İşte İngiliz Moda Konseyi’nin üst üste 4 kez “en iyi moda tasarımcısı” seçtiği, “Kraliçe’nin terzisi” Aksu’nun hikâyesi ve Türk derilerinin baş rolü paylaştığı defilesinden izlenimler...


Cuma günü İzmirli bir tasarımcıyı İngiltere’nin nasıl bağrına bastığını gördüm... Londra Moda Haftası’nda 20’nci defilesini yapan Bora Aksu’yu İngilizler çok seviyor, takdir ediyor ve değer veriyor. Kendisi de “Londra bana çok iyi davrandı ve davranmaya da devamediyor” diyor.


Öyle ki mezun olur olmaz 6 ay sonraki ilk moda haftasında koleksiyon sergilemiş, İngiltere modasına yaptığı katkılardan dolayı teşekkür etmek için Kraliçe’nin iki kez sarayda ağırladığı bir tasarımcı o... Aksu’nun Kraliçe’yle karşılaşmaları bu kadarla kalmıyor; annesinin Kraliçe Elizabeth için dantel örmüşlüğü var ki ona sonra gelelim...


Önce Aksu’nun hikâyesi... Sessiz sedasız Türk tasarımcı kimliğini Londra’da başarıyla sergileyen Bora Aksu’nun öyküsü, tasarımcı olmak istemesine rağmen işletme okumasına kadar ilginç sayılmaz. Ta ki bir arkadaşının ısrarıyla Londra’daki ünlü moda okulu Saint Martins’e başvurana kadar. Hiçbir tasarım eğitimi almaması ve portfolyosu bile olmamasına rağmen John Galliano, Alexander McQueen ve Stella McCartney gibi moda devlerini yetiştiren bu okula sadece birkaç çizimini göstererek girebildi. 2002’de Londra Moda Haftası kapsamında sergilenen mezuniyet defilesinde tasarımlarıyla 40 arkadaşının arasında sıyrılıp moda editörleri tarafından defilenin yıldızı ilan edildi.


Şeytana pabucu ters giydiren ve moda dünyasına yön veren moda editörleri o kadar övgüyle bahsedince sponsor bulması hiç zor olmadı. Böylece mezun olur olmazmoda haftasında defile yapan nadir tasarımcılardan biri oldu. İngiliz Moda Konseyi onu 4 kez üst üste yılın en başarılı genç tasarımcısı seçti.


Türkiye’yi de unutmadı

Bu arada Aksu Türkiye’demarka tasarımcı işbirliklerine iyi örneklerden birini gerçekleştirdi. “Bora Aksu for Koton” koleksiyonları 4 sezon mağazalarda Türk kadınları tarafından beğeniyle alındı. Şifon kumaşlarla çalıştığı ilk koleksiyonunda kadınlar içine ne giyeceğini bilemedi ama, Aksu ikinci koleksiyonunda “Türk kadının ne istediğini anladım” diyerek transparan tasarımlarını azalttı. Bu işbirliği Türk tasarımcıların önünü açtı, markalarla birbiri ardına işbirlikleri geldi.


Aksu’nun Londra’daki çalışmaları sürerken İngilizModa Konseyi kendisini desteklemeye devam etti. Şanghay Moda Haftası’nda kendilerini desteklemesi için onu görevlendirdi. Moda meraklısı Çinliler zaten tanıdığı Aksu’nun tasarımlarına bayıldılar.


Çin basınında adından övgüyle bahsedildi. O zaman Aksu’yu İngiltere’den biraz kıskandık doğrusu. Böyle başarılı bir tasarımcı Türkleri değil İngilizModa Konseyi’ni temsil ediyordu. Ama Aksu’ya yatırımı onlar yapmıştı. Ama Cuma günü gerçekleştirdiği defilesinde bu kez kıskanmadık. Deri Tanıtım Grubu’nun desteklediği Aksu’nun modelleri Türk derileriyle yürüdü. Salon tıklımtıklım doluydu. Bora Aksu,moda editörleri ve profesyonellerinden yine tam not almayı başardı.


Teknolojik deriler...

Mezuniyet defilesinden beri deriye elini sürmeyen Bora Aksu, derileri de kendine göre yorumlayıp yumuşacık bir görüntüye sokmayı başarmış. “Deri hep kaba birmalzeme olarak görülür, oysa parçalayıp kullandığınızda hiç beklenmedik derecede feminen bir malzeme” diyor. Bunda Türkiye’nin deri teknolojisini iyi kullanarak sunduğu ipek gibi ince derilerin marifeti olduğunu da söylüyor tasarımcı. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği YönetimKurulu Başkanı Lemi Tolunay da Aksu’yu destekliyor. “Deri teknolojisinde ve deri işlemede çok çok iyiyiz.


Hatta dünyada deriyi bizimgibi işleyen yok” diyor. “Rakamlara bakınca Çin, Hindistan ve İtalya’dan sonra 4’üncü sırada olsak da kalite söz konusuysa tartışmasız lideriz. Yoksa Armani’ler, Zegna’lar, Prada’lar bize üretimyaptırır mı?” Rakamlarla açıklayacak olursak deri ve ürünlerinin ihracat hacmi 3 buçukmilyon dolar. Başkan Tolunay, bu rakamı daha da artırmak için Türk derisini dünyaya tanıtmak amacıyla Bora Aksu gibi uluslararası tasarımcılarla çalışmaya devam edeceklerini söylüyor.


Hummalı backstage

Sabah saat 9.00. Londra’da moda haftası var ve caddeler hareketli... Havaysa 15 Şubat’ta beklenmeyecek kadar güneşli... Londra’da yaşayan tasarımcı Arzu Kara, “Dün hava çok kötüydü, Bora’nın şansına bugün pırıl pırıl” diyor. Defile alanının bulunduğu sanat merkezinin bahçesi kalabalık...


Moda profesyonelleri, blogger’lar, trendsetter’lar ve ilginç giysileriyle moda severler kapıda. Hele iki kişi var ki rengarenk kağıttan elbiseleriyle objektiflerin ilgi odağı. Herkes Bora Aksu’yu sorarken, backstage’in kapısında Bora Aksu tarafından karşılanarak havalı havalı giriyorum içeri. Hummalı bir çalışma var. 16 yaşında, kemikleri sayılan kızların biri saçını çekiştiriyor öteki tırnaklarını. Gıkları çıkmadan her söyleneni yapmaya, her objektife bakmaya çalışıyorlar. 20 santimlik topuklu ayakkabıları giyerken düşme tehlikesi geçirseler bile...


İstanbul Londra gibi olabilir

Yeni tasarımcılar keşfetme konusunda Londra Moda Haftası’nın eline kimse su dökemiyor. Bir zamanlar üzerinde güneş batmayan bir ülke olduğu için 72 milletten insan yaşıyor bu ülkede ve Londra Moda Haftası’nda koleksiyon sergileyen tasarımcıların yüzde 60’ı İngiliz değil. Aksu, İngiliz modasının yaratıcılığın ve özgün tasarımlarının gücünü buradan aldığını söylüyor. Ya İstanbul? “İstanbul’da da çok farklı kültürler var ama tasarım konusunda özgün olmak için daha yolumuz var” diyor. Ancak yeni nesilden umutlu... “Gençler patlamaya hazır bomba gibiler. Sadece biraz cesarete ihtiyaçları var.” Aksu bu konuda destek vermeye de her zaman açık.


Röportaj: Aysun Öz Kaşi

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.