Bazen çok bilgi hiçbir şey bilmemeyi getirebiliyor! Ne demek bu? Bu, şu demek: Malum devir iletişim devri. Bilgi için tüm mecralar her an elimizin altında. Televizyon, bilgisayar… Bu kadar bilgi donanımı anneleri yanlış etkileyebiliyor mu?





Evet, kimi zaman ‘çok bilgi’ kimi annelerimizi etkileyebiliyor. Bazı anneler, yanlış yapma korkusuyla çocuklarıyla sıcak ilişki kuramıyor! Her şeyde oluğu gibi çocuk eğitiminde de birçok bilgi edinip onların hepsini unutmak belki de en iyisi. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı ve Aile Terapisti Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç, günümüzde annelerin başarılı olmak için anne-çocuk ilişkisinin sıcaklığını yaşamadığını belirtiyor. Annelik duygusu yaşamın belki de en doyum verici duygularından biri. Başarılı anne olma çabası, bu duyguyu bozduğunda; hem anneler hem çocuklar kaybeder. Şunu unutmayalım; en başarılı, en mutlu ya da en güvenli, en sağlıklı erişkinler genellikle en başarılı annelerin çocukları değil. Uzmanımızın sözlerine kulak verelim.





Doğuştan anne!



Annelik rolü kültürden kültüre farklılıklar gösteren bir rol. Genellikle bu rolün nasıl oynanacağı annenin kendi annesiyle ilişkisi ve içinde yaşadığı toplumun annelere nasıl bir rol verdiği gibi etkenlerle şekillenir. Ama hiçbir toplumda değişmeyen bir şey var. O da anne ve bebek arasında kurulan özel bağ! Bebeğin doğduğu günden itibaren anneyle arasında kurulan ilişki, özel bir ilişki. Bebekler dünyaya sanki kendilerine bakan anneyi büyüleyecek bir donanımla gelir. Bu öyle bir büyüdür ki; anne, bebeği her ağladığında, onun gereksinimlerini gidermek için kendini zorunlu hisseder. İşte ‘insan yavrusu’nun bu özel yeteneği sayesinde anne ve bebek arasında gelişen bağlanma ilişkisi; bebeğin gereksinimlerinin giderilmesini ve hayatta kalmasını sağlar.





Tam zamanlı annelik!



Annenin bebeğin gereksinimlerine duyarlılığı, kısmen doğum sonu annede oluşan hormonal değişiklikler sayesinde olur ama kısmen de bebeğin bu özel yeteneğiyle yaratılır. Bebeğin bakımıyla ilgilenen mutlaka anne olmayabilir. Kim olursa olsun bir süre düzenli biçimde bir bebekle ilişki kurduğunda aynı büyünün etkisi altında kalır. Bebeğe bağlanan annesi ya da bakımını üstlenen kişi, ona hayran olacak, onu memnun etmek için, rahat ettirmek için adeta çırpınacaktır! Böylece de annelik rolüne ilişkin ilk adımlar atılmış olur. Sizin bir anne olarak bebeğinize verdiğiniz değer, onun gereksinimlerine karşı duyarlılığınız, ona baktığınızda gözlerinizin parlaması, kendisini değerli ve güvende hissetmesini sağlar. Böylece bebeğiniz sizinle olan ilişkisi yoluyla kendisi ve yaşadığı dünyayla ilgili ilk bilgilerini oluşturur. Anne olmak görünürde bu kadar basit bir rol; insan yavrusuna bakmak, beslemek, sevmek, sıcak tutