Artık kimsenin kötü çıktığı bir fotoğraf görmek mümkün değil. Kimse kötü çıkmadığı için değil, böyle bir fotoğraf derhal çok gizli bir bilgi gibi imha edildiği için. Sorunlu bir fotoğraf filtrelenir, editlenir ve hiçbir şekilde güzelleştirilemezse, silinir. Kimse tam olarak mükemmel olmadığı bir fotoğraf için paylaşa tıklamaz. İnternette sonsuza kadar var olabilecek bir şeyde en harika haliyle bulunmak herkes için ortak bir kaygı olsa da, ruh sağlığını pek iyi etkilemiyor.


Fotoğrafların bu kadar kusursuz olması, çok da eski bir geçmişe sahip değil. Analog fotoğraf makinelerinin yaygın olduğu zamanlarda kötü fotoğraflar, iyi fotoğraflardan daha yaygın sayılabilirdi. Çoğu zaman fotoğraflar, odaklanmamış, tesadüfi, aşırı pozlanmış ve yanmış bir şekilde çıkıyordu. Kamerayı doğru kullanmak herkesin sahip olmadığı bir beceriydi. Flaşın ne zaman ve nasıl kapatılacağını pek kimse bilmiyordu. Bu fotoğrafların tek sorunu da bu değildi üstelik.


Deklanşöre bir kez tıklandığınızda ne çıkacağını asla bilemezdiniz. Gün ışığına çıkmadan önce karanlık odalarda uzun süre beklemesi gereken fotoğraflar, tam bir sürpriz konusuydu. 24 veya 36 gibi kısıtlı poz sayılarına sahipken, ‘Bir de beni tek çek!’ demek pek mümkün olmuyordu. Bu yüzden kameralar yalnızca özel günlerde, birkaç hatıra pozu için ortaya çıkıyor ve bir sonraki özel güne kadar ortadan kayboluyordu.


Elinizde geçen yaz tatilinizden kalan sadece birkaç fotoğraf varsa, göbeğinizi içine çekmediğinizi dert edinmek yerine, bu güzel hatırlara sarılmayı seçmek çok daha kolay olmalı. Günümüzde sürekli ölümsüzleştirilen anlar, fotoğraflara bakış açımızı değiştirmenin de ötesinde, anı yaşamanın da önüne geçiyor. Modern psikoloji ve birçok felsefenin mutlu olmak için biricik şartı olan akışta kalmak, sürekli anı yakalamaya çalışan bir çevrede, çok da kolay değil.


Eyvah, fotojenik değilim!

Fotoğraflarda güzel çıkmak ya da çıkmamak, işte bütün mesele bu! Ya da öyle mi? Fotoğrafları bir yansıma olarak düşünmek doğru gelse de aslında durum pek de öyle değil. Kendinizi beğenmediğiniz bir fotoğraf için üzülmeden önce buna sebep olan bazı şeyleri bilmek isteyebilirsiniz.


Bir aynadan farklı olarak, internette paylaşılan bir fotoğraf dikkatinizi diğer insanlara nasıl göründüğünüze çevirebilir. Yani kendinizi beğenmemenin ötesinde, gördüğünüz kişinin insanlar tarafından beğenilmemesinden korkuyorsunuz ancak, gerçek değer ve sevgi zaten dış görünüşten bağımsız gelişmeli.


Fotoğraflarda gördüğünüz yüz, sizin için pek de tanıdık değil. Gün içerisine sürekli başkalarının yüzünü görüyorsunuz ve aslında en az gördüğünüz yüz kendinizinki. Üstelik yüzünüzü gördüğünüzde de aynada, soldan sağa ters çevrildiği görüntüye alışkınız. Bütün bunlar fotoğraftaki halinizi oldukça yabancı biri yapıyor.


Tüm bunların ötesinde, fotoğraflarda bir miktar kalıcılık olduğu gerçeği var. Ayna görüntüsü bir yansımadır her an sizinle hareket eder. Bir fotoğraf zamanda hareketsiz bir anı yakalar. Bu hareketsiz an yalnızca paylaşılmaz, aynı zamanda bir yansımanın asla olamayacağı şekilde sonsuzca incelenebilir. Bir şeye en kadar uzun süre bakarsanız, o kadar sorun görürsünüz.


Bir fotoğraf ruh halinizi etkilemesin!

Güzel geçen bir akşamı ölümsüzleştirmek adına fotoğraf çektirip, nasıl çıktığınızı gördüğünüzde moraliniz bozuluyorsa, fotoğraf teknolojisi amacından sapmış demektir. Hiçbir fotoğraf, kendinizi kötü hissetmenize neden olmamalı ancak olduğunda, birkaç adımı takip ederek daha iyi hissedebilirsiniz.



