Araştırmaların da doğruladığı üzere bazı sağlık sorunları, kadınları farklı şekilde ve daha yaygın olarak etkiler. Birçok ilaç deneyinin kadın denekleri içermemesi, bazı hastalıkların hala erkek anatomisine göre yazılmış tıp kitaplarına göre tedavi edilmeye çalışılıyor olması gibi tıpta cinsiyet eşitsizliğine bağlı nedenlerle, erkeklere kıyasla kadınlar daha fazla yanlış teşhis ve tedaviye maruz kalabiliyor.


Bunun yanında kadınlar meme kanseri, rahim ağzı kanseri, adet döngülerine bağlı rahatsızlıklar gibi özel sağlık sorunlarıyla da karşı karşıya.


“Kadın hastalıkları” olarak bilinen jinekolojik rahatsızlıklar kadar, kalp krizi, depresyon, anksiyete gibi durumlar da kadınlarda daha fazla görülebiliyor ve cinsel yollarla bulaşan hastalıklar da, kadınlara daha fazla zarar veriyor.


Kadınları yakından ilgilendiren ve tıbben eşit şekilde ele alınmadığı için kadınları daha olumsuz etkileyen hastalıklarla ilgili uzmanların görüşlerini ve araştırma raporlarını derledik:


Jinekolojik Hastalıklar

Rahim, yumurtalıklar ve üreme işlevleriyle ilgili sorunlara işaret ettiği için “kadın hastalıkları” olarak bilinen jinekolojik hastalıklar, elbette kadınları en çok etkileyen tıbbi durumlar arasında.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Hüsnü Görgen, en sık rastlanan beş kadın hastalığı hakkında bilgi verdi:



1. Vajinal akıntı


Ergenlik çağından itibaren her kadının mutlaka karşılaştığı vajinal akıntı sorunu fizyolojik nedenlerle ya da bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkıyor.


Enfeksiyona bağlı akıntılar: Fizyolojik nedenlerin dışındaki akıntılar ise mantar, bakteriyel vajinozis, trikomonas denilen ve bir kısmı cinsel yolla bulaşan (Klamidya, Mykoplazma gibi) enfeksiyonlar nedeniyle oluşabilir. Kötü kokulu, süt kesiği görünümlü, koyu renkli veya kaşıntıyla beraber görülen bu tür akıntıların tanısı, muayene ve gerekiyorsa kültür alınması gibi ek incelemeler sonucunda konulur. Bu akıntılara neden olan enfeksiyonlar tedavi edilmediği takdirde ilerleyen yıllarda üreme organlarında yapışıklık, tıkanma ya da dış gebelik gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Enfeksiyonların tedavileri ağız yoluyla alınan antibiyotikler ve vajinal tabletlerle yapılır.


Fizyolojik akıntılar: İki adet arasındaki yumurtlama döneminde rahim ağzındaki tıkaç, spermlerin içeri girmesine izin verebilmek için sıvı hale gelir. Bu nedenle, sanki rahim ağzı nezle olmuş gibi bir akıntı başlar. Bu tür şikayeti olan kadınlar, yumurtlama dönemini takip ederek akıntının bu günlere denk gelip gelmediğini belirleyebilirler. Eğer akıntılar söz konusu dönemde meydana geliyorsa herhangi bir tedaviye gerek duyulmaz. Bu tür şikayeti olan kadınların smear testleri normal sonuç veriyorsa, akıntı normal kabul ediliyor.


2. Adet döngüsüne bağlı hastalıklar


Düzenli bir adet döngüsünde, beyinden salgılanan hormonlar yumurtalıkları uyarır ve yumurta hücresi büyümeye başlar. Büyüyen yumurta hücresi, östrojen ve progesteron hormonu üretir. Bu hormonların etkisi ile rahim içerisindeki doku, gebeliğe hazırlanmak üzere kalınlaşmaya başlar. Hamilelik oluşmazsa, oluşan bu doku yaklaşık 60-80 ml kan ile birlikte, “adet kanaması” olarak bildiğimiz şekilde dışarı atılır.


