Önce bir Kayseri bileti alalım

Doğum günün yaklaşıyor. Sıkıldın o toplaşıp tepinmelerden. Arada olur öyle kavuşmalar ama yaş geçiyor, insan bazen değişiklik istiyor. İlk olarak Nevşehir Havalimanı’ndan daha uygun fiyatlı olduğu için Kayseri uçak bileti alıyoruz. Ardından Kayseri ve Kapadokya arası özel transfer (otelden) 50 TL ya da orada bulunan araçlar ile 20 TL vererek yolculuğumuza başlıyoruz.

Meşhur testi kebabı: Pottery Kebab

Şu ana kadar gayet uygun ve kolay gidilen yolculuk, Kapadokya’nın en ünlü pottery yani testi kebabı ile başlıyor. Bu damak çatlatan lezzeti tatmak hiç de ucuz değil. Yaklaşık 80 ila 100 TL arasında değişen bu şahane et yemeği yaklaşık 3 saatte pişiyor. Önceden rezervasyon ile siz gelmeden yemeğiniz pişmeye başlıyor ki bunu her restoran maalesef yapamıyor. En korkulan nokta ısıtılıp, getirilmesi. Makbul olan hali “dibek” isimli restoranda servis ediliyor. Otele geçmeden akşam üstü ayakkabılarınızı çıkartarak şark köşesinde bir testi kebabı keyfi yapmaya ne dersiniz? Oldukça hoşunuza gidecek bu et yemeğini ev şarabı ya da pekmezde bir un helvası ile taçlandırabilirsiniz. Mantı’nın ılık ev yoğurdu ile servis edildiği de belki ilginizi çeker.




Kapadokya’da hangi otelde kalınır?

Bu sorunun cevabı Göreme ve kesinlikle Artemis Cave Suites olmalı. Hem konum olarak hem hizmet olarak tüm ihtiyaçları karşılıyor. Mağara odalarında bir at alıp koşturabilirsiniz. İlk gördüğümde çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Yattığınız yerden gördüğünüz el dokuma halı ve masaların ardından o peri bacaları manzarasını izlemek için günlerce uykusuz kalmaya değer. Güvenebileceğiniz yüzler ile otele giriyorsunuz. Ne kadar sıkıntı varsa usulca çözülüyor. Genç ve dinamik bir ailenin dürüst evlatları başa geçmiş. Otelde Kaan, Ayşe, Alihan ve adını sayamadığım güzel insanlarla tanıştım. Kapadokya’ya sahip çıkmaları ayrıca hoşuma gitti. Sadece doğal güzellikler ile dolu birkaç gün geçirmek isterseniz Kapadokya muhteşem bir seçim olacaktır.

Kapadokya turları

İlk gün tura katılmanızı kesinlikle tavsiye ederim. Yorgunluk ve kafa karışıklığından sizi koruyacak bir “yeşil tur” yapmalısınız. Kapadokya’nın turla gezilmesi gereken bölgesi yeşil turda yer alıyor. Çünkü, kırmızı turdaki mevkiileri arabanızla da gezebilirsiniz. 35 ile 40 euro arasında değişen fiyatlar ile oldukça fazla sayıda tur şirketi mevcut. Ama önemli olan size eşlik edecek rehber. Ben o konuda oldukça şanslıydım. Muhteşem diksiyonu ile İngilizce bilmeyenin bile rahatlıkla kavrayabileceği şekilde yaptığı yönlendirme ve açıklamalar ile Refik nam-ı diğer Mr. Sunny, 10 numara 5 yıldız bir rehber. Turda hiç Türk olmaması aslında beni hem üzdü hem sevindirdi. İspanyol, İtalyan, Kanadalı yani dünya insanları ile birlikte olmak bambaşka bir deneyimdi. Bir an kendimi farklı bir ülkede hissettim. Sohbet ederken onların ülkemi daha çok gezdiğini de öğrendim. Euro konusuna hiç girmiyorum. Sıkıntımız malum onlar 1 verirken biz 6 ödüyoruz.



Kapadokya Yeşil Tur 09.30 – 09.45 saatleri arasında otelinizden alınmanızla başlıyor. Göreme Panorama (Manzara Noktası), Derinkuyu Yeraltı Şehri, Ihlara Vadisi (3.5 km yürüyüş), Belisırma Köyü’nde öğle yemeği, Selime Manastırı ve Kayalıkları, Yaprakhisar Panorama, Uçhisar Güvercinlik Vadisi en uzaktaki noktaların büyük çoğunluğu burada bitiyor. Ördekler eşliğinde su kenarında yemek yemenin de tadına varıyoruz.





Tur rehberi ve şoför ile yapacağınız gizli konuşmalar sonrası eğer Refik gibi çabuk ve keyifli organize olabilen birine rastlarsanız minik bir doğum günü kutlaması bile yapılabilir. Fonda çalan erik dalı gevrektir türküsünü de asla unutmayacağım.




