Birçok hamile kadın, eskiye kıyasla çok daha fazla ultrason muayenesi oluyor. Artık görüntü kalitesi olarak da daha güzel fotoğraflar alınabilen bu muayenelerin sonuçlarını da sosyal medyada paylaşıyorlar, çerçeveletip hatıra olarak saklıyorlar. Hatta hastane kapısı için hazırlanan kapı süslerine bile bu fotoğraflar yapıştırılıyor!
The Wall Street Journal’da yayınlan bir araştırmaya göre, 2014’te Amerika’da gebelik boyunca yapılan ultrason muayeneleri, on yıl öncesine göre %92 oranında artış göstermiş. Araştırmada bazı kadınlar, hamileyken gittikleri her muayenede ultrasonla da muayene edildiğini belirtmiş.
Ancak tıp uzmanları, bu kadar sık ultrason taraması yapılmasının gerekli olmadığını söylüyor. Amerikan Obstetri ve Jinekoloji Koleji (ACOG)’un da içinde bulunduğu tıbbi kuruluşların 2014’te hazırladığı ortak bir raporda, düşük riskli gebeliklerde bir ya da iki ultrason taramasının yeterli olacağı açıklandı.
Ultrasonografinin insanlarda herhangi bir zarara yol açtığına dair herhangi bir delil yok. Ancak bununla ilgili yapılan araştırmaların hemen hepsi, 1992 yılından önce yapıldı, ultrason teknolojisinin daha zayıf olduğu ve daha seyrek kullanıldığı bir zamanda…
Modern ekipmanların uzun vadede etkilerinin nasıl olabileceğine dair elimizde herhangi bir bilgi yok. Ayrıca araştırmalara göre pek çok uzman, ultrason kullanırken önerilen her güvenlik önlemine de uymuyor.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), geçtiğimiz Aralık ayında yayınladığı raporda, “Ultrason uygulaması bazı dokuları hafifçe de olsa ısıtabilir ve bazı dokularda çok küçük aşınmalara (kavitasyona) neden olabilir. Bu doku ısınması ve kavitasyon oluşumunun uzun vadede etkileri henüz bilinmemektedir” şeklinde bir açıklama da yer aldı.
Bazı hayvan deneylerinde ultrason uygulamasının, farelerde ve tavuklarda küçük hastalıklara neden olduğu görüldü. Üstelik sık yapılan ultrason taraması yanlış alarma da neden olabilir: bebeğin boyunu olduğundan büyük ölçebilir ve gereksiz sezaryenlere neden olabilir. 2012’de yayınlanan bir ACOG raporu, “Sezaryen oranlarının artışı ile ultrason kullanımının artması arasında bir bağlantı olabilir” diyor.
Sonuç olarak, yapılan araştırmalar henüz kesin karar vermek için yeterli olmasa da, düşük riskli hamileliklerde bir ya da iki defadan fazla ultrason taramasının çok gerekli olmadığı görülüyor.
Derleyen: Duygu İslamoğlu
Kaynak: wsj.com
Op.Dr. Banu Çiftçi "Hamilelik ve Doğum" adlı kitabında yapılması gereken ultrasonlar hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Ultrason sıklığı hekime bağlı olabiliyorken, riskli gebeliklerde ultrason daha sık tekrarlanır. Belirlenen özel durumlar dışında rutin olarak tekrarlanan ultrasonlara gerek yoktur. Anne adayının isteklerine göre ve sağlık kurumunun imkanlarına göre ultrason sıklığı ayarlanabilir. Yapılması gereken tıbbi incelemeden sonra bebeğinizin pozisyonu uygunsa size dört boyutlu ultrason görüntüsü verebilir.
Yapılması gereken ultrason haftaları
İlk hamilelik ultrasonu, 6. ve 8. hafta arasında yapılır. Bu ultrasonda; bebeğinizin kalp atışını duyabilirsiniz, tekil veya çoğul gebelik olduğunu görebilirsiniz, rahim içi mi dış gebelik mi olduğunu değerlendirebilirsiniz ve gebelik haftasını tam olarak hesaplayabilirsiniz.
Birbirini takip eden haftalarda yapılması gereken ultrason değerlendirmeleri arasında; 11-14 hafta arası, Down sendromu tarama testi, 18-23 hafta arası, detaylı ultrason taraması, 32.hafta ve sonrası, bebeğin gelişim, bebeğin su ve pozisyon taraması gibi çalışmalar yer alır.
Genel olarak ultrason değerlendirmelerini şu başlıklarda toplayabiliriz;
- Bebeğin kalp atışının taraması
- Gebelik haftasına bağlı olarak bebeğin büyümesi ve ağırlığı
- Plasentanın rahimdeki yeri
- Amniyon sıvısının miktarı
- Bebeğin organ sistemleri
- Bebeğin cinsiyeti (15. ve 16. haftadan sonra)
- Bebeğin doğum kanalına konumu
- Rahim ağzının uzunluğu
YORUMLAR