Antalya’da düzenlenen 12. Avrupa Endokrinoloji Derneği Klinik Endokrinoloji Mezuniyet Sonrası Kursu, yurtiçi ve yurtdışından önemli uzmanların katılımıyla gerçekleşti. Toplantının en ilgi çekici konularından biri de erkeklik hormonu (testosteron) ile ilgili gerçeklerdi.


Avrupa Endokrinoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ilpo Huhtaniemi, dünyanın önde gelen erkek üreme endokrinologlarından biri. “Yaşlanan erkekte ne oluyor” sorusunu yanıtlayan Huhtaniemi, erkeklik hormonunun, erkek yaşamının bütün evrelerinde önemli rol oynadığını söylüyor.


Yaşlanan erkekte testosteron düşüyor!

30 - 40 yaşından büyük erkeklerde testosteron düzeyi giderek azalıyor. Prof. Dr. Huhtaniemi, kadınlarda östrojen hormonunun hızlı düşüşüne karşın, erkeklerdeki testosteronun çok yavaş düştüğünü belirtiyor. Bu, çok yaşlı erkeklerin bile yaşam boyu yetecek testosteron düzeyine sahip olmaları anlamına geliyor. Düşüşün en belirgin olduğu kişilerin erkek menopozu yaşayanlar olduğuna dikkat çekiliyor. “Önemli olan tanıyı doğru koyabilmek ve tedaviye ihtiyaç duyan erkekleri belirleyebilmek” diyen Huhtaniemi, hormon replasman (yerine koyma) tedavisinin bu konuda olumlu sonuçlar verdiğini söylüyor.


Obezlerde erkeklik hormonu düşük!

Yapılan araştırmalar, düşük testosterona sahip erkeklerin 4’te 3’ünün obez olduklarını ve erkeklerde testosteronun düşme nedeninin düşünülenin aksine yaş olmadığını gösteriyor. Bu noktada en mantıklı tedavinin, testosteron replasmanı yerine yaşam tarzı değişikliklerine gidilmesi olduğuna dikkat çekiliyor ve sadece kilo vermenin bile erkeğin testosteron seviyesini yükseltmeye yettiği ifade ediliyor. Bunun testosteron hormon tedavisinden daha iyi bir yöntem olduğunu ve bu tedavinin hem kısa hem de uzun dönemde beklenmedik etkileri bulunduğu söyleyen Prof. Dr. Huhtaniemi, bu nedenle hastalara öncelikle egzersiz yapmalarını, kilo vermelerini, sağlıklı diyet uygulamalarını ve sigara içmemelerini önerdiklerini belirtiyor.


3500 erkekte yapılan çalışma

Testosteron düşüklüğü, cinsel istekte azalmaya neden olmanın yanında, libido kaybı, erektil fonksiyon ve sabah ereksiyonunun ortadan kalkması gibi belirtiler de veriyor. Bunun dışında bu hormonun; sinirlilik, depresyon, kas gücü kaybı, konsantrasyon bozukluğu gibi etkileri de bulunuyor. Cinsel semptomlar, çoğunlukla düşük testosteronla ilişkilendirilse de bu semptomları gösteren erkeklerin testosteron düzeyleri normal çıkabiliyor. Prof. Huhtaniemi, Avrupa çapında yaşları 40- 80 arasında değişen 3500 erkekte yaptıkları bir çalışmada, düşük testosterona sahip ve cinsel semptomlar gösteren erkeklerin yüzde 2.1 gibi düşük bir orana sahip olduklarını, en çarpıcı sonucun ise bu grup erkeklerin yüzde 75’inin aşırı kilolu çıkması olduğunu belirtiyor.


Babalık, erkekliği öldürüyor mu?

“Baba olan erkeklerin de testosteronlarının düştüğü görülüyor” diyen ve bunun nedenini açıklayamadıklarını söyleyen Prof. Dr Huhtaniemi, testosteronun davranış, davranışların ise testosteron üzerinde çift yönlü etkisi bulunduğunu ifade ediyor. Yapılan bir çalışma, bu hormonun farklı psikiyatrik hastalıklara da neden olabileceğini gösteriyor. Bu durum en çok, anabolik steroid hormonu kullananlarda görülüyor ve testosteron hormonu alan atletlerde psikotik ataklar raporlanıyor. Anabolik steroidlerin testosteronla aynı özellikte olduğu ve anormal kişilik temeli olanlarda testosteron etkilendiği zaman davranışlarda değişiklik oluştuğu belirtiliyor.


Davranışlar üzerindeki etkisi

“Testosteron hormonu davranışları etkiliyor” inanışı doğru mu? Dominant kişilerde yüksek testosterona rastlanmasına örnek olarak maymunlar veriliyor. Yapılan araştırmalar, grubun dominant maymununda yüksek testosteron görüldüğünü gösteriyor. Prof. Dr. Huhtaniemi, bu durumun maymun ailesinin ya da grubunun sağ kalımı açısından çok önemli olduğunu belirtiyor. Testosteron, davranışları değiştirdiği gibi, davranışlar da testosteronu değiştirebiliyor. Yapılan bir araştırmada bir futbol takımının seyircilerinin tükürüklerinden testosteron seviyeleri ölçülüyor. Maç sonrasında kazanan takımın taraftarının testosteron seviyelerinin daha yüksek çıktığı belirtiliyor.


Aşırısı, şiddete yol açıyor mu?

Çok yüksek testosteronu olan herkes şiddet davranışı göstermese de bu konuda uç örnekler de yaşanabiliyor. Hayvan deneylerinde dominant erkeklerin tümünün testosteron oranlarının yüksek olduğu ve bu ayrımın çok net şekilde ortaya konduğu belirtiliyor. Bunu, “Farelere testosteron verdiğimiz zaman erkek fare saldırganlaşmaya ve ısırmaya başlıyor” cümlesiyle açıklayan Prof. Dr. Huhtaniemi, çok yüksek testosteronun nadir görülen bir durum olduğunu ve hormon üretimi ile düzenlendiğini söylüyor.


Haber: Ceyda Erenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.