Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verileri; dünya nüfusunun yüzde 23’ünün hareketsiz yaşam sürdüğüne ve bu durumun tüm ölüm nedenleri arasında 4. sırada yer aldığına işaret ediyor. Bunun nedeni ise hareketsizliğin obezite, koroner kalp hastalığı, diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom, kemik erimesi, meme ile kalın bağırsak kanseri gibi hayatı tehdit eden sağlık problemlerine yol açabilmesi. Yürekleri ferahlatan tablo ise egzersizin, örneğin düzenli olarak yapılan yürüyüşün hareketsizlik sonucu gelişen çok sayıda hastalık riskini azaltması veya var olan bu hastalıkların belirtilerini hafifletmesi. Yapılan araştırmalar, düzenli yürüyüş ve jogging yapan kişilerin hastalığa daha az yakalandıklarını ve bu egzersizi ömür boyu yaptıkları takdirde 6 yıla varan daha uzun yaşam sürelerine erişebildiklerini göstermiş.


Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Burak Pamukçu, düzenli yapılan yürüyüşün sağlığımız üzerindeki faydalarını anlattı, önemli bilgiler verdi.


Kalp damar hastalıkları

Araştırmalar düzenli yürüyüşün, egzersizin miktarıyla doğru orantılı olarak artan şekilde tıkayıcı koroner kalp hastalığı, kalp krizi ve bunlarla ilişkili ölüm riskini yüzde 20’den 35’e varan oranda azalttığını ortaya koydu. Yürüyüş ile kanda kalp damarlarında birikerek daralma ve tıkanmalara neden olan kötü huylu kolesterol LDL seviyesi düşüyor. Damar içerisindeki yağ parçacıklarını toplayıp karaciğere taşıyan iyi huylu kolesterol HDL seviyesi de yükseliyor. Bir diğer kan yağı olan trigliserid seviyesi yüksek olan kişilerde de düzelme oluyor. Koroner kalp hastalığı riskini artıran kolesterol yüksekliği dışında, kan basıncı (hipertansiyon) ve kan şekeri yüksekliği gibi hastalıklar da düzenli yürüyüşten olumlu yönde etkileniyor. Sonuç olarak, yürüyüş sayesinde damar sertliği riskinde azalma, kolesterol değerlerinde olumlu değişim, kan şekeri ve tansiyon değerlerinde düşme sağlanıyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Burak Pamukçu tüm bu olumlu etkilerin kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskini yüzde 35’lere varan oranda azalttığını söylüyor.


Diyabet

Hareketsiz yaşam ve kötü beslenme; insülin direnci ile kilo artışına yol açabiliyor, bunun sonucunda da genetik yatkınlığı olan kişilerde diyabet tablosu ortaya çıkabiliyor. Çağımızın yaygın bir hastalığı olan ve görülme sıklığı her geçen gün artan diyabet gelişimi de kalp ile beyin damar hastalıkları riskinde çok ciddi artışları beraberinde getirebiliyor. Düzenli olarak yürüyüş yapmak insülin direncini azaltarak ve fazla kilolardan kurtulmamızı sağlayarak diyabetin ortaya çıkma riskini azaltıyor.


Meme ve kalınbağırsak kanseri

Araştırmalar düzenli olarak günde 30-60 dakika süreyle yapılan yürüyüşün meme ve kalınbağırsak kanseri riskinde anlamlı olarak azalma sağladığına işaret ediyor. Öyle ki ömür boyu veya menopoz sonrasında düzenli olarak yürüyüş yapan kadınlarda meme kanseri riski yüzde 25 oranında azalabiliyor. Bu etki kilosu normal olan, doğum yapmış ve ailede meme kanseri öyküsü olmayan kadınlarda daha belirgin oluyor. Yapılan araştırmalar düzenli yapılan yürüyüşle kalın bağırsak kanseri riskinde de yüzde 24’e varan azalma olduğunu ortaya koydu. Yürüyüşün kalınbağırsak kanseri üzerindeki bu etkisini bağırsak hareketlerini artırması, bağışıklık sistemini güçlendirmesi, insülin ve benzeri hormonların salınımını azaltması, kilo almayı önlemesi ve serbest radikal adı verilen zararlı maddeleri etkisiz hale getiren sistemleri devreye sokması sayesinde sağladığı belirtiliyor.


