Sezaryen doğum, bir kurtarma ameliyatıdır. Annenin ve bebeğin durumunun vajinal doğuma elverişli olmadığı hallerde ikisinin de hayatını kurtarabilecek bir müdahaledir. Ülkemizde sezaryenle doğum oranları %50’lerin üzerinde seyrediyor. Tüm dünyada yine doğumların %20’den fazlası sezaryenle gerçekleşiyor. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün "makul" kabul ettiği orana göre sezaryen doğumların oranı %15’i geçmemeli.


Sağlık otoritelerinin de desteklediği gibi, "gereğinden fazla" sezaryen yapıldığı açıkça görülüyor.

Sezaryen hangi durumlarda yapılır?

Doğal bir doğumun mümkün olmadığı durumlarda, doğumun gidişatına medikal yollarla müdahale edilerek doğumun gerçekleşmesi desteklenir. Ancak bazı durumlarda, doğumun vajinal yolla gerçekleşmesinin mümkün olmadığı görülür. Bu durumlarda sezaryen ameliyatına yönelmek tek çözüm olabilir. Lamaze International’ın önerdiği şekilde sezaryen gerektiren durumlar şunlardır:


  • Kanamanız varsa: Doğum sırasında ya da öncesinde beklenenin üzerinde miktarda kanama olduğu görülürse, annenin aşırı kan kaybını önlemek için acil sezaryen kararı alınabilir.

  • Bebek oksijen alamıyorsa: Hamilelikte ya da doğum sırasında çeşitli sebeplerden ötürü bebek oksijensiz kalabilir. Bu durumda acilen bebeği kurtarmak için sezaryen kararı alınır.

  • Placenta previa teşhisi konulduysa: Plasentanın rahim içerisindeki yerleşimi, bazen bebeğin vajinal yolla doğmasını olumsuz etkileyecek şekilde olur. Bu durum hamilelikte ultrason ile tespit edilir ve hamileliğin son haftalarında değişim görülmezse, sezaryen kararı alınır.

  • Bebeğin pozisyonu vajinal doğuma uygun değilse: Bebek doğuma yakın haftalarda transvers (yanlamasına veya çaprazlamasına) duruyorsa, vajinal doğum mümkün olmayabilir. Bazı bebekler de, poposu aşağıda olacak şekilde ters duruyor olabilir, bu durumda makat geliş pozisyondaki bebeklerin doğumuna eşlik etme konusunda tecrübeli bir doktor ya da ebe yoksa, yine sezaryen kararı almak doğru olacaktır.

  • Diyabet ve tansiyon: Kontrol edilemeyen bir şeker hastalığınız veya hamileliğe bağlı yüksek tansiyonunuz varsa, normal doğum mümkün olmayabilir.

  • Daha önce sezaryen/rahim ameliyatı olduysanız: Doktorunuz sezaryen sonrası vajinal doğuma (SSVD) sıcak bakmıyorsa veya hastanenin 24 saat hazır anestezi ekibi bulunmuyorsa, vajinal doğumu denemek riskli olabilir. Ancak SSVD konusunda deneyimli ve bilgili bir doktorla çalışmak, sezaryen doğumdan sonra vajinal doğum yapma şansınızı artırabilir.

  • Uzun süren doğum: Doğumunuz ilerlemiyorsa ve bebeğin sağlığı da iyi durumda değilse, bebeğinizin kalp atışları yavaşladıysa ve pozisyonunuzu değiştirip daha çok su içmenize, oksijen almanıza ya da suni sancıyı azaltmanıza rağmen düzelmiyorsa sezaryen kararı alınabilir.

  • Çoklu gebelik: Birden fazla bebek taşıyorsanız, bebeklerden biri transvers pozisyondaysa veya doktorunuz vajinal çoğul doğumlar konusunda tecrübesizse sezaryen kararı almak gerekir.

Gereksiz sezaryenden kaçınmak için neler yapılmalı?

"Sezaryen endikasyonu" sayılacak yukarıdaki durumlar sizin için geçerli değilse vajinal doğumu denemek ve şansınızı arttırmak için bazı önlemler alabilirsiniz. Ancak unutulmamalıdır ki sezaryenden kaçınmanın kesin bir formülü yoktur. Her doğum hikayesi farklı ve biriciktir, doğum eyleminde birçok aktif değişken vardır. Bu değişkenleri her zaman kontrol edemeyiz ancak elbette bazı önlemler alabiliriz:


1- Ekibinizi ve doğum yapacağınız yeri iyi seçin

Bütün kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, benzer bir eğitim sürecinden geçerler. Ancak her birinin doğuma yaklaşımı farklı olabilir. Bu sebeple bazı doktorların sezaryen doğum yaptırma oranları yüksektir. Daha az sezaryene yönelen, doğal doğum yöntemlerini destekleyen bir doktorla çalışmak, elbette normal doğum yapma şansınızı arttıracaktır. Aynı zamanda doğum yapacağınız hastaneyi seçerken de sezaryen oranları düşük olan bir kurumu seçmeniz iyi bir fikirdir. Kararlarınızı ve tercihlerinizi destekleyecek bir uzman ve hastane ekibi, kendinizi daha güvende hissetmenizi sağlar. Bunun yanı sıra, bir uzmandan doğuma hazırlık eğitimi almak, hamilelik ve doğum sürecinde sizi destekleyecek bir ebe ve doula ile çalışmak da sezaryen olasılığını önemli ölçüde düşürecektir.



2- Doğumdaki müdahaleler hakkında bilgilenin

Normal doğum sürecinde bilinen bir döngü vardır: Müdahale müdahaleyi getirir. Bazen vadesi dolduğu için medikal yollarla başlatılan bir doğum, epidurali de gerektirebilir. Epidural bazı durumlarda kasılmaları etkileyebildiğinden, sonrasında suni sancı da verilmesi gerekir. Suni sancı ise, yine bazı durumlarda, bebeğin kalp atışlarını etkileyerek acil sezaryen ihtiyacı doğurabilir. Bir doğuma hazırlık eğitimine katılarak ya da özel bir ebe/doula ile çalışarak, doğumda yapılan medikal müdahaleler hakkında bilgi alabilirsiniz. Bu müdahaleleri öğrenmek, aynı zamanda medikal araçlara alternatif olarak uygulayabileceğiniz nefes, pozisyonlar gibi doğal yöntemleri pratik etmek, normal doğum sürecinde bu müdahalelere maruz kalma riskinizi azaltacaktır. Daha az medikal müdahale demek, sezaryen gereksiniminin de azalması demektir.



3- Aktif olun

Hem hamilelikte hem de doğum sürecinde aktif olmak, normal doğum şansını arttıran en önemli unsurlardan biridir. Hamilelik boyunca sağlıklı beslenmek ve fiziksel olarak aktif olmak, düzenli egzersiz yapmak, bedeninizi ve bebeğinizi normal doğuma hazırlamak için en iyi yoldur. Normal doğum, ne kadar süreceğini bilmediğimiz, yoğun bir yolculuktur. Bu yolculuğa aktif olarak hazırlanmak ve doğum boyunca da aktif kalarak, hareket edip yürüyerek, bazı hareketleri yaparak (çömelme, merdiven inip çıkma, pelvisi hareket ettirme vs.) kasılmaları atlatmak, normal doğumu kolaylaştırmak mümkündür.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.