İçinde bulunduğumuz seçtiydi, seçilmediydi, battıydı, çıktıydı bunaltılarıyla dolu ve artık erör verdirme noktasını çoktan geride bırakıp kişisel olarak ve toplumca arıza ötesinin gizemli boyutlarına yolculuk ettiğimiz şu günlerde, sevgili durumseverler, bazen büyük şehrin betonu bile yüzleri güldürebiliyor. Güldüren, aslında doğrudan betonun kendisi değil de bu betonun içinde bizimle yaşamlarını sürdüren diğer canlılar.


Kediler, ilk akla gelen. Sonra, kuşlar mesela. Birer su kuşu olan martılar, günümüz İstanbul'unda artık suyun "s"sine burun kıvıran, ara sokaklarda kedilerin mama konusundaki en büyük rakibi. Hatta bu rekabet artık yumuşamaya başlamış ve bir paylaşım haline dönüşmüş gibi bile görünüyor. Kargalarsa henüz bunlar kadar arkadaş yanlısı değil sanırım çünkü hala vur-kaç ve "Nusret, sen oyala, Hikmet ve ben mama çalalım, sonra değişiriz" (burada Nusret ve Hikmet kargalar oluyor) tekniklerini uyguluyorlar.


Konuyu fazla dağıtmayalım. İşte bu kuşlar, sevgili durumseverler, sayısız farklı tür, biraz şansınız da varsa sabahları ötüşerek gününüze neşe ve keyif tohumları ekebiliyorlar. Serçesi, kırlangıcı, kargası, tok sesli, geveze martısı, sığırcığı, güvercini, hatta belli bölgelerdeki papağanı her biri ayrı tonda, melodide, rengarenk şarkılarla içinize coşku, canlılık ve baharla gelen enerjiyi doldurabiliyorlar. İçinizi açıyor, yüzünüzü güldürüveriyorlar...


İyi ki var şu kuşlar!


Durumsever


Fotoğraf: Casal Partiu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.