Doç. Dr. Hüsnü Görgen, bu mekanizmanın çeşitli nedenlerle bozulabileceğini ifade ediyor: “Hormonal nedenlere bağlı düzensiz kanamalar ‘disfonksiyonel kanama’ olarak adlandırılır. Polip, miyom, endometriyum kanseri ve hiperlazi gibi patolojik nedenlerle de kanama düzensizlikleri görülebilir. Hastanın öyküsü alınıp, muayenesi gerçekleştirildikten sonra kanama düzensizliğinin nedeni ortaya çıkar. Eğer sebep patolojikse, tedavide cerrahi ön plandadır veya histereskopi yöntemi ile polip ya da miyom varsa, alınır. Fonksiyonel bir düzensizlik ise, hormonlar ilaç tedavisi ile düzeltilmeye çalışılır.”


3. Endometriyozis


Endometriyum adı verilen rahim içi zar tabakasının vücudun başka bölgelerine yerleşip büyümesi durumudur. Bu doku yumurtalık yüzeyine yerleşirse endometriyoma (çikolata kisti) olarak adlandırılır. Yanlış yerde büyüyen bu dokular mesane, bağırsak, karın duvarı ve ameliyat dikişlerinde bile görülebilir.


Adet döngüsüne bağlı aylık olarak gerçekleşen hormonal değişimler bu doku üzerinde etkili olduğundan, belirli dönemlerde bu yapılar ağrı ve kanamaya neden olabilir. Yapışıklık yapması ve anatomiyi bozmasından dolayı kısırlık sebeplerinden de biri olarak kabul edilir. Diğer belirtileri; ilişkide ağrı, adetli iken kasık ağrısı, bağırsak hareketlerinin ağrılı olması, adetten önce başlayan lekelenmelerdir.


4. Miyom


40 yaşın üstündeki kadınların %30’unda görülebilen, iyi huylu rahim kası tümörüdür. Çoğu kez bulgu vermeyip ultrasonla tesadüfi olarak saptanır. Rahim içindeki yerleşim yerine göre aşırı vajinal kanama, kasık ağrıları, sık idrara gitme isteği, kabızlık, gebelikte düşük ve kısırlık gibi durumlara neden olabilir.




5. Yumurtalık ve Rahim Ağzı Kanseri


Rahim ağzı kanseri rahimin alt kısmından kaynaklanırken, yumurtalık kanseri fallop tüplerinde başlar. Her iki durum da benzer ağrılara neden olurken rahim ağzı kanseri, cinsel ilişki sırasında akıntı ve ağrıya neden olabilir.


Yumurtalık kanseri son derece belirsiz semptomlar sunarken, tespit edilmesi de kolay olmayabilir. Pap smear testi rahim ağzı kanserini tespit eder ancak yumurtalık kanserini tespit etmez.


6. Cinsel fonksiyon bozuklukları


Ülkemizde cinsel fonksiyon bozuklukları çok fazla konuşulan bir konu olmadığından ve genellikle erkeklerin cinsel işlev sağlığı önemseniyor olduğundan, kadınlarda gerçekleşen bu tür fonksiyon bozuklukları göz ardı edilebiliyor.


Doç. Dr. Hüsnü Görgen, bu tür sıkıntıları olan kadınların doktora genellikle ağrı şikayeti ile başvurduğunun altını çiziyor: “Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, hastaların anatomik problemleri olup olmadığını inceler, cinsel ilişki sırasında oluşan fizyolojik değişiklikleri anlatır. Patolojik bir sorun, endometriyozis, ağrıya neden olan miyom ya da geçirilmiş bir doğum sonrası vajinal yara dokusu varsa, cinsel ilişki sırasında ağrının nedeni bu olabilir. Bunlar ayırt edildikten sonra eğer anatomik bir neden bulunamazsa, hastalar psikiyatri uzmanlarına yönlendiriliyor.”


Kadınlarda Daha Sık Görülen Diğer Hastalıklar


Jinekolojik rahatsızlıklar kadınlara özgü rahatsızlıklar olarak ön plana çıkarken, erkeklerde de görülebilen bazı hastalıkların kadınlarda daha sık görüldüğü biliniyor.


