Kanser, öldürücülüğü ve yaygınlığıyla ‘çağın hastalığı’ olarak nitelendiriliyor. Buna karşın her kanser türünün aynı olmadığı, bazı kanserlerin erken teşhis edilmesi halinde önlenebildiği belirtiliyor. Kolon kanseri de önlenebilen kanser türlerinden biri olarak görülüyor. “Teşhisi kolay olan bu hastalıkta kolonoskopi yapılarak kanser öncüsü olarak kabul edilen ve ‘polip’ adı verilen lezyonları kanserleşmeden görmek ve çıkarmak mümkün” diyen İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Aykan, ileri evre pankreas ve akciğer kanserlerinin yüz güldürücü olmayan kanserler arasında yer aldığını ancak kolon kanserinin aynı sınıfa sokulamayacağını söylüyor.


Gelişmiş ülkelerde artış var


Dünya’da her yıl 1 milyondan fazla sayıda kişi kolon kanserine yakalanıyor. AB ülkelerinde ve ABD’de hastalığın görülme oranlarının artış gösterdiği belirtiliyor. Bu oran 100 binde 40 ya da 60 civarında seyrediyor. İnce bağırsaklardan sonraki 1.5 metrelik bağırsak bölümüne ‘kolon’, son bölümde kalan 15 cm’lik kısmaysa ‘rektum’ adı veriliyor. Kolon, ince bağırsaklarda sindirim bittikten sonra atıkların içindeki sıvıyı emerek dışarı atılmasını sağlayan organ olarak görev yapıyor ve vücudu toksik maddelerden temizleyerek B12 vitaminin sentezini gerçekleştiriyor. Prof. Dr.Aykan, kolon kanserine hem kolonda hem de rektumda rastlandığına dikkat çekiyor. Türkiye’de yapılan bir çalışmada yüzde 60 kolon, yüzde 40 oranındaysa rektum kanseri görüldüğünü belirten Aykan, “Bunların tümüne birden, ‘kolorektal kanserler’ adı verilmektedir” diyor.


Türkiye'de erkeklerde daha çok


Dünyada kolon kanserine kadınlarda, rektum kanserine erkeklerde daha sık rastlanıyor. Türkiye’deyse erkeklerkolon kanserine kadınlara oranla daha çok yakalanıyor. Gelişmiş ülkelerde kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen kanser türü kolon kanseri. 18 yaşından itibaren yapılan kayıtlarda,40 yaş altı kişilerde kolon kanserine yakalanma oranının yüzde 10 civarında olduğu belirtiliyor. Bu hastalıkerkeklerde prostat ve akciğer kanserinden sonra 3’üncü sırada yer alıyor. Türkiye’de akciğer, prostat ve mesane kanserinden sonra 4’üncü sırada yer alan kolon kanseri, kadınlarda 2’nci sırada bulunuyor.






Sigarayı bırakın!


Prof. Dr. Aykan, kolon kanserinde önemli risk faktörlerinden biri olan sigara konusunda, toplumsal olarakönemli adımlar atılmasına karşın henüz istenilen noktaya gelinemediğini söylüyor. Çözülmesi gereken sorunlar arasında obezite de ciddi bir risk faktörü olarak yer alıyor. Erişkinlerde şüpheli bir durum halinde her yaş gurubunda kolonoskopi yapılabiliyor. Aykan, “Uygulamanın tarama amaçlı olması halinde ise 50 yaştan itibaren öneriliyor. Ailesinde kolon kanseri olan hastaların, doktorlarının da yönlendirmesiyle çok erken yaşta tarama testlerine girmesi gerekiyor. Yaklaşık 15-30 dakika süren bir işlem olan kolonoskopiyle, ABD’de her yıl ortalama 35 bin kişinin yaşamı kurtarılıyor” diye konuşuyor.




Kolon kanserinin belirtileri



  • Dışkıdan kırmızı kan gelmesi. (Hemoroitle karıştırılma oranı yüksektir.)

  • Dışkılama alışkanlığında değişme olması. (Kabızlık ya da ishal durumu)

  • Şiddetli olmamakla birlikte karın ağrısı çekmek.

  • Sık tuvalete gitme ihtiyacına rağmen rahatlayamama durumu.

  • Kansızlığa bağlı yorgunluk.

  • Dışkının incelmesi. (Bu durum, kesinlikle kanser var anlamına gelmez.)

Kolontürk çalışması



İstanbul Üniversitesi ile Bilim Üniversitesi’nin koordinatörlüğünde, 2007-2008 yılları arasında 21 merkezde kayıtlar yapılarak oluşturulan Kolontürk Çalışması’nda 968 hasta incelendi. Çalışma, kolon kanseri belirtileri gösteren hastaların doktora 4-5 ay geç başvurmalarının ileri evrede vakaları artırdığını gözler önüne serdi. Tedavi ve cerrahi uygulamalar açısındansa Batı ülkeleriyle aramızda herhangi bir fark bulunmuyor.


En büyükl risk beslenme



Kolon kanserinde genetik faktörlerin etkisinin yüzde 10-15 oranında olduğu belirtiliyor. Yüzde 85’lik kısmıysa çevresel faktörler oluşturuyor. Hastalıkta beslenme alışkanlıkları en etkili ve en büyük risk faktörü olarak dikkat çekiyor. Prof. Dr. Faruk Aykan, “Vücut kitle endeksinin normalin çok üstünde olmasına yol açan aşırı karbonhidrat tüketimi, yağdan zengin besinler, kırmızı ve yağlı ete fazla yüklenilmesi başta gelen risk faktörleri arasında değerlendiriliyor” diyor. Diyabeti olan bir kişide kolon kanseri görülme riskinin, sağlıklı kişilere göre 1.5-2 kat daha fazla olduğu belirtiliyor. Hareketsizlik ve sebze-meyvelerin az tüketilmesiyse diğer faktörler arasında bulunuyor. “Fast-food beslenmenin sonuçlarını günümüzde obezite ve kolon kanseri olarak görüyoruz” diyen Prof. Dr. Aykan, bir diğer önemli hususun da etin pişirilme şekli olduğunu söylüyor. Kömürleşmiş ya da katranlaşmış et tüketimine dikkat edilmesi gerekiyor. Batı ülkelerinde az pişmiş kanlı etin fazla tüketilmesinin de sakıncalı olduğuna dikkat çeken Aykan, hayvan kanındaki hemoglobinin içindeki demirin kanser oluşumuna katkısını gözler önüne seren yayınlar olduğunu dile getiriyor.

Sürekli ve düzenli hareket önemli


Prof. Dr. Faruk Aykan, “Giderek daha az egzersiz yapan bir toplum haline geldiğimizi düşünüyorum” diyor. Özellikle büyük şehirlerde yeşil alanların fazla olmadığı ve egzersiz yapılacak yer bulunmadığını söyleyen Aykan, sürekli ve düzenli hareketin çok önemli olduğuna dikkat çekiyor. Sağlıklı beslenme tarzının çocuklukta edinilmesi gerektiğini belirten Aykan, “Çocukların Anadolu ve Akdeniz tipi beslenmeye yönlendirilmesi önemli” diyor.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.