Sağlıklı yaşamak ve kilo vermek adına gerekli tüm vitamin ve mineralleri yeterli oranda almak çok önemli. Karbonhidrat, protein gibi bahsettiğimiz besinlerden herhangi biri tüketilmediğinde ya da olması gerekenden az ya da çok tüketildiğinde birtakım sorunlar yaşandığı ve sağlığın bozulduğu tıbbi olarak kanıtlanmış bir gerçek
- İncecik bedenleriyle dikkat çeken Fransız kadınlarının zayıflama sırrı olarak lanse edilen Dukan Diyeti, tıp dünyasını ikiye böldü. Protein ağırlıklı diyetin başta kanser ve kalp rahatsızlıkları olmak üzere birçok olumsuzluğu da beraberinde getirdiği, ayrıca verilen kiloların tekrar geri alındığı söyleniyor.
- Dünya genelinde Fransız kadınlarının hiç çaba sarf etmeden şık görünmesi ve incecik bir vücuda sahip olması kıskanılır. Kalori hesabı yapmadan, spor merkezlerinden içeri adım atmadan, sabahları rahatlıkla bir baget sandviç akşamları ise et yiyen Fransız kadınlarının nasıl formda kaldıkları herkesin merak konusu... Çoğumuz bu durumun genler ya da tükettikleri yağ ile alakalı olduğunu düşünürken, Dr. Pierre Dukan genel kanıyı çürüten bir açıklamayla gündeme geldi; “Yüksek protein içeren beslenme şekliyle Fransız kadınları gibi ince kalmak mümkün!”
- On yıl önce Dukan diyetini ortaya çıkaran ve kısa sürede çıkardığı kitapla önce Fransa’da, ardından da tüm dünyada satış rekorları kıran doktor, doğumdan sonra Jennifer Lopez ve Gisele Bündchen gibi ünlü isimlerin de hızla kilo vermesine yardımcı olan isim olarak da anılıyor. Ancak Dukan Diyeti hakkında ne yazık ki son günlerde bazı olumsuz tepkiler de ortaya çıkmaya başladı. 25 Kasım 2010’da ANSES (Yemek, Ekoloji, Mesleki Sağlık ve Koruma Derneği) bir açıklama yaparak protein diyetinin vücutta birtakım eksikliklere neden olduğunu, bunun yanında psikolojik sorunlara, kansere ve kalp rahatsızlıklara dahi yol açabileceğini belirtti. Bu şaşırtıcı açıklamayla birlikte tıp dünyası iki karşıt gruba ayrıldı. Dr. Pierre Dukan internet sitesinde halen diyetinin tanıtımını yapmayı sürdürüp, kitabı ülkemiz de dâhil olmak üzere satış rekorları kırmaya devam ederken; bir diğer grup kitabın satıştan kaldırılmasını ve bu diyetin sağlık kurumları tarafından yasaklanması için çeşitli eylemler başlattı. Bu durumun birçoğumuzun kafasını karıştırdığı ise bir gerçek.
Dört aşamalı diyet sistemi
- Öncelikle kafaları karıştıran bu ikilemin nedenlerini incelemeden önce Dukan diyetinin ne olduğunu ve nasıl işlediğine bir göz atalım. Aslında diyetin hikâyesi 35 yıl önceye dayanıyor. O tarihte Dr. Pierre Dukan bilimsel bir yayında, düşük kalorili beslenmenin tehlikeleri üzerine; “Düşük kalorili beslenmeyle belki kısa sürede kilo veriyoruz fakat hemen ardından hem fiziksel sağlığımız tehlikeye giriyor hem de duygusal hayatımız altüst oluyor” açıklamasını yapmış, tıpkı bugün olduğu gibi tıp dünyası ikiye bölünmüştü. Doktorun hazırladığı diyetin merkezinde protein açısından zengin 72 yiyecek seçeneğiyle düşük karbonhidratlı 28 sebzenin yer aldığı bir liste bulunuyor. Bu gıdaları tüketerek beş günde üç kiloya kadar zayıflamayı garanti eden diyet dört aşamadan oluşuyor; atak, seyir, güçlendirme ve koruma dönemi.
