevsim geçişlerinde sıcaklık, nem, rüzgar, hava basıncı, elektriksel yükler gibi pek çok atmosferik faktörde ani değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler insan vücudunun dengesini bozarak, metabolik ve psikolojik şikayet ve bulgulara neden olabilir. Bu şikayet ve bulguların, kişiden kişiye farklılık gösterebileceği unutulmamalıdır. Bazı kişiler adaptasyon sürecini hiç fark etmeden geçirebildikleri halde, başka insanlarda ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Vücutta aşırı su tutulması, kilo artışı, saç dökülmeleri, depresyon, sindirim bozuklukları, migren atakları, hormonal dengesizlikler gibi bozukluklar mevsimsel geçişlerde sık karşılaşılan şikayetlerdir. Diğer yandan, kişiler kas iskelet sistemine ait ağrılardan da şikayetçi olabilir.


Ağrıya karşı alınacak önlemler kişiye göre değişiklik gösterir

Mevsimsel geçiş dönemi, kişiden kişiye farklı sonuçlar ortaya koyabilir. Bir kişi hiç fark etmeden bu dönemi geçirebilirken, başka biri yatak istirahatine neden olabilecek düzeyde ağrı yakınmasına sahip olabilir. Dolayısıyla alınabilecek önlemler de kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ancak ilk basamak her zaman mevcut şikayetlerin gerçekten mevsimsel geçiş nedenli olduğunun ispat edilmesi, doğru tanının konması olmalıdır. Hasta mevsimine uygun giyinmeli, sıcak soğuk ortamlardan geçişlerde dikkatli olmalı, aşırı yorucu efordan sakınmalı, ağrı olması durumundan efora ara vermelidir.


Tanı nasıl konulur?

Tanı genelde klinik bulgulara dayanarak konur, yani mevsimsel geçişlerde tekrar eden ve kişinin çok kolay ifade ettiği şikayetler tanının konması için çoğu zaman yeterli olur. Ancak bazı durumlarda, mevsimsel geçiş sendromunun benzer bulgu ve şikayetler ile kendini gösterebilen hastalıklarla ayırıcı tanısının yapılması gereklidir. Dolayısıyla ileri tetkik gerekebilir. Hormonal ve metabolik bozukluklar, romatizmal hastalıklar, psikolojik hadiseler ekarte edilmesi gereken durumlardır.


Romatizmal hastalıklar ile karıştırılıyor

Hem romatizmal hastalıkların hem de mevsimsel geçiş sendromunun başlıca bulgularından biri ağrı olduğu için, romatizmal hastalıklar ile karışması doğaldır. Klinik olarak ayırıcı tanısı yapılamıyorsa, özellikle iltihaplı romatizmal hastalıklardan ayırıcı tanısı için, kan tetkiki ve görüntüleme yöntemlerinden faydalanılması gerekli olabilir.


Bu ağrılar nasıl tedavi edilir?

Öncelikle, kişi mevsim geçişlerinden olumsuz yönde etkilenmemek için sağlam kas iskelet sistemine sahip olabilmek adına, düzenli egzersiz yapmalı ve geçiş dönemlerinde de bunu devam ettirmelidir. Yeterli sıvı tüketimi, mevsim meyvelerinden tüketilmesi, aşırı soğuk, sıcak ve nemden uzak durulması alınabilecek temel önlemlerdir. Kilo fazlalığı özellikle bu dönemlerde daha büyük sağlık sorunu olarak karşımıza çıkabilmektedir. Kişinin bu yönde kendini kontrol etmesi gerekir. Diğer yandan kişi giyimine dikkat etmeli, günlük hava değişimlerini takip ederek uygun kıyafetler ve aksesuarlar kullanmalıdır. Bu ağrıların tedavisinde, genelde şikayetleri bazı kullanımı kolay ilaçlar ile kısa sürede giderilir, nadiren kısa süreli istirahatlar de gerekebilir.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.