Son günlerde ünlülerin yaptırması ile daha da gündeme gelen obezite ameliyatlarını uzmanından dinleyelim dedik ve aklınıza gelebilecek pek çok soruyu Doç. Dr. İbrahim Sakçak'a sorduk.


Obezite genel olarak vücutta sağlığı bozacak ölçüde yağ birikmesi olarak tanımlanıyor. Peki kadın ve erkeklerde obezlik kriterleri nelerdir?

Çağımızın gittikçe artan bir sağlık sorunu olan obezite farklı ifadelerle tanımlanmaktadır. Bunlardan bazıları vücut ağırlığının, boyun metre cinsinden karesine bölünmesi ile elde edilen vücut kitle indeksidir. Bu indeks otuzun üzerinde ise obezite olarak kabul edilmektedir. Indeks 40'tan fazla ise morbid yani ölümcül obezite terimi kullanılmaktadır. Morbid obezlerde ani kalp krizleri riski normal kilolulara göre çok yüksektir. Örneğin: 170 cm boyunda, 120 kg ağırlığında olan birinin vücut kitle indeksi 41.5 kg\m2 ile ifade edimektedir. Obeziteyi bunun dışında bel kalça oranı ile de ifade edebiliriz. Erkeklerde bel çevresinin kalça çevresine oranının 1'den fazla olması kadınlarda ise 0.8'den fazla olması kilolu ya da obezitenin göstergesi olarak kabul edilir. Kadınlarda yağlanma uyluk bölgesi, basenler ve omuzlarda ağırlık kazanırken erkeklerde genellikle karın bölgesinde yağlanma daha fazla olmaktadır. Bu nedenle erkek tipi obeziteye android tip obezite, kadınlardaki obeziteye ise jinekoid tip obezite denmektedir.


Obezite nasıl tedavi edilir? Hangi tedavi yöntemleri uygulanır?

Obezite öncelikle konservatif yöntemler dediğimiz diyet, spor, akupunktur ve bazı ilaçlar kullanılarak yapılan tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınmaya çalışılmalıdır. Ancak morbid obezite dediğimiz yani vücut kitle indeksi 40'tan fazla olan kişilerde bu yöntemler genellikle işe yaramaz. Bu aşamaya gelmeden konservatif yöntemleri en az 6 ay süreyle uygulayan veya morbid obez haline gelmiş çok yüksek kilolu insanlara cerrahi yöntemler uygun ve etkili yöntemlerdir.


Obezitede cerrahi tedavi hangi aşamada yapılır? Bunun bir aşaması var mıdır?

Obezitenin cerrahi tedavisinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en yaygın uygulanan yöntem Sleeve Gastrektomi ya da genel olarak bilinen adıyla Tüp Mide, mide küçültme diye bilinen yöntemdir. Günümüzde bazı ülkelerde hala uygulanmakta olan Laparoskoik ayarlanabilir gastrik Bant (Mide kelepçesi) ülkemizde eskiye göre çok az hastada uygulanmaktadır. Tüp mide dışında özellikle metabolik sendromu olan yani Tip 2 Diyabet (Şeker hastalığı), kolesterol yüksekliği, hipertansiyon *(Yüksek tansiyon)' un obeziteye eşlik ettiği durumlarda Gastrik By Pass cerrahlar tarafindan sıklıkla uygulanan cerrahi tedavi yontemidir.


Cerrahi tedavi hangi hastalara uygulanabilir bunun yaşı, kilosu yani belli bir standartı, kriteri var mıdır?

Dünya Obezite Cerrahisi Derneği ve Avrupa Obezite Cerrahisi Derneği kimlere obezite ameliyatlarının uygulanmasının uygun olacağına yönelik klavuzlar yayınlamaktadır. Buna göre şeker hastalığı, yüksek tansiyon, uyku bozuklukları, polikistik over gibi en az bir yandaş hastalığın eşlik ettiği, vücut kitle indeksi 35 ve üzerinde olan kişiler ile bu indeksin 40 ve üzerinde olduğu, yaşları 16 ile 65 arasında olan kişilere obezite ameliyatları önerilmektedir. Bu ameliyatı olacak kişilerin ameliyatın sonuçlarını idrak edebilecek bilinçte ve psikolojik durumda olması da aranan diğer özelliklerdendir.


Ortak bir karar olmakla birlikte hasta “Ben ameliyatla zayıflamak istiyorum” cümlesiyle gelirse doktor, hastayı ameliyata alır mı yoksa alternatif bir çözüm mü sunar?

Bazen bize çok ilginç şikayetler ve başvurular olabiliyor. Örneğin 175 cm boyunda 75 kilo ağırlığında olan biri de ameliyat olmak istediğini belirtip başvurabiliyor. Tabii ki bu durumda ameliyat etmiyoruz. Neticede çok riskli olmasa da yapılan bir cerrahi müdahaledir. O nedenle gerçekten fayda görecek kişilere bu ameliyatları yapmaktayız. 160 cm boyunda 80 kg ağırlığında olan ve kilo vermeyi bir türlü başaramayan birine Intragastrik Balon (Mide Balonu) alternatif bir yöntem olabilmektedir. Ameliyat kararı verirken hastanın mesleği ve sosyal yaşamı da dikkate alınması gereken bir durumdur. Aktif meslek hayatında olup, var olan kilosunun işinde ciddi sorunlara yol açtığı ya da kişinin böyle hisettiği durumlarda ameliyat kararında etkili olabilmektedir.


Cerahi ameliyatlarının yan etkileri var mıdır? Ameliyat sonrasında hastaları neler bekliyor? Örneğin mide küçültme ameliyatı olan bir kişiyi ilerleyen süreçte neler bekler?

Ameliyat sonrası hasta genellikle aynı gün yürütülmektedir. Ertesi gün bir test sıvısı içirildikten sonra ağızdan su ve komposto gibi sıvı besinlere başlanmaktadır. İkinci gün ise çorba yoğurt, süt ve ayran menüye ilave edilmektedir. Aşama aşama eklenen gıdalar sonrası ameliyattan 6 hafta sonra hemen her gıda serbest hale gelmektedir. Ancak kilo verme süreci boyunca yüksek kalorili karbonhidratlarda kısıtlamalar olabilmektedir. Zaten özellikle tüp mide ameliyatında Midenin iştah hormonunun (Ghrelin) salgılandığı Fundus kısmı çıkarıldığı için iştah duygusu %80 oranında azalmaktadır.


Cerahi ameliyatın ardından verilen kilolar geri alınır mı? Alınmaması için neye dikkat edilmelidir?

Cerrahi prensiplere uygun bir operasyon geçiren hemen herkes kilo vermektedir. Ancak hastanın çevre ve kişisel özellikleri kilo verme hızı ve miktarinda önemli rol oynayabilmaktedir. Örneğin aynı kiloda ve aynı ameliyatın uygulandığı iki kişiden biri 60 kiloya kadar düşerken diğeri 70 kiloda takılıp kalabilmektedir. Ancak hemen herkes ideal kilosunun 10 kilo fazlası ile 10 kilo eksiği arasındaki kilolarda gezinmektedir. Kilo verme süreci ortalama 1,5 yıl sürmektedir. Hasta vermesi gereken kilonun yarısını ilk 4 ayda kalanını ise yaklaşık 1 yılda vermektedir.


Obezite ameliyatlarının riskleri nelerdir?

Obezite ameliyatlarinin korkulan başlıca 3 riski vardır. Bunlar Leakage (kaçak), Emboli (pıhtı oluşması) ve kanama olmasıdır. Bu riskler deneyimli cerrahların uyguladığı ameliyatlarda %1 ve civarındadır. Böyle sorunların olması kadar erken farkedilip gerekli müdahalenin yapılması önemlidir. Zamanında yapılan tedavi sorunu genelikle bertaraf etmektedir. Tüm dünyada yapılan calışmalar göstermektedir ki ameliyattan sonra 1,5 yılda verilen kilolar uzun yıllar korunmaktadır. Ancak 7-8 yıldan sonra bir miktar kilo alinabilmektedir, ancak hiçbir zaman ameliyattan önceki kiloya ulaşılamamaktadır. Örneğin 130 kg ile ameliyat olan birisi ameliyat sonrası 60 kiloya düşmüş ise 10 yıl sonra 70-75 kiloya çıkabilmektedir. Tekrar kilo almamak icin doktorunuz ve diyetisyeninizle sık olmamakla birlikte iletişimi koparmamak gerekir. Neticede organizma aktif bir yapıdır, yeni durumlara uyum sağlama yetenegi vardır. Bu dönemde her beslenme disiplinini korumakta fayda vardır. Tedavi yöntemleri yaşlandığında her tedavi yöntemi herkese uygun değildir. Kişiye göre hekim ve hasta birlikte uygun tedavi yöntemine karar vermelidir. Hastanin karar verme sürecine katılması önemlidir. Çünkü hekimin söylediklerini uygulayacak olan neticede hastanın kendisidir.



Röportaj: Dilay Argün

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Bende 100 kiloyum nasıl vercem bilmiyorum bu kiloyu
    CEVAPLA
  • Misafir Yuzkg yum bir atmış boyum mide ameliyatı olabilirliğim
    CEVAPLA
  • Misafir 85 kiloyum ve çıldırıyorum artık bunun cadesi ne
    CEVAPLA
  • Misafir 126 kg ım miğde küçülme amaliyatı olmak istiyorum
    CEVAPLA
  • Misafir Benim boyum 1.57 santim kilom 83 ve halen almaya devam ediyorum yardımcı olurmusunuz
    CEVAPLA
  • Misafir Mrb.bende 1 57 boyunda 68 kilodayim.sürekli kilo alıp duruyorum.bende düşünüyorum ama uygunmudur
    CEVAPLA
  • Misafir Bende 160 boyundayım 98 kiloyum beni tüp mide ameliyatı yaparlarmı
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.