Çocukların yaratıcı gücü erken yaşta ortaya çıkarmak, bu gücü eğitmek, işlemek ve bir eser üretmek üzere hareke geçirmek, topluma yapılmış en büyük hizmetlerden. Film teknolojileri ile çekim araç ve tekniklerini bütünleyen sinema konusunda küçük çocukları eğitmek ise başlı başına özel bir çaba ve emek gerektiriyor.


Film yönetmeni Derviş Zaim’in bir sinema filminde kamera asistanlığı, dört filminde kameramanlık, iki filminde ise oyunculuk yapan Engin Örsel, 6 yıldır çocuklara sinema eğitimi veriyor. Türkiye Üstün Zekâlılar Yüksel Eğitim ve Gelişim Vakfı (TÜZYEV) Eğitim Kurumları’nda ‘Sinema’ eğitmeni olan Örsel, aynı zamanda Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde de 1,5 yıldır yetişkinlere yönelik ‘Kısa Film Yapımı’ derslerine giriyor.


Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde Radyo Televizyon ve Sinema bölümünden 2010’da mezun olduğu yıl Örsel, okulun yanı sıra Derviş Zaim’in ‘Gölgeler ve Suretler’ filminde ilk kez kamera asistanlığına başlamış. Sonra Zaim’in dört filminde kameraman olarak çalışmış. Örsel, “Devir ve Rüya filmlerinde de küçük rollerim var” diyor. Sinema filmlerinin yanı sıra reklam, tanıtım filmleri, kısa filmlerde çalışmış, reji asistanlığı yaptığı reklam filmleri de olmuş.


2013’ten bu yana TÜZYEV’de 5-13 yaş arasında çocuklara; sinema, fotoğraf, sinematografi, çizgi sinema ve animasyon, bunun yanı sıra ‘Stop Motion’ tekniği gibi birçok konuyu içeren sinema dersleri veriyor. Engin Örsel, “Bu çocuklar özel çocuklar, o yüzden eğitimleri de özel. Sınıflarda özel eğitim öğretmenleri eşliğinde ders yapıyoruz” diyor.







Melies’ten Işın Kılıcı’na...

Bu yıl TÜZYEV’deki öğrencileriyle ‘Bilimkurgudaki Bilim’ başlıklı bir ders vermiş. “Georges Melies’ten başlayıp bilim kurgu tarihi, Aya Seyahat’ten başlayıp günümüze kadar olan bilim kurgu sineması, dönemsel gelişimi, bilim kurgu sinemasında yapmak istediğimiz şeylerin nasıl yapılacağı hakkında bilgiler veriyoruz. Bu bilgiler ışığında çekim yapıyorlar” diyor. Dünya sinemasındaki filmler ve o filmlerde işlenen konuları işliyorlarmış. Engin Hoca anlatıyor: “Mesela Işın Kılıcı, Star Wars’taki gibi gerçekten yapılır mı, yapılamaz mı, yapılabilecekse ‘Nasıl yapılır?’ı tartışıyoruz. Veya dünyaya çarpan göktaşlarının Deep Impact ya da Armageddon gibi, bir filmde dünyaya yaklaşan bir göktaşını parçalayarak yok edebilir misin? Bunun mümkün olmadığı, eğer parçalarsanız daha fazla parçanın dünyaya hücum edeceği, dolayısıyla etki alanını daha fazla artıracağı söyleniyor. Dolayısıyla bilimkurgu filmleri, bilimin ne kadar gerçek olduğuyla alakalı.”


‘Nerede olursan çek, getir!’

Çocuklar, geçen haftalarda bitirme tezi hazırlamışlar. Cumartesi grubu sicim teorisi hakkında bir senaryo hazırlamış, Pazar grubu ise yapay zekâ üzerine yoğunlaşmış. Senaryoyu kendilerini yazmış. Çekimi kendileri yapmış, Engin Hoca biraz destek olmuş. Okulda kamera varmış ancak Engin Hocaları “En iyi kamera yayınızdaki kameradır. Nerede olursanız çekin getirin” dediği için kendileri cep telefonu ile çekebiliyorlarmış. Çocukların aldıkları bu eğitimle, artık hayallerini sinema diliyle rahatlıkla anlatabiliyorlarmış. Engin Örsel, şöyle konuşuyor: “Artık çekim tekniklerini; medium shot, long shot, uzak çekim veya yakın çekim nedir, biliyorlar. Çekimlerde hangi duyguların nasıl aktarılacağını, fazla duygulu br çekimse bunu yakın çekimde gösterebileceklerini ya da etrafı tanıtmak istiyorlarsa, nasıl bir yer olduğunu, bunu genel çekimle gösterebileceklerini biliyorlar ve bu doğrultuda yaptıkları çalışmalarla da bunları uygulayarak filmi en kolay şekilde hazır hale getirebiliyorlar.”