İnme (felç)

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Burak Pamukçu dünya nüfusunun yaşlanması, hipertansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği, sigara kullanımında artış ve hareketsiz yaşam gibi nedenlere bağlı olarak inme ve inmeyle ilişkili ölümlerin yüzde 24 gibi yüksek bir oranda artış gösterdiği uyarısında bulunuyor. Hareketsiz yaşam; kan basıncı, kilo ve kolesterol artışı gibi mekanizmalarla tıkayıcı beyin damar hastalıkları gelişme riskini artırıyor. Araştırmalar düzenli yürüyüş yapan kişilerde inme riskinin azaldığına işaret ediyor.


Osteoporoz

Çağımızın önemli bir sorunu olan hareketsizlik kemik sağlığını da olumsuz yönde etkiliyor. Osteoporoz, yani kemik erimesi fiziksel olarak hareketsiz kişilerde daha fazla görülüyor. Kemik erimesi sonucunda sıklıkla ilerleyen yaşlarda kalça ekleminde ve omurgada hayatı tehdit eden kırıklar oluşabiliyor. Üstelik bu kırıkların tedavisi esnasında, uzun süreli hareketsizlik sonucu bacak damarlarında pıhtı oluşumu ve bu pıhtının yerinden kopup akciğer damarlarını tıkaması (pulmoner emboli) gibi hayatı tehdit eden komplikasyonlar da gelişebiliyor. Düzenli yapılan yürüyüş kemik metabolizmasını olumlu yönde etkiliyor ve kasları güçlendiriyor. Bu etkileri sayesinde de osteoporoz riskini düşürüyor.


Metabolik Sendrom

Kan şekerinde, kan yağlarında ve kan basıncında yükselme, kilo artışı ve göbek çevresinde artış ile kendini gösteren tablo “metabolik sendrom” olarak adlandırılıyor. Ülkemizde orta yaşta, özellikle de kadınlarda son yıllarda artarak yaygınlaşan metabolik sendrom genellikle diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve insülin direnciyle ilişkili olup kalp ve beyin damarlarında daralma ile tıkanmalara, bunun sonucunda da kalp krizi ve felce neden olabiliyor. Yapılan araştırmalarda düzenli yürüyüş ile bu sendromun geri döndürülebileceği ortaya konmuş.


Depresyon

Düzenli egzersiz, kendimizi iyi hissettiren hormonlar olan endorfinlerin salınımını sağlıyor. Vücudumuzda salgılanan endorfinler aracılığıyla hayattan zevk alma, dinginlik ve kendini iyi hissetmeyi kolaylaştırıyor. Düzenli olarak yapılınca kilo verme ve kas gerginliğinde artma sonucunda yürüyüş yapan kişi kendini daha formda ve sağlıklı hissediyor. Tüm bu olumlu etkiler sosyal hayata ve diğer insanlarla olan etkileşime de olumlu yansıyor. Bu sayede zihnimizden olumsuz düşünceleri ve endişeleri uzaklaştırmaya yardımcı oluyor.




Günde 30 dakika yürümek iyileştiriyor


Yaşamınızı sağlıklı geçirmek, genlerinizi, bedeninizi, beyninizi, ruhunuzu genç ve sağlıklı tutabilmek için hareket edilmesi gerektiğini hatırlatan uzmanlar, “Yürüyün, egzersiz yapın, spor yapın” uyarısında bulunuyor. Her gün 30 dakika yapılacak yürüyüş hem bedensel iyileşmeye hem de mutlu olmaya yetiyor.


Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç.Dr. Defne Kaya, fiziksel aktivite ve hareketin önemine dikkat çekerek hareketin canlılığın ve var olmanın işareti olduğunu vurguladı.


