Para güçtür, hayatta kalma çabasıdır. Kapitalist sistem insanları paraya empoze eder, ihtiyacı olmayan şeylere ihtiyaçları varmışçasına beyinlere kazır, fakir hissetmemizi sağlar ve bunu da televizyon, internet, günlük olaylar, söylemler, reklamlarla çok rahat bir şekilde başarır.
Paranın hükümdar olması ile devletlerinde bu hükümdarlığı korumaya çalıştığını bununla beraber devletlerin insanların protestolarını bastırmak için güvenlik güçlerini arttırdığını, protesto eden insanların öfkesinin doğru olduğunu ama bu doğru öfkelerini yanlış yerlere doğru yönlendirdiklerine şahit oluruz.
Günümüzde her şey para üzerine kurulu, parasız nefes bile alınmıyor. Peki bu durumda neye değer verilebilir ki sadece paranın sözü geçen, parayı amaç haline dönüştüren kapitalist düzen içinde. Eskiden önemli olan paylaşmakken yeni dünya düzeninde para amaç haline gelmiş ve insani değerlerin yerini almış durumda. Bizi buna ihtiyaç durumuna getiren kapitalist bir dünyada yaşamanın tek şartının neredeyse paraya bağlı olması ve tüketim toplumu olmamız için daha çok kazanmaya, harcamaya yöneltilmemiz sistemin kaçınılmaz doğal sonucu ve en kötüsü bu bir kısır döngü.
Para sayesinde istediğimiz her şeye sahip olabilme potansiyeli, param var alabilirim diyebilmek. İnsanlar parayla yapabildikleri şeyleri seviyorlar, paran varsa herkes sana saygı duyar, seni sever ve mutlu etmek ister. Mecbur bırakılıyoruz para olmadan yaşanamayacak dereceye getirilen düzende parayı baş tacı yapmaya. Günümüzün bütün ihtiyaçlarını karşılayan, olmazsa olmazı olan bir araç oldu para.
Paranın gücü hangi kapıyı açmıyor ki, bir fakirle bir zengin aynı kapıdan girebiliyor mu? Fakirin hayalinin gerçekleşmesi belki karnını doyurması ile sınırlıyken, zenginin hayali daha da yükselip üstün olabilmek olabiliyor. Aslında bizim toplumumuzun sorunu para değil asıl sorun yokluk, insanlar sahip olamadıkları şeylerin delisi oluyorlar. Ne aileden, ne de eğitim kurumlarından doğru düzgün eğitim almıyoruz bunun sonucunda ise sorunlar ortaya çıkıyor, paraya düşkünlük toplumsal bir sorun haline geliyor.
Aslında en güzel yatırım sevgi, mutluluk, huzur, ailedir. Para insanları olmadıkları karakterlere dönüştürüyor. Çocukluk döneminde bu şekilde empoze edilen gençler ileride para tutkunu oluyorlar, en son marka telefon, araba, ev vs. bunlar aslında toplumun dayatması ile oluyor. Başarı para da değil insan olabilmekte, değerlerimizi gelecek nesillere doğru aktarabilmekte, dünyayı yaşanır hale getirip koruyabilmektedir.
Hülya Çakıcı
YORUMLAR