- Atak aşamasının uygulanma süresi; kilo kadar kişinin yaşına, önceden uyguladığı diyetlerin sayısına, motivasyon düzeyine ve protein içeren besinlerle ilişkisine göre değişiyor. Önerilen süre ise on gün... Dr. Pierre Dukan’a göre bu aşamada bir buçuk litrelik suyla birlikte yağsız proteinler, süt ürünleri, yumurta, balık ve kümes hayvanları içeren listeden seçtiklerinizi gün içinde istediğiniz saatte, istediğiniz kadar tüketebiliyorsunuz; ancak sadece haşlama, ızgara ya da fırında pişirilmesi şartıyla. Sıvı ve katı yağ kesinlikle tüketilmiyor. Lezzet katmak istiyorsanız yağ yerine baharatları deneyebilirsiniz.
- İkinci aşama olan seyir döneminde protein yüklü atak evresini tamamladıktan sonra, yokluğu kendini hissettiren sebzeleri de protein içeren besinlerle birlikte tüketmeye başlayabiliyorsunuz. Ancak protein almadan yalnızca sebzeyle beslenmek de yasak. Dr. Dukan bu aşamada bir gün saf protein diyeti, ertesi gün ise protein ve sebze diyeti uygulanmasını tavsiye ediyor. İkinci evrede dönüşümlü diyet yapıyorsunuz. Domates, salatalık, turp, ıspanak, taze fasulye, lahana, mantar, kereviz, rezene, tüm salata çeşitleri, hindiba, pazı, patlıcan, kabak, havuç ve pancar herhangi bir miktar sınırlaması olmadan tüketebileceğiniz sebzeler arasında yer alıyor. İkinci aşamanın sonunda vücudunuzun kilo vermeye başlamaya hazır olduğu düşünülerek güçlendirme dönemi başlıyor. Bu dönemde bir gün protein, bir gün sebze ve protein diyetini dönüşümlü olarak devam ettirmek zorunda değilsiniz. Üstelik üçüncü aşamada sebze ve proteinlere ek olarak günlük ritminizi değiştirecek yeni besinler tüketmeye başlıyorsunuz. Muz, üzüm, kiraz dışında dilediğiniz meyveden günlük bir porsiyonu geçmemek şartıyla tüketebilirsiniz.
- Günde iki dilim tam tahıllı ekmek, 40 gr. peynir, haftada iki porsiyon nişastalı gıda, iki çorba kaşığı yulaf kepeği tüketebileceğiniz diğer gıdalar arasında yer alıyor. Bu aşamanın sonunda artık istediğiniz kiloya ulaşmış oluyorsunuz ve son aşamada verdiğiniz kiloyu korumaya dikkat etmeniz gerekiyor. Dukan; bu aşamada haftanın altı günü istenilen besinin tüketilebileceğini dile getiriyor. Tek şart, perşembe günleri saf protein diyetine geri dönmek. Ayrıca hayatınız boyunca her gün üç çorba kaşığı yulaf kepeği tüketmeniz de öneriliyor. Gelişi güzel okunduğunda Dr. Pierre Dukan’ın önerdiği bu beslenme yönteminin herhangi bir zararı yokmuş gibi görünüyor. Ancak dikkatle incelendiği zaman ANSES’in yaptığı açıklamanın doğru olabileceğini de görüyorsunuz. Kilo vermek adına sadece proteine ya da karbonhidrata ağırlık vermek vücutta dengesizliğe ve bununla birlikte birçok hastalığa da neden olabiliyor.
Böbrek zayıflıyor!