‘Sinemada hayalin sınırı yok’

Sen oyuncusun, kameramansın, demiyormuş Engin Hoca. “Kim oyuncu olmak ister, ben diyor, kim çekim yapmak ister, ben, diyorlar. Bu kadar küçük yaş aralığında bu konuda çalışan yoktur herhalde” diyor. Çocuklar bu eğitimlerle hem bilgi sahibi oluyorlar hem de bu bilgiyle yoğurup ortaya bir eser koyuyorlar ve ekip halinde çalışıyorlarmış. Engin Örsel, “Sinemada hayalin sınırı yok. Çocuklar hayal ediyor ve hayata geçiriyorlar, Hayallerini teknik olarak ne kadar yapabileceklerini öğreniyorlar, sonra ortaya filmleri çıkıyor” diye konuşuyor. Engin Hoca’ya göre, sinema eğitimi çocuklara başka boyutta bir bakış kazandırıyor. Artık ellerindeki cep telefonlarını yani teknolojiyi, araç olarak kullanıyorlar: “O güne kadar izlediği filmlere de dış dünyaya da sadece bakıyor ve ona göre hareket ediyordu. Fakat şimdi; bakıp algıladığını, çekip vermek istiyor. Çekiyor ve sana gösteriyor, bak böyle oldu, diyor. Ve artık nasıl çekeceğini de biliyor. Artık sözel olarak anlatacağı bir ilişki olmuyor, görsel olarak da bunu kaydediyor ve buyurun bu var ortada, diyor. Bir eseri oluyor. Kendi yarattığı bir şey çıkıyor ortaya.”




Çınar Kırıkkaya - Ayberk Ayaşlı - Ece Tuna Akdoğan


‘Stop Motion’ı seviyorlar

Çınar Kırıkkaya, 10 yaşında. Sınıfta çalışıp çekim yaparken gerçekten film yapılıyormuş gibi hissetmiş. Filmde oynamak da çok farklı bir duyguymuş. “Sinema tarihini öğreniyoruz ve sinemadan önce nasıl çalışmalar yapılmış onları da görüyoruz. Eskiden film makinesi yoktu elle hareket ettiriyorlardı. Ben de evde ailemle birlikte bir ‘zoetrope’ (durağan resimleri deviniyormuş gibi gösteren aygıt) yaptım” diyor.


9 yaşındaki Ayberk Ayaşlı, hem sinema dersini hem de ‘Stop Motion’ yapmayı seviyormuş. . “Bu tekniği kullanarak her şeyi istediğim gibi hareket ettiriyorum. Ailem de bana yardımcı oluyor” diyor. 12 yaşındaki Ece Tuna Akdoğan ise sinema dersini sevmesinin nedenini, “derslerin eğlenceli geçmesi ve sonra da eğlencenin pratiğe dökülmesi’ şeklinde özetliyor. “Filmlerde olduğunuzdan farklı görünüyorsunuz. İlk başta değişik oluyor ama izledikçe alışıyorsunuz” diyor.


Bu çocuklar gelecekte güzel sanatlar eğitimi alacak belki diyorum; belki de youtuber olacaklar... “Youtuber olacaklarsa çekimi bilen youtuber olacaklar bence’ diyor gülerek Engin Hoca ve ekliyor: “Güzel sanatlar okuyacaksa böylece temellerini atmış oluyorlar. Okumayacaklarsa da nasıl çekileceğini, kadrajı, görüş yönünü, bakış boşluğunu biliyor olacaklar. Birşey üzerinde çekim yapmak, yoğunlaşmak, ne olursa olsun, insanı bir şekilde etkiliyor; ya itekliyor ya da bir başka tarafını açığa çıkarıyor.”


6 yılda, bine yakın çocukla çalışmış Engin Hoca. Geçenlerde 5 sene önceki öğrencisi gelmiş yanına; boyu uzamış, ABD’ye gitmiş, Stop Motion’ı çok sevmiştim, şimdi başka şeyler de öğrendim, dedi diye anlatıyor Engin Bey. Engin Örsel’in yetişkinlere özel sinema ve kısa film yapımı dersleri için, hafta içi dört gün boyunca Kadıköy Halk Eğitim‘deki derslerine katılmak mümkün.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.