Kapadokya’da 2. gün araba kiralama

Kapadokya’da araba kiralama kolay iş ama biraz dikkatli olmak gerekiyor. Çinlilerin ve Hintlilerin biraz zorladığı ‘rent a car’ firmaları 250 km sınırı koymuş ayrıca yanında bazı kasko değişiklikleri de var. ‘Full kasko mu?’ diye önceden sormak gerekiyor. Ama kilometre sınırı hepsinde var. Önce bir rahatsız ediyor ama inanın Hacı Bektaş-ı Veli’ye bile gitseniz günde 250 km bile aşılamıyor. Ancak Tuz Gölü’ne gitmek isteyenlere tavsiyem oldukça uzak olduğundan ya ekstra km parası ödeyeceksiniz ya da ona ayrı bir gezi de yer vereceksiniz. Kırmızı tur diye internet araştırması sonrası gidilmeyen yerleri keyfinize göre gezebilirsiniz.



Yol üstü en yakını Üç Güzeller ile karşılaşıyorsunuz. Fotoğraflamalar başlasın diyoruz. Akabinde gönüllere taht kuran Özcan Deniz ve Nurgül Yeşilçay’ın dillere destan televizyon dizisi Asmalı Konak için yollara düşüyoruz. Orayı gezerken Seymen’in odası ve o geniş avlu aklımızı başımızdan alıyor. Avlu içinde bir de çay keyfi yapıyoruz. Kapadokya’da satın almanız gereken özel zultanit taşını da unutmayın. Her yerde az çok fiyatlar ve modeller aynı oluyor. Asmalı Konak’ın içinde de satılıyor. Ben oradan aldım. Ağzınızı tatlandırmak için efsane Şüküroğulları pastanesine de uğrayın. Kaymaklı ekmek kadayıfı, kazandibi ve sevdiğiniz ne varsa yemenizi öneririm. Yol uzun çünkü sonrasında Hacı Bektaş’a rotayı çeviriyoruz.

Hacı Bektaş-ı Veli

O kadar çok efsane var ki Kapadokya’nın her yerinde ayrı bir tarih gizli. İlk önce Hacı Bektaş-ı Veli’nin türbesini ziyaret ettik. Ardından Hacı Bektaş-ı Veli’nin eliyle durduğu beş taşı ve yol kenarında kötülüğünden taş olmuş kavruk duran insan siluetini gördük. Yol üzerinde tabela ve benzin istasyonu var sıkıntı etmeyin. Önce uçsuz bucaksız ve asla sonu olmayacak gibi geliyor ama her şeyin olduğu gibi o yolunda sonuna ulaşıyorsunuz. Beş taşın önünde bizi iki bey karşıladı. Ben görüşüm gereği para ile duayı ayıranlardanım. Devletin görevlisi olmasını tercih ederdim. Gönlünüzden geçerse amenna. Neyse bu konular hassas girmeyelim.



Ayrıca delikli taş ve çilehane mekanları da asıl görülmesi gereken efsane yerler. Biraz yürüdükçe önümüze delikli taş çıkıyor. Şöyle bir efsane duyduk. Size araştırdığımızı değil duyduklarımı anlatacağım. Hacı Bektaş bir öküzü kestirip, ona alabildiğince tuz atın demiş ve yahni yaptırmış. Her gün bu yahniden 1 tabak verin ve başka hiçbir şey vermeyin demiş. Ufacık bir mağarada 40 gün kalmış. Ruhunu arındırmış. Erenler de demiş ki; “Ey Hacı Bektaş-ı Veli buraya bir delik aç nefes almamız kolaylaşsın”. Hacı Bektaş’ın elinde o taş mağara bir mıcır olmuş ve yukarıda bir delik açılmış. Kim o delikten geçerse dilekleri kabul olurmuş ama kötü yürekli insanlar geçemezmiş. Nice kilolu insanlar oradan geçerken iğne iplik olanlar o delikte sıkışmış. Siz de bir deneyin! Bakalım kalbiniz temiz mi?


Kapadokya’da Kutsal Cumartesi

‘Kapadokya’da gece eğlencesi için ne yapmalı?’ sorusunun cevabı Avanos. Cumartesi gecelerine kutsal diye lakap takmışlar. Kalabalık olurmuş. Önce akşam vakti Dayı’nın yerinde yiyeceğiniz etlerden sonra şık döşenmiş kahve keyfi ile etrafa bir bakış atarsınız. Sonra ‘Bei Kaya’ seramik atölyesine eğlence öncesi uğramalısınız. Bizi atölye kapısında karşılayan usta, ücret bile almadan hünerini gösterdi. Şalvar giyerek çömleğin başına oturttu. Oradaki el yapımı seramik, çanak, çömlek, tabak, ışık ve bardakları gördükçe kendimizi unuttuk. Hititlerin yuvarlak ibriklerinde güneşte ısıttıkları şaraplar hikayeleri ile kendi çömleğimizi yapmaya başladık. Elinizden kayan yumuşacık malzeme tüm dertlerinizi alıp götürüyor diyebilirim. Mutlaka denemelisiniz. Avanos’ta böyle çömlek yapmak için bolca atölye bulabilirsiniz.



Avanos’ta çalı, ses gibi gece eğlenebileceğiniz mekanlar var. Eğer solist ve sohbet isterseniz Göreme’de Şaziye’ye gidebilirsiniz. Ama Kapadokya’da sabah 6 gibi uyandığınız için çok bu tarz eğlencelere ihtiyaç duymayacaksınız. Manzara her şeye değer.



Özellikle yurt dışından gelenlerin gözdesi Love Valley yani Aşk Vadisi, Uçhisar Kalesi ve Dünya Kültü Mirası Listesi'ne 1985 yılında alınan Çavuşin Kilisesi’ni de görmeden Kapadokya’dan ayrılmayın derim.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.