- Protein diyetinin zararları konusunda; “Dukan Diyeti, son yıllarda insan sağlığını inanılmaz tehlikeye atan en riskli diyetlerin başında yer alıyor. Aslında ne bahsedildiği gibi Fransızların yeme alışkanlıklarını içeren bir diyet şekli ne de vücudun yağ kitlesini azaltıp ince kalan Fransız kadınlarının yediği kruvasan, şarap ve meyveyi de içeriyor. Tamamen tipik kilolu bireylerin aklını karıştıran, vaat ettiği hedefler bilimsel temellerden uzak olan hatalı bir diyet sistemi. Üstelik vücutta birçok olumsuzluğa da neden oluyor. Kitapta yazılan ‘düşük karbonhidratlı beslenmeye bağlı olarak gelişen ağızdaki keton kokusu’ sanki çok basit, geçici bir olguymuş gibi gösterilmekte. Bu aslında böbreklerde yabancı ve zararlı maddelerin oluştuğunun bir göstergesi. Dahası keton ciddi böbrek fonksiyon kayıplarına dahi neden olabiliyor. Bu diyet bilinen Atkins Diyeti’nin hafifçe revize edilmiş formu. Kabızlık bu diyetin başlıca yan etkilerinden biri ve uygulayanların bağırsaklarında tıkaçlar oluşup ileride bağırsak kanseriyle poliplerin oluşması da olası. Ayrıca bu diyet ne antioksidan ve fitokimyasal maddeler gibi yararlı bileşikleri ne de vücudumuz için gerekli olan vitamin ve minerallerin tamamını kapsıyor. Sonuç olarak yağsız diyet ile herkes kilo verebilir. Dukan Diyeti’nin özel bir yanı yok da deniliyor.
- Sağlıklı yaşamak ve kilo vermek adına gerekli tüm vitamin ve minaralleri yeterli oranda almak çok önemli. Karbonhidrat, protein gibi bahsettiğimiz besinlerden herhangi biri tüketilmediğinde ya da olması gerekenden az ya da çok tüketildiğinde birtakım sorunlar yaşandığı ve sağlığın bozulduğu tıbbi olarak kanıtlanmış bir gerçek. İnsanın hastalıklara karşı korunabilmesi için dengeli beslenme ayrı bir öneme sahip. Bu nedenle Dukan gibi protein ağırlıklı bir diyet hızlı kilo vermeye yardımcı olurken, akabinde verilen kiloyu hızla geri almanızı ne yazık ki engelleyemiyor ve beraberinde uzun süre uygulandığı takdirde beraberinde çeşitli rahatsızlıkları da getiriyor. Gelin görün ki zayıflamak adına birçok hataya düştüğümüz de bir gerçek! Zayıflama hapları, yemek sonrası hissedilen pişmanlıkla birlikte ortaya çıkan kusma isteği, üretilen özel mineralli içecekleri tüm gün hiç besin tüketmeden içmek gibi...
- Tam bir pazarlama harikası olan Dukan Diyeti de işte tüm bu nedenlerden dolayı hızlı bir şekilde uygulanmaya devam ediyor. Her gün bir başka internet sitesinde bu diyetten özel listeler yayınlanırken, diyeti uygulayanlar ise ne kadar hızlı kilo verdiklerine dair açıklamalarda bulunuyorlar. Ancak çok az kişi tehlikenin farkında... Yapılan incelemeler; ANSES’in yaptığı açıklamayı doğrular nitelikte...
- Dukan Diyeti’ni uygulayan hastalarla bir araya gelen Beslenme Uzmanları, yüzde 80’inin verdiği kiloları geri aldığını ve kalp rahatsızlıklarına karşı risklerinin artığını dile getiriyor. Şimdi uzmanlar, basının da yardımıyla oldukça yüksek olan bu rakamı aşağı çekmek için çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyor. Amaç özellikle kadınları sağlıklı zayıflamaya karşı bilinçlendirmek.
YORUMLAR