1. Kalp hastalıkları


Amerika Birleşik Devletleri'nde her dört kadından biri, kalp hastalığı nedeniyle ölüyor. Kalp hastalığının erkekler arasında daha yaygın bir sorun olduğu düşünülse de, bu durum erkekleri ve kadınları neredeyse eşit derecede etkiliyor. Ancak kadınların yalnızca yüzde 54'ü kalp hastalığının kadınları tehdit eden en önemli sağlık sorunu olduğunun farkında.


ABD Northwest Üniversitesi Kadın Sağlığı Araştırmaları Merkezi’nin yayınladığı raporda, kadınlarda kalp hastalıkları ile ilgili şu bilgiler yer alıyor:

  • Akut koroner sendromlu genç kadınların sağlık hizmetine ve bakıma erişimi erkeklere göre daha az.
  • Kalp krizi geçirdikten sonraki bir yıl içinde, kadınların acil servise tekrar gitme veya yeniden hastaneye yatırılma olasılığı daha yüksektir.
  • Kadınlar aynı yaştaki erkeklere göre daha yüksek inme riskine sahiptir (%21'e karşı %17).
  • Diyabetli kadınların koroner kalp hastalığı geliştirme riski erkeklere göre %40 daha fazla.


2. Otoimmün Hastalıklar


Otoimmün hastalıkların daha çok kadınları etkilemesinin birkaç sebebi olabilir. Kaliforniya'daki La Jolla İmmünoloji Enstitüsü'nden Profesör Dr. Pandurangan Vijayanand, “Bunlardan biri erkek ve kadın bağışıklık hücreleri arasındaki farklılıklardır” diyor ve kadınlarda, erkeklere göre daha yoğun bir bağışıklık yanıtı olduğunu açıklıyor.


Dr. Vijayanand, herkesin genetik bir yatkınlığa sahip olabileceğini, fakat kadınların daha “abartılı” bir bağışıklık yanıtına sahip olduğu için, bu genetik yatkınlığa verilen tepkinin kadınlarda daha büyük olabileceğini açıklıyor. Bu yanıt, kadınların otoimmün rahatsızlıklara yakalanmalarına ve daha fazla semptom yaşamalarına neden olabilir.


Dr. Vijayanand’ın açıkladığına göre, erkeklerle kadınlar arasındaki bağışıklık yanıtı farklı hızlarda çalışıyor: “Herhangi bir hızda araba kullanırken kaza yapma riskiniz vardır. Fakat hızınız arttıkça, kaza yapma olasılığınız da artar. Bağışıklık sistemi yanıtı abartıldığında aynı şey geçerlidir. Erkekler de otoimmün hastalıklarına yakalanabilir, ancak onların bağışıklık sistemi daha az “abartılı” ve daha düşük hızda denilebilir."


Hormonlar ve otoimmün hastalıklar


Birçok otoimmün hastalık semptomu kadınlarda, doğum ya da menopoz gibi ani hormonal değişiklikler sonrasında ortaya çıkar. Bunun sebebi, hormonların otoimmün hastalıkları tetiklemesi. Araştırmalar, bu durumun ani olaylar sonrası östrojen seviyelerindeki hormonal bir değişiklikle ilişkili olduğunu ve iltihaplanmaya yol açabileceğini gösteriyor. Hormon seviyeleri normal aralığın dışına çıktığında (örneğin ergenlik, hamilelik ya da menopoz dönemlerinde), bu vücutta stres yaratır. Bu stres, bağışıklık yanıtını abartabilir ve bir otoimmün hastalığın ortaya çıkmasına neden olabilir.


3. Depresyon ve anksiyete


En yaygın görülen psikiyatrik rahatsızlıklar arasında bulunan depresyon ve anskiyete, kadınlarda daha fazla görülen hastalıklar arasında.


Adet döngüsüne bağlı olarak gelişen hormonal değişimler, yalnızca döngüsel olarak ruh halini etkilemekle kalmaz, depresyon ve anksiyete riskini de önemli ölçüde arttırır. Adet Öncesi Sendromu (PMS), Premenstrüel Dismorfik Bozukluk (PMDD) gibi durumlar da döngüdeki dengesizliklere bağlı olarak gelişebilirken, bazen psikiyatrik rahatsızlıkları maskeleyebilir, ya da altında yatan jinekolojik sorunu görememeye neden olabilir.



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.