İnsanların hikayelerle olan ilişkisi, bir şeyler anlatabilmeye başladığımız çağlara dayanıyor. Mağara duvarlarından bugün, doğrudan uzaya bile gönderdiğimiz hikayelerimiz her zaman bizimle.


Amerikan Psikoloji Derneği’nin “Monitor on Psychology” Dergisi’nde yayınlanan bir yazıda, hikayelerimizi anlatmanın bizi nasıl dönüştürebileceğine değiniliyor.


Yazıda, ABD’nin Washington kentinde popüler olan bir hikaye anlatıcılığı etkinliğinden söz ediliyor. “SpeakeasyDC” etkinliğinde insanlar, hayatlarından kesitler sunarak ortaya çıkıyorlar. SpeakeasyDC'nin yöneticisi Amy Saidman, "Hepimizin anlatacak hikayeleri var ve sadece insanların dinlemesini bekliyoruz" diyor.


Ancak bu hikayeler sadece dinleyenleri etkilemekle kalmıyor. Psikoloji profesörü Dan McAdams, "Hikayeler, hayatlarımızdaki kaostan anlamlı ve mantıklı bir şey yaratmamıza yardımcı oluyor," diye belirtiyor. Hikayeler, bize karmaşık ya da rastgele olaylara anlam katarak, bu olayları daha iyi anlamamıza ve içselleştirmemize yardımcı oluyor.


İçerik bizi dönüştürebilir

McAdams'a göre, hikayelerin bizi değiştirme gücü, bu hikayelerin içeriğinde yatar. Özellikle "generativity" (jeneratiflik) kavramı burada önemli bir rol oynuyor. Psikolojik olarak jeneratiflik, gelecekle ilgili endişeler ve genç insanları yetiştirmeye, bir sonraki nesle katkıda bulunma ihtiyacını temsil ediyor. Erikson, bu kavramın genellikle orta yaşta (40 ile 64 yaş arası) psikososyal gelişimin bir aşaması olarak ortaya çıktığını savunmuştur.


Bu bağlamda, hayatta karşılaşılan zorlukların bir sonraki zaferle sonuçlandığı anlatılar, yüksek jeneratif yetişkinlerde daha yaygın. Bu tür anlatmayı seven jeneratif kişiler, gelecek nesillere ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirme arzusunu da taşırlar.


McAdams, jeneratif insanların genellikle gönüllük, mentorluk ve aktivizm gibi alanlarda hizmet verdiğini belirtiyor. Yani, anlattığımız hikayeler sadece geçmişteki olayları yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda bize kim olduğumuzu ve dünyada nasıl bir fark yaratmak istediğimizi de gösteriyor.


Sonuç olarak, hikayelerimiz sadece bize değil, aynı zamanda toplumumuza ve gelecek nesillere de ışık tutuyor. İster SpeakeasyDC'de, ister başka bir platformda olsun, hikayelerimizi paylaşmakla sadece kendimizi değil, dinleyenleri de dönüştürme potansiyeline sahibiz.



Kaynak: Sadie F. Dingfelder. "Our stories, ourselves". Şuradan alındı: https://www.apa.org/monitor/2011/01/stories. (Ocak 2021).




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir İyi ve ilginç bir yazı konusu, tebrikler efendim. Hikaye. Anlattığımız ve dinlediğimiz tüm Hikayeler psikolojimize olumlu ve olumsuz etkiler yapıyor.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.