Pek çok çocuk gibi benimkiler de parçalı oyuncakları çok severler. Başta lego olmak üzere, parçala-kes-böl taktiğiyle neler neler yaratırlar. Hele oğlum, tam bir parçala-yap delisi... Silikon tabancası, sanki onun için yaratılmış. Neredeyse bebekliğinden bu yana kutuladığım kırık oyuncak parçaları, sanki bugünlerde yeniden ruh buluyor. Araba, kamyon, cip, motor parçalarından yarattığı yeni araçlar harika... Hele son yaptığı silikon adam, görülmeye değer. Silikonları minik minik kesip bu parçaları erimiş silikonla yeniden birleştirerek üç boyutlu bir adam yapmış. "Anne bak" diyerek gösterdiğinde, gözleri parlıyordu. Oğlumun yaptığı silikon adamı incelerken, bir taraftan da geçen hafta 4. Levent'te yeni ofisini açan Maker Çocuk, aklıma geldi. Dedim, bu çocuk maker olmasın? “O da ne!” derseniz, anlatayım.




Bütün bu yazdıklarımın sebebi olan, oğlumun kendi kendine yaptığı silikon adam

Maker, dünyada hızla yayılan bir hareketin adı. Maker hareketi (maker movement), teknoloji ile "kendin yap" kültürünün birleşmesinden oluşuyor. Yemek yapmaktan model uçak yapmaya, elektronik devreler ve motorlar aracılığıyla yapılan bir model araçtan 3 boyutlu yazıcılarla basılan ve üretilen her tür ürün; süs eşyası, takı ve oyuncak, aslında maker hareketi kapsamında, maker ruhu ile yapılmış kabul ediliyor.


Paylaşım-yetenek-deneyim

Maker hareketi öncülerinden Dale Dougherty'nin tanımına göre "maker ruhu"nun temelinde rekabet yerine paylaşım, para yerine yetenek ve yoğun ezber bilgi yerine deneyim var.


Bu tanıma bayıldım. Paylaşım, yetenek ve deneyim... Gerek kendi hayatımda gerekse çocuklarla ilişkilerimde öncelikle vurguladığım şeylerin başında gelir kendi kendine yetme... Kişinin yaşamını her koşulda yürütebilmesi için kendine yetebilmesi ve bu beceriyi kazanıp sürdürebilmesi konusunda, çocuklarla uzun sohbetlere girişirim. Sahip oldukları yetenekleri, deneyimlerle zenginleştirip çevreleriyle paylaşmalarının, onları çok mutlu kılacağını anlatırım. Edinmeleri gereken donanım için acele etmeleri gerektiğini ve bu konuda en büyük yardımcıları olacağıma dair de onlara garanti veririm. Zaten her yaz ailece çıktığımız Land Rover Adventure Türkiye kapsamındaki uzun soluklu maceralı yolculuğumuzun ana temalarından biri de budur.





Şimdi, bizdeki 'kendin yap' konusu, bu şekilde ve bence tamam... Ama teknoloji ayağı eksik. Çünkü biz, çocuklarının eline henüz tablet ve cep telefonu vermemiş ebeveynler olarak, hâlâ çocukların teknoloji kullanmaları konusunda tereddütlerimiz var. Fakat bu "maker"lık olayı, bizi belki yumuşatabilir. Sanırım böylesi, çocukların da hoşuna gidecek. Özellikle son zamanlarda akıllı telefon için başımızın etini yiyen 12 yaşındaki kızım, bilgisayara bir 3D yazıcı eklendiğinde belki de kendi yaratabileceği minik bebeklerden haberi olsa kimbilir nasıl sevinir. Peki, bu konuda 'son derece katı-yani Minecraft oynamalarına bile izin vermeyen- ebeveynler olarak bu durumda nasıl davranmalıyız?



Hayal gücü kuvvetli bir maker çocuk

Kafam karıştı ve Zeynep Karagöz'ü aradım. Önce, oğlum maker mı, diye sordum Zeynep'e..."Oğlunuz henüz mental bariyerleri oluşmamış, hayal gücü kuvvetli, bir şeyler yapmayı seven harika bir Maker Çocuk" dedi. Merakım daha da arttı... Sordum, yanıtladı.


Aslen bir mimar olan Zeynep, teknoloji ile entegre disiplinler arası projeler üreten bir deneyim tasarımı ekibinin içinde yer alıyor. Bir de şirketleri var; 5dakika adında. Değişik disiplinlerden birikimlerini kullanarak projeler üretiyor ve bunları hayata geçiriyorlar. Ayrıca 3D Print'in yaygınlaşmasında ve kullanımında aktif rol oynamayı amaçlıyorlar. Bu çalışmalarının yanı sıra yürüttükleri sosyal sorumluluk projeleri Robotel nedeniyle Makers Türkiye ekibiyle çalışmaya başlamışlar. Güzel tepkiler alınca, Maker Çocuk İnisiyatifini kurmaya karar vermişler. İlk denemelerine, geçen Mayıs sonunda başlamışlar. 4. Levent'teki yeni ofislerinde İstanbul Maker Lab adı altında çalışmalarını sürdürüyorlar, çeşitli eğitimler veriyorlar.




Zeynep Karagöz, çocukların çok basit şeyleri yapmaya başlayıp, gelecekte dünyayı değiştirecek inovasyonun temellerini atma şansına sahip olduklarına inanıyor

Hep tüketmek olmaz...

Zeynep, "Bizim derdimiz, çocuklarımıza hayat boyu kullanabilecekleri araç ve yöntemleri göstermek. Kendine yetebilen, karar verme becerisi yüksek, becerikli ve sürdürülebilir bir dünyada yaşayan çocuklarımız olmasını istiyoruz. Sadece tüketici olmaktan kurtulup, üretim yapabilen çocuklar. Ayrıca tasarlanan atölyelerde teknoloji yardımıyla daha kolay üretim yapmayı öğrensinler" diyor ve ekliyor:


"İçlerinde 3 boyutlu yazıcılar, elektronik devreler, robotik sistemler, kodlama gibi son teknolojiler olduğu gibi kağıt katlama, ahşap oyma, geri dönüşüm, karikatürle mizah, kendi diş macununu yaparak maker kimya gibi her tür yöntemi uygulamak istiyoruz."




2 boyutlu fotoğraflardan üretilen 3 boyutlu modellerle yapılmış işler

Atölyeler şimdilik 7 yaştan itibaren her yaşa hitap ediyor. Ekim'den itibaren daha da çeşitlenecek yetişkinlere de atölye eğitimleri başlayacak. Ayrıca gelecek ay düzenlenecek Istanbul Mini Maker Fair içinde hem stant hem atölye açmaya hazırlanıyorlar.



Ücretsiz çalışmalar da yapıyorlar

Peki, bu iş pahalı mı, diye soruyorum. "Teknoloji ile yapılan işlerde bir miktar yatırım gerekiyor elbette. Ama çok pahalı malzemeler değil, hele hele bugün herkesin elindeki cihazlarla karşılaştırıldığında hiç değil" diyor Zeynep. Ayrıca prensip olarak gönüllü projeleri ve sosyal projelerinden söz ediyor. Dernek, vakıflar ve ihtiyacı olanlar için, özel kontenjanlarla ücretsiz çalışmalar yapıyorlarmış. "Zaten bu iş modelini oluştururken gönüllü yaptığımız projelerle birlikte sürdürülebilir bir sistem oluşturmak için yola çıktık" diyor.




Atölye eğitimlerinde çocuklar, hayal et-öğren-yap-paylaş yaklaşımıyla üretiyorlar


Hayriye Mengüç

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.