Doç. Dr. Defne Kaya, sağlığın korunmasının hastalığı tedavi etmekten daha ucuz ve daha iyi bir yöntem olduğu anlaşıldığından beri, fizyoterapistlerin sağlığın korunması ve geliştirilmesinde daha da kıymetli olmaya başladıklerını belirterek “Çünkü hareketsizleşen ve giderek ağırlaşan insanlık, hastalıklarla boğuşmaktan yaşamı kaçırır hale geldi; kanserler, felçler, kalp krizleri.. Yaşamınızı sağlıklı geçirmek, genlerinizi, bedeninizi, beyninizi, ruhunuzu genç ve sağlıklı tutabilmek için hareket edin… Yürüyün, egzersiz yapın, spor yapın. Size en uygun egzersiz program ve öneri için, işin uzmanına fizyoterapistinize danışın” tavsiyesinde bulundu.


Hem iyileştiriyor hem mutlu ediyor

Doç. Dr. Defne Kaya, günde 30 dakika yürümenin bedenimiz ve ruh halimiz üzerinde çok önemli etkiler oluşturacağına dikkat çekti. Doç. Dr. Kaya, şunları söyledi: “Düzenli yürüyüş kronik hastalıklardan korur. Yürüyüş yaparak kan basıncını 11 puan düşürür ve felç geçirme riskini de yüzde 20-40 arasında azaltabilirsiniz. Haftada 5 gün 30 dakika yürüyüş ile kalp hastalığı riski yüzde 30 azalmaktadır. Mevsim değişiklikleri ve özellikle de sonbahar aylarında depresyona daha çok meyilliyi oluruz. Yürüyüş, çikolatadan daha fazla mutluluk hormonu salgılamanızı sağlar. Düzenli beslenmenin de katkılarıyla evden işe, işten eve günde en az 30 dakika yürürseniz yağ oranınızda ayda yüzde 2 oranında azalma olur. Düzenli yürüyüş, varis riskini azaltır. Bağ dokunuzu sıkılaştırır, bacak kaslarınızın çalışmasıyla kan dolaşımını düzenler. Genetik olarak varise yatkınlığı olanlar düzenli olarak yürümelidir. Düzenli yürüyüş bağırsağın ritmik hareketliliğini korur. Düzenli yürüyüş yaşantınızı da düzenler. Sürekli yürüyüş yapmak yaşamınızı düzene koyar. Alışkanlıklarınızı pekiştirir. Experimental Psychology, Learning, Memory, and Cognition dergisinde 2014 yılında yayımlanan bir çalışma oturarak çalışanlara göre yürüyenlerin daha yaratıcı olduğunu ortaya çıkardı.”




Check up ve Sağlıklı Yaşam Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Eren Eroğlu ve Nöroloji Uzmanı Dr. Aydan Tandoğan Sarp ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Tekin Akpolat yürümenin sağlık için faydalarını anlattı.


İlaç gibi tedavi edicidir

Kalp dolaşım sistemi üzerine en yüksek faydayı sağlamak için haftanın en az 4 günü minimum 30 dakika tempolu yürümek gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Eren Eroğlu “Yürümeye ek olarak haftanın iki günü de kuvvet egzersizleri yapmak bedenin tüm kas yapısını kuvvetlendirecek ve şekillendirecektir. Yürümek tüm bedene faydalıdır ama özellikle bacak ve kalça kaslarını çok çalıştırır. Bazı hastalıklarda yürümek neredeyse ilaç kadar tedavi edicidir. Örneğin şeker hastalarına tedavinin üç bacağı vardır, yürümek de en az ilaç ve diyet kadar önemlidir.


