Finansal stres ne demek?
Bedenimizin bir dengesi var. Hücreleri haberleşerek onu ayakta tutabilsin diye bir kere nefes alıyoruz, bir kere veriyoruz. İhtiyacı olan enerjiyi sağlaması için onu besliyoruz, yediğimiz yiyeceklerin ona yaramayan kısımlarını atması için bağırsaklarımızı boşaltıyoruz. Gece olunca uyuyoruz, gündüz olunca uyanıyoruz. Tersini yaparsak, en basitinden ona yeterince D vitamini sağlayamayız. Sadece nefes alır ya da verirsek, içindeki hücreler haberleşemez. Yeme ihtiyacını engellersek, meselâ onu çepeçevre saran nöronlar harcamaya programlı oldukları enerjiyi alamadıkları için aralarında iletişim kuramazlar, nöronların inşa ettiği sinir sistemi işini yapamaz. Yiyeceklerin ona yaramayan kısmını bağırsaklarda uzun süre tutmakta ısrar edersek, boşaltım sistemi otokontrolünü kaybeder.
Bedenimiz gibi bütçemizin de bir dengesi, ikisinin de dengede durabilmek için bize ihtiyacı var. «Alması gerekenler» ile «vermesi gerekenleri» iyi yönetemediğimizde ikisi de şaşıyor. Şaşmalar sık tekrar ettiğinde ve uzun süreli olduğunda krize dönüşüyor. Biri biyolojik, diğeri ekonomik iki varlığın yaşadığı krizlerin sonuçları birbirine yakın. Bedenin yaşadığı krize tıpta «hastalık» deniyor. Bütçe krizine ekonomide verilen isim ise «finansal stres». Zamanında önlem alınırsa stres, depresyona ilerlemiyor.
Korkuları yatıştırmak, finansal önlem alabilmek için sağlıklı düşünmeyi kolaylaştırıyor
Finansal stres nasıl oluşuyor?
Ekonomide, (aslında büyük ekonomiler seviyesinde) finanal stres, «varlıklarını yönetememek» olarak tanımlanıyor. Varlıktan kasıt, bütün gelirler ve maddi değer taşıyan diğer sahip olunanlar. Varlığı doğru yöneterek artırmayı, en azından değerini korumayı tarif ediyor. Büyük ekonomiler düzeyinden bireysel seviyeye indiğimizde «finansal stres»i yeniden şöyle tanımlayabiliriz: Gelirler ile giderler arasındaki dengenin olumsuz yönde bozulması. Bu tanım, varlıklarla beraber «gelirlere galip gelen giderleri» konuşmayı kaçınılmaz kılıyor. Giderlerini yönetebilmek, insanın sahip olduğu maddi değerleri yönetebilmesinin bir şartı. Tersi de doğru.
Gelirlerinin giderlerini karşılayamaması durumunu insan tehdit olarak algılıyor ve yaşamsal zarara uğrama korkusuyla strese giriyor. Beyni bütün tehdit ve tehlike anlarında olduğu gibi, bedene «savaş ya da kaç» komutu veriyor. Ne var ki finsansal tehlike, bedenin tanıdığı ve doğuştan hazırlıklı olduğu fiziksel tehdit ve tehlikelerden farklı. Yolun karşısına geçerken hızla gelen bir kamyon söz konusu değil. Psoas kası, istediği kadar bedeni savunmaya ya da kaçmaya hazırlasın, bütçe krizinin yarattığı tehditten kendini korumasına yardımcı olamıyor. Harekete geçememesinden ötürü psoas’ta biriken ve «stres» olarak hissettiği gerginliği dağıtmak için yapacağı kas egzersizlerinin elbette bir faydası var. Korkularını yatıştırmasını, böylece finansal önlem alabilmek için sağlıklı düşünmesini sağlıyor. Ancak bu sorun çözmeye değil, sorunu çözmek için gereken ruh haline girmeye yarayan, geçici bir yatışma.
Finansal stresin psikolojik ve fiziksel sonuçları neler?
Giderlerini, sahip olduğu maddi değerlerle karşılayamamak, insanı psikolojik ve fiziksel açıdan olumsuz etkiliyor. Kısa vadede hissedilen yetersizlik duygusu, orta ve uzun vadede özgüven kaybına evriliyor. Finansal stres, sosyal ilişkilerde gerginlik yaşama riskini artırıyor. Psikolojik sonuçlar, fiziksel sorunların da sebebi haline geliyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde, Finansal Hizmetler Yenilik Merkezi’nin (CFSI) yayınladığı çalışmada yer alan birkaç örnek: Finansal stres altındaki kişiler, diğerlerine göre dört kat daha fazla uykusuzluk, baş ağrısı çekiyor. Bu grupta yer alanların kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, depresyon ve anksiyete yaşaması riski de daha fazla.
Finansal stresi azaltma egzersizleri
1. Gelir - Gider Tablosu hazırlamak
Finansal stresi besleyen, «Giderlerimle gelirlerimi nasıl dengeleyeceğim?» belirsizliği. Bu belirsizliği ortadan kaldırmak için ilk yapılması gereken «Gelir-gider tablosu» hazırlamak. Ay bazında bütün gelir ve (zorunlu, keyfî giderlerin yer aldığı bu tablo, kişinin bütçesinin kontrolünü ele almasının ilk adımı.
2. İlk etapta faiz yükü getiren borçları kapatmak
Kredi kartı borcu gibi, faiziyle beraber çoğalan borçları bir kerede kapatmak. Faiz ortadan kalkınca, borçlar otomatik olarak azalacak.
Giderler azaldığında ne kadar artıya geçeceğini görmek motive eder
3. Yeni borç yaratmamak
Bir süre belirlemek ve bu süre zarfında yeni borç yaratacak harcama yapmamak. Süre belirlenmemesi, mahrumiyet hissi yaratır «Artık hiçbir şey alamayacağım». Süre belirlenmesi, zorlu sürecin bir sonu olduğunu bildirir ve rahatlatır: «Sadece … aylığına almayacağım.»
4. Azaltılacak gider kalemlerini belirlemek ve simülasyon
Otomatik giderler ile diğer harcamaları ayırdıktan sonra tespit etmek:
Hangi harcamalar hemen kesilebilir?
Hangilerine bir süreliğine ara verilebilir?
Kira, fatura, mutfak gideri gibi otomatik giderleri azaltmak mümkün mü? Örneğin kira giderini azaltmak için semt değiştirme, bir süreliğine aile yanına taşınma, evin bir bölümünü paylaşma olasılıkları.
Gelecek aylar için hayali bir tablo yapmak, giderler azaldığında ne kadar artıya geçeceğini görmek açısından motive edici bir etkiye sahip: «Mümkün!»
5. Tasarruf özgürleştirir - Sürekliliği önemli, miktarı değil
Şu iki sözü, pekâlâ tasarrufa da uygulayabiliriz:
«Damlaya damlaya göl olur.»
«Kayayı delen suyun kuvveti değil, damlaların süreliliğidir.»
Gelir ne kadar az olursa olsun, kenara koyacak bir miktar mutlaka bulunur.
Basit güzeldir: On yıl önce günde 1 TL kenara koymaya başlasaydık, bugün 3.650 TL’miz olurdu. Eğer belli aralıklarla birikmekte olan paramızı döviz ve altına çevirseydik, bu tutar ortalama 5.000 TL’yi bulurdu. İşte bunun adı «varlık yönetimi».
«Kayayı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.»
Haber: Perihan Özcan Chocardelle
ozcanperi@gmail.com
YORUMLAR