Şu sıralar Dan Brown'ın "Başlangıç" adlı kitabını okuyorum. Klasik bir Dan Brown kitabı gibi başlıyor hikaye. Kahramanımız, dahi profesörümüz Robert Langdon yine bizi heyecanı, aksiyonu bol bir maceraya davet ediyor. Yine türlü gizemlerle örülü bir hikayenin içine dalıyoruz. Bu kez, Elon Musk'dan esintiler taşıdığını düşündüğüm bir karakter Edmond Kirsch'ü tanıyoruz. Edmond enteresan bir adam. Tam bir bilim adamı, sağlam bir fütürist aynı zamanda ve sıkı durun, en büyük amacı; dünyayı değiştirmek... Bu amaç için inanılmaz bir şekilde çalışıyor Edmond. Hatta öyle ki bunun için 3 dinin temsilcileriyle bir araya gelip projesini anlatıyor açıkça.


Peki ne bu proje? Çılgın projesini şöyle tarif ediyor Edmond: "İnsanoğlunun yaradılıştan beri kafasında hep aynı soru işareti; Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? işte bu sorulara cevap verecek tarihi bir buluş" diyor. Peki, ya sonrası? Edmond amacına ulaşıyor mu? Dünya bu çılgın projeye nasıl bir tepki veriyor? İnsanlık tarihi bu buluşla değişiyor mu? Robert'ı bekleyen tehlike ne? Tüm bu soruların cevabı Dan Brown'ın bu lezzetli kitabında gizli.


Şimdiyse başka bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Kitabı okurken, “Nereden geliyoruz?” sorusundan ziyade “Nereye gidiyoruz?” sorusuna odaklandım… Gerçekten gelecekte insanlığı neler bekliyor? Teknoloji daha ne kadar gelişecek? Bilimin geleceği ne olacak? Gibi sorular...


Geçenlerde bir belgesel izledim. Robotların gelecekteki rolünden bahsediyordu. Gelecekte günümüzdeki birçok mesleğin dahi robotların kontrolüne gireceğini iddia ediyordu kimi bilim adamları…


Hatta artık dünyada robot savaşlarının başlayacağından bile söz ediliyordu. Belgeselde bir profesöre şu soruyu soruyolar: “Sizce yapay zeka insanlık için bir tehdit oluşturacak mı? Böyle bir ihtimal var mı?" Profesörün cevabı ilginç: “Neden tehdit oluştursun ki? Hem gerçek olan insanların yapay duygularıyla uğraşacağımıza, hiç değilse yapay olduğunu bildiğimiz bir robotla dostluk kurmak daha anlamlı değil mi sizce?”


Bana da mantıklı geldi gerçekten. İzlerken kendi kendime şunu düşündüm. Peki, biz ne kadar hazırız geleceğe? Ne gibi projelerimiz var? Biz küçük hesaplarla uğraşırken başkaları uzaya araba yollamakla meşgul. Sanırım ülke olarak büyük bir sıçrama yapmanın tam zamanıdır şu zamanlar. Bir an önce biz de geleceği daha fazla kafa yorup, teknolojiye ayak uydurmak zorundayız. Yarınlarımızı sağlam temellere oturtmak için daha fazla çalışmalıyız. Aksi takdirde "Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak" hayallerde kalacak.


Yiğit Fidan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.