Beyin sağlığı için fiziki sağlık da olmalı

Son yıllarda bilişsel bozulmaya karşı fiziksel aktivitenin rolünün, beyin yaşlanmasını önleyici bir davranış stratejisi olarak dikkat çektiğini söyleyen Dr. Aydan Tandoğan Sarp “Yaşlandığımızda özellikle frontal lob olmak üzere beyin volümü azalır, damar yapıları yaşlanır, bellek fonksiyonlarında azalma görülür. Egzersiz beyinde yeni bağlantılar oluşmasını sağlayarak, beyin plastisitesini (adaptasyon yeteneğini) ve volümünü arttırarak beynimizi yılların etkisinden korur. Bu konuda yapılan birçok bilimsel çalışma düzenli yapılan egzersizin beyin yaşlanmasını yavaşlattığını, hatta Alzheimer hastalığını önlemede rolü olduğunu göstermiştir. Dolayısıyla fiziki sağlık aynı zamanda beyin sağlığı için gereklidir.


Tansiyon tedavisinde doğrudan etkili

Düzensiz beslenmenin, tuz tüketiminin, stresin, fazla kiloların ve hareketsizliğin hipertansiyonu kolaylaştıran alışkanlıklar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tekin Akpolat, “Tansiyon hem yaşam kalitesini bozan hem de yaşam süresini kısaltan bir hastalıktır. Bu nedenle tedavisi kadar önlenmesi de önemlidir. Bunun için alışkanlıkların değiştirilmesi, yaşam düzeninin sağlıklı hale getirilmesi gerekir. Hareketsizlik sadece tansiyona yol açmaz, şeker hastalığı, kalp hastalığı, felç gibi birçok soruna da neden olur. Hareketin, belli dozda sporun (haftada 3-5 kez, en az 30-45 dakika) tansiyon tedavisine doğrudan olumlu etkileri iyi bilinmektedir. Düzenli egzersiz büyük kan basıncını 4-9 mmHg düşürebilir. Günlük yaşantımızdaki hareketi arttırmak için günde 10 bin adım ulaşılabilir bir hedeftir. Günde 10 bin adım tansiyon dahil birçok hastalığı önler, tedavi eder.


Günde 10 bin adım atmanın yararları

  • Stresin azalması,
  • Daha az yemek,
  • Daha az yemek yiyince daha az tuz almak,
  • Daha az yemek yiyince daha az tatlı yemek,
  • Akşam saatlerinde zamanı mutfak yerine açık havada geçirmek,
  • Akşam daha az yemek yiyince daha iyi uyumak,
  • Öfke kontrolü,
  • Temiz hava,
  • Doğa ile baş başa kalabilmek,
  • Kilo vermek,
  • Sigarayı bırakabilmek.


Sağlık için hareket et!


Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut günde atılan 10 bin adımın en başta kalp olmak üzere tüm vücuda azımsanmayacak kadar olumlu faydalarını sıraladı, önemli önerilerde bulundu.


Gelişen teknolojiyle birlikte artan hareketsiz yaşam şekli çağımızın en önemli sorunlarından biri. Öyle ki hareketsiz yaşantının tetiklediği hastalıklar nedeniyle yılda yaklaşık 5 milyon kişi hayatını kaybediyor. Bu yüzden uzmanlar her fırsatta sağlıklı bir yaşam için spor yapılması gerektiğine dikkat çekiyor. Aerobik egzersizleri yapmak, yüzmek, dans etmek veya bisiklete binmek hastalıkların gelişme riskini oldukça azaltıyor. Ancak çeşitli etkenler nedeniyle bu tür sporları yapamıyorsanız, çaresiz değilsiniz. Çünkü düzenli ve tempolu olarak yapacağınız yürüyüş, özellikle de günlük atılan 10 bin adım hem zihinsel hem fiziksel sağlığınız üzerinde önemli bir rol üstleniyor.


1- Kalp krizi riskini düşürüyor

Günlük 10 bin adımın en büyük faydalarından biri kolesterol dengesini düzenlemesi. Özellikle trigliserid olarak adlandırılan kandaki yağ seviyesi de sadece adım atarak düşürülebiliyor. Damarları koruyan ve HDL denilen koruyucu kolesterolü yükseltmenin de en geçerli yolu yine düzenli yürüyüş yapmaktan geçiyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut yüksek tansiyonun temel tedavilerinden birinin de günlük 10 bin adım atmak olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor “Yürüyüşler sayesinde damar sertliği önlenebiliyor, kolesterol değerlerinde dengelenme, diyabet ve tansiyon değerlerinde düşme sağlanıyor. Tüm bu olumlu etkiler de kalp krizi gelişme riskini yüzde 20’lere varan oranda azaltabiliyor.”