1- Olumsuz düşüncelerinizi kabul edin ve sonra dikkatinizi dağıtmaya çalışın

Olumsuz bir düşünceye sahip olabilir, fark edebilir ve sonra devam edebilirsiniz. Örneğin, "Bu fotoğrafta cildim kötü görünüyor" diye düşünebilir ve bu düşünceyi anlam yüklemeden, duygu ya da yargı yüklemeden gözlemleyebilirsiniz. Düşüncelerinizi kabul ettikten sonra, odağınızı başka bir yere kaydırmayı deneyebilirsiniz. Biriyle sohbet etmeyi deneyebilir, bir komedi dizisi izleyebilir ve yürüyüşe çıkabilirsiniz.


2- Vücudunuz ve yetenekleri için şükür alıştırması yapın

Kulağa sevimsiz bir kendini sevme tavsiyesi gibi gelebilir ancak vücudunuzun sadece formuna değil işlevine odaklanmak, onu daha az kırıcı bir şekilde değerlendirmenize yardımcı olabilir. Vücudunuzun yapmanıza izin verdiği şeyleri düşünün. Bu, bisiklete binmek, dans etmek veya sevdiğiniz birine sarılabilmek olabilir. Vücudunuzun sizin için yaptığı olumlu şeyler ne olursa olsun, bunu takdir etmek için bir dakikanızı ayırmak, göründüğünden çok daha fazlası olduğunu hatırlamanıza yardımcı olabilir.


3- Kimsenin o kadar da umurunda olmadığınızı hatırlayın

Bu, kimsenin sizi önemsemediği anlamına gelmez ancak kimse fotoğraflarınız üzerine kötü bir eleştiri yapmak içi vakit harcamaz. Çoğu zaman bu fotoğraflara birkaç defadan fazla veya birkaç saniye bakılsa bile bakılmayacağını akılda tutmak önemlidir. Diğerleri görünüşünüzle sizin kadar ilgilenmiyorlar ve sizin kendinizi eleştirdiğiniz kadar sert bir şekilde eleştirmiyorlar. Kendinizi onların yerine koymayı deneyin: Önem verdiğiniz insanların, hatta yabancıların fotoğraflarını düşünüyor ve günlerce onları saplantı haline getiriyor musunuz? Bunu yapsanız bile, bu muhtemelen o kişinin algılanan kusurlarıyla değil, kendi güvensizliklerinizle ilgilidir.


4- Fotoğraftaki iyiyi bulmaya çalışın

Neyi arasanız onu bulursunuz, o yüzden kusur armayı bırakın ve iyiyi bulmaya çalışın. Resmin tamamını görmenize yardımcı olmak için, söz konusu fotoğrafta beğendiğiniz üç şeyi ve ardından görünüşle ilgisi olmayan kendinizde beğendiğiniz üç şeyi belirlemeyi deneyebilirsiniz. Duruşunuzun ötesinde, yanınızdaki dostlar daha önemli değil mi?


5- Kendinize karşı şefkatli olun

Kendinizi "iyi" bir vücut imajına sahip olarak düşünüyorsanız, bir fotoğrafa olumsuz tepki vermekten utanabilirsiniz ama gerçek şu ki, dış görünüşe dair baskılar neredeyse kaçınılmazdır ve vücut imajınız ne olursa olsun, etkilerini hissetmek yalnızca insanidir.


Bu size veya vücudunuza özgü bir sorun değil, toplumsal bir sorun. Bir fotoğrafınıza olumsuz bir tepki vermek, belirli bir şekilde görünmek için toplumsal baskıların gerçekten güçlü olduğunu hatırlatma işlevi görebilir. Ayrıca, bir fotoğrafı beğenmemenin, vücudunuzla ilişkinizi geliştirmek için yapmış olduğunuz herhangi bir şifayı azaltmadığını ve kesinlikle sizi kötü bir insan yapmadığını hatırlamakta fayda var.


Unutmayın, fotoğraflar her zaman sizi yansıtmaz ve siz bir kareye sığdırılmış bir andan çok daha fazlasısınız.


Referans:

Pamela Paul. “Photos Are Too Flattering Now”. Şuradan alındı: https://www.theatlantic.com/culture/archive/2021/10/internet-lost-bad-photos/620463/ (25.10.2021).

Kete Willsky. “How to Stop a ‘Bad’ Photo From Crushing Your Self-Esteem”. Şuradan alındı: https://www.self.com/story/bad-photos-self-esteem (18.06.2022).





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.