O pilatese başladığında kimsenin pilatesten haberi yoktu. 36 yıldır tek önceliği, başta çevresindekilere sonra tüm dünyaya pozitif enerji vermek. “Pilatesin gurusu” olarak tanınan Rael Isacowitz’in bugün İstanbul’da pilates tutkunları ile randevusu var.

Dünyanın en önemli pilates gurusu”, “hocaların hocası” gibi koca koca sıfatlara sahip, ufak tefek bir adam. Çok nazik, tane tane konuşuyor, lafları kimseye dokunmasın diye azami özen gösteriyor. 27 yıldır sektörün en saygın programı olarak bilinen, 25 farklı ülkede 125’ten fazla lokasyonda binlerce eğitmenin katıldığı BASI Pilates eğitim ağının kurucusu Rael Isacowitz’le (60) bugünkü özel workshop’undan önce buluştuk, bolca pilates konuştuk!

Pilates modası yavaş yavaş geçiyor sanki, ne dersiniz?

Pilatese başladığım dönemde kimsenin pilatesin ne olduğundan haberi yoktu! ABD’de toplasanız 500 kişi pilates yapıyordu. Şimdi 20 milyondan fazla insan pilates yapıyor ama evet, 2000’lerin başındaki popülarite yok. Doğrusunu istersen bu durum beni mutlu ediyor çünkü sadece Madonna yapıyor diye pilates yapanlar işin özünü kavrayamıyor! Dolayısıyla artık pilatesin anaakım olmamasından çok memnunum.

Bu 40 yılda neler değişti?

Bir dönem profesyonel yüzücüydüm, sonra yoğun bir şekilde yoga yaptım, dans ettim. Ve gördüm ki fitness endüstrisi sürekli oradan oraya savrulma eğiliminde. 70’lerde “no pain no gain” mottosuyla ağır fitness, aerobik, Jane Fonda ekolü derken iş giderek zihni de kapsayan bir yöne evrildi ve pilates popüler oldu. Şimdilerde yoğun fitness’a geri dönülen süreçteyiz, bu tabii pilatesi de etkiliyor. Evet hâlâ zihin var, ama yoğun bir atletizm de var. Özellikle ABD’de iş iyice franchise sistemine döndü ve yapılanın pilatesle alakası yok! En fazla pilates aletleriyle yapılan fitness diyebiliriz. Bir de pilates aslında bir erkek tarafından, erkekler için ortaya çıkarılmış ama şu anda pilates yapanların yüzde 95’i kadın. Tahmin edersin ki çok büyük değişimler geçirmiş ve artık çok daha feminen bir metot.

Bu arada bir sürü pilates türü de çıktı ortaya. Sizin favoriniz hangisi?

Bu konuda diplomatik olmalıyım! Kimseyi yargılamak istemiyorum, kim neyi istiyorsa onu yapar. Ancak bazı yaklaşımların pilatesin özünden çok uzaklaştığını söyleyebilirim. Yine de tüm bu oluşumlar son derece demokratik.

Yine de gelenekçisiniz yani...

Kesinlikle gelenekçiyim ama değişime de inanıyorum. Toplumun farklı ihtiyaçları var, hiçbir şeyi 50 yıl önceki gibi tutamazsınız.

‘Bu bir yaşam biçimi’

Pilates olmasaydı bu 40 yılda ne yapıyor olurdunuz acaba?

Rock yıldızı olurdum! Müziği çok seviyorum, Sting olmak isterdim mesela!

Ün fetişiniz yok değil yani...

Doğrusunu istersen şöhret benim için hiçbir zaman bir motivasyon kaynağı olmadı. Pilates sayesinde bu kadar tanındığım için müteşekkirim tabii. Dünyaya ve çevremdekilere, öncelikle aileme ve BASI’ye, sonra da topluma pozitif enerji vermek en önemli önceliğim. Doktor olmak isteyebilirdim. Tıp ve bilime büyük ilgim var. İnsanlara şifa verme fikri muazzam.

Bu kadar genç görünmenizi pilatese bağlayabilir miyiz?

Kesinlikle! Pilates bir yaşam tarzı, asla sadece egzersiz değil. Beni genç tuttuğu doğru.

Botoks yok mu yani?

(Gülüyor) İhtiyacım var mı sence?

Gayet iyisiniz! Ne tür bir yaşam tarzı pilates peki?

Hayatın tamamında refahı hedefleyen bir tarz düşün. Pilatesi öğretirken bu fikri özümsemek çok önemli. Mesele haftanın 3 günü gelip 1 saat pilates yapmak değil, seansta yaptığınız her şeyi hayatınıza adapte edebilmeniz. Bu nasıl oturduğunuzdan nasıl durduğunuza, nasıl yürüdüğünüze ve hissettiğinize kadar aklınıza gelebilecek her şeyi kapsayan bir yaklaşım. Birçok başka spor da yapıyorum ben, kite sörf, rüzgâr sörfü, tırmanma, koşu, snowboard... Hatta uzun bir dönem dansçıydım. Pilates tüm bunlardan farklı olarak başlı başına bir yaşam biçimi.

Birkaç hafta eğitim alan yoga/pilates hocası oluyor. Bu mümkün mü sizce?

İmkânsız! Hoca buradaki en önemli faktör. Bak, herkes pilates yapmak zorunda değil. Belki sen maraton koşusundan hoşlanıyorsundur, kimbilir! Burada sorun yok. Ama eğer pilates yapıyorsan, en doğru şekilde yapmalısın, bu da 3 günde hoca olmuş kişilerle imkânsız.

Röportaj: Gizem Sevinç Selvi