2- Diyabeti geciktiriyor

Günde düzenli olarak atılan10 bin adım insülin direncini kırıp diyabetin gelişme riskini azaltabiliyor. İnsülin direncinin kırılması sonucu kan şekeri düzene giriyor ve özellikle ailesel diyabet hastalığı olan kişilerde diyabetin ortaya çıkmasını geciktiriyor. Diyabet hastalığı olanlarda da düzenli yürüyüş ilaç ve insülin ihtiyacını azaltabiliyor.


3- Kansere karşı kalkan oluyor

Günde 10 bin adım atmak aynı zamanda kansere yakalanma riskini de azaltıyor. Örneğin bağırsak hareketlerinin düzenlenip hızlanması sayesinde bağırsak kanseri riski azalırken, kilo verme ve östrojen hormon seviyesindeki düzenlemeyle de rahim ve meme kanseri riskinde düşüş oluyor. Ayrıca yürüyüş sayesinde vücudun bağışıklık sisteminin güçlenmesi bu riskin azalmasında etkili oluyor.


4- Kilo vermeye katkı sağlıyor

Obezite çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri. Kilo vermenin temel mekanizması ise kalori yakmaktan geçiyor. Diyet ile kısıtlanan kalorilerin yanına 10 bin adım eklediğinde günlük ortalama olarak 500 kalori daha fazla yakılıyor. Bu sayede kilo vermek oldukça kolaylaşıyor.


5- Depresyona iyi geliyor

Günde 10 bin adımla beyinden salgılanan endorfin ve seratonin gibi maddeler stresi azaltıyor. Depresyonda kullanılan ilaçların çoğunluğu beyindeki bu maddelerin seviyesini arttırarak etki gösteriyor. İlaç kullanmaksızın günde atılan 10 bin adımla depresyon belirtilerinde belirgin azalma olurken, dikkat ile konsantrasyon yeteneği de artıyor.


6- Alzheimer riskini düşürüyor

Yapılan çalışmalara göre, günlük düzenli adım atan kişilerde felç riskinde de azalma oluyor. Bunların yanı sıra beyin sağlığının güçlenmesine bağlı olarak erken bunama ve Alzheimer gibi hastalıkların gelişme riski de azalıyor. Buna neden olarak düzenli spor ile beyindeki algılama işlevinin güçlendiği ve yaşlanmaya bağlı gelişen sinir hücreleri arasındaki bağlantı kaybının azaldığı gösterilmiş.


7- Uykuya dalmayı kolaylaştırıyor

Kaliteli uyku vücudun en önemli detoks yöntemi olarak nitelendiriliyor. Ancak çağımızın getirdiği esnek olmayan çalışma koşulları, yoğun stres ve gürültü kirliliği gibi sorunlar baş edilmesi oldukça zor olan uykusuzluk problemini de beraberinde getiriyor. Uykusuzluk yaşandığında çözümü hemen ilaçta aramamak gerekiyor. Çünkü yapılan çalışmalarda günlük 10 bin adım atmanın uykuya dalmayı kolaylaştırdığı ve uyku kalitesini arttırarak daha derin uyunmasını sağladığı gösterilmiş. Uyku öncesi yapılacak yürüyüşler ise vücudun enerji seviyesini arttıracağı için uykuya dalışta gecikmelere yol açabiliyor. Bu nedenle yürüyüşlerin uyku öncesi yapılması ise önerilmiyor.


8- Osteoporozdan koruyor

Günlük olarak atılan 10 bin adım kas ile eklemlerin güçlenmesini sağlıyor. Aynı şekilde kemik yapısını da güçlendirip kemiklerde kalınlaşmayı sağlıyor. Bu sayede osteoporozun önlenmesinde yararlı oluyor.


9- Bağışıklık sistemini güçlendiriyor

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut yürüyüşün sağladığı önemli faydalarından birinin de bağışıklık sistemini güçlendirmesi olduğunu söylüyor. Hızlanan metabolizma ve kan akımıyla birlikte bağışıklıktan sorumlu hücreler bütün vücuda dağılarak iltihabi olayları baskılıyor. Güçlü bir bağışıklık sistemi vücudun virüs ve bakterilerle daha kolay savaşmasını sağlıyor. Böylelikle birçok hastalığa yakalanma riski azalıyor ve vücuttaki kronik gezici ağrılar hafifliyor.


10- Cinsel isteği artırıyor

Günde 10 bin adım atmanın cinsel aktiviteyi ve cinsel isteği arttırdığı gösterilmiş. Yürüyüşün bu etkiyi vücuttaki enerji seviyesini yükseltmesiyle birlikte beyin ve damarlardan kana karışan yararlı hormon ile proteinleri daha fazla salgılaması sayesinde yaptığı düşünülüyor.


Yürüyüş yaparken bu kurallara dikkat!

  • Düzenli ve tempolu yürüyün.
  • Oksijen seviyesi yüksek ve açık alanlarda yürümeye özen gösterin.
  • Mide ve bağırsak gerilmelerinden etkilenmemek için yemek yedikten en az 2 saat sonra yürüyün.
  • Kas ile eklem yaralanmalarının önüne geçmek için yürüyüşten önce mutlaka ısınma ve germe hareketleri yapın.
  • Sıcak havalarda güneşin az sorun yaratacağı sabah ve akşam saatlerini tercih edin.
  • Güneş ışınlarına karşı başınızı mutlaka şapka ile koruyun.
  • Vücudunuzu mutlaka su ile destekleyin.
  • Ayaklarda gelişebilecek ağrıların önüne geçmek için yürüyüş için tasarlanan spor ayakkabılarını tercih edin.



Dikkatsizce yapılan sporlara dikkat!


Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, spor yaparken dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgi verdi.


Sporun her yaşta yapılması gereken bir aktivite olduğunu söyleyen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı “Burada en önemli nokta kişinin yaşına, cinsiyetine, sağlık durumuna ve spordan beklentilerine uygun bir sportif aktivite veya egzersiz programını seçebilmesi. Çocukluk çağında; çocukların basketbol, voleybol gibi daha çok takım sporlarına yönlendirilmesi, beraber çalışma alışkanlığını ve paylaşma alışkanlığını geliştirmesi açısından son derece önemli. Gençlik çağında ise performansın gelişmesine destek olabilmesi için yüzme, tenis gibi yarışmayı gerektiren sporlar tercih edilmeli” dedi.


Haftada 3-4 gün egzersiz ideal olarak kabul ediliyor

Spor ve egzersiz programının mutlaka konuyla ilgili doktorun önerdiği yoğunluk süre ve sıklıkta yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Semih Akı “Spor iki tarafı keskin bir bıçak olup, uygun yapılmadığı takdirde vücuda zarar vermesi kaçınılmaz. Uygun yoğunluk, süre ve sıklıkta yapılmayan sportif aktivite ve egzersiz programları cerrahi girişimlere neden olabilecek kolaylıkla sakatlıklara neden olabilir. Egzersiz öncesi uygun ısınma, sonrası soğuma dönemlerine mutlaka riayet edilmeli. Sokaktaki spor aletlerinin bu öneriler doğrultusunda kullanılması ve bu aletlerin vücutta hangi bölgeleri ve hangi kas gruplarını çalıştırdığını bilmek ve ona göre kullanmak gerekiyor. Kas gruplarına yönelik egzersiz programları ile solunum ve dolaşım sistemine yönelik egzersiz programları ve sportif faaliyetler birbirinden oldukça farklı yöntem ve aktiviteleri gerektiriyor. Kullanım sıklığının kesin bir programı olamamasına rağmen haftada 3-4 gün veya gün aşırı 30-40 dakikalık egzersiz ve spor aktivitesi ideal olarak kabul ediliyor” açıklamasında bulundu.



Hem beden hem ruh sağlığı için hareket et


Sağlıklı Yaşam ve Check up Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Eren Eroğlu yürüyüş yaparken dikkat edilmesi gereken noktalara değindi.


  • Haftanın en az dört günü yürüyüş yapılmalıdır. Kalp, ortopedik, görme gibi rahatsızlıkları olmayanlar saatte 6 km yani terletecek hızda yürüyebilir. Böylece kalp damar sistemi bu tempoya adapte olmak için bir çabanın içine girecek hızını arttıracak ve kendine yeni bir seviye kazandıracaktır.

  • Herkesin kendi biyolojik spor saati farklıdır. Egzersiz yapanlar bunu hisseder ve bilir. Günün belirli saatlerinde performans iyiyken başka bir saatte ulaşılabilecek tempoya yetişmek mümkün olmayabilir.

  • Özellikle yüksek tansiyonu olanların günün ilk saatlerinde uykudan uyanma hormonlarının etkisi ile tansiyon daha yüksek olur. Üzerine eklenen yorgunlukla bu zorluk daha çok hissedilir. Bu nedenle yürüyüş için bu kişiler daha çok öğleden sonraki saatleri tercih etmelidir.

  • Yürüyüşün fayda sağlaması açısından giyeceklere ve yiyeceklere de dikkat etmek gerekir. Yürüyüş yaparken performansın iyi olmasında kıyafetlerin etkisi büyüktür. Kıyafetler terlemeyi engellememeli buna karşılık dış şartlardan da kişiyi korumalıdır.

  • Soğuk havalarda yapılan yoğun spor ve yürüyüş kalp hastalığı ve yüksek tansiyon riskini arttıracağı için soğuktan korunmak önemlidir. Fakat günde yarım saat yürümek bile tansiyonun kontrol edilmesinde ve şeker hastalığının tedavisinde önemlidir.

  • Yürüyüş yaparken ayak sağlığına da dikkat edilmelidir. Uygun ve taban yumuşaklığı doğru seçilmiş spor ayakkabısı performansı artırır.

  • Yürüyüş öncesi ve yürüyüş sırasında yenilip içilenler de önemlidir. Yürüyüşten yaklaşık bir saat önce kolay sindirilebilir karbonhidrat zinde yürüyüş yapılmasına yardımcı olur. Aynı şekilde yürüyüş sonrası da boşalan karbonhidrat depolarını kasları eritmeden doldurmak üzere bir meyve yenilmelidir.

  • Su ise yürüyüş sırasında zaman gözetmeden düzenli tüketilmesi gerekir. Susama hissini beklemeden 10 dakikada bir içilecek birkaç yudum su yürüyüşün iyi geçmesini sağlayacağı gibi yürüyüş sonrasında oluşacak yorgunluğa da engel olacaktır.

  • Doğa yürüyüşlerinde güneşten etkilenmemek için gözlük takılmalı, şapka ile ya da kremlerle açık yerlerin korunması zararların oluşmasına engel olur.

  • Yürüyüş ve egzersiz yapmamak kadar aşırı veya yanlış yapılan uygulamalar da zararlıdır. Yürümenin ve spor yapmanın faydası sürdürülebilirliğindedir. Eğer sakatlık araya girerse faydadan çok zarar getirecektir. Bu nedenle amatör ya da profesyonel spor yapan ya da yürüyen herkesin atlamaması gereken ilk kural sakatlanmamaktır.

  • Yapılacak sporun ve yürümenin yoğunluğu ve süresi kişiden kişiye değişir. İnsan kendi limitlerini bilmeli ve onun sınırlarına kadar yürüyüş yapmalıdır. Kabaca söylemek gerekirse yaşa uygun kalp hızının yüzde 60 ile yüzde 80’i iyi bir egzersiz temposudur.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir güzel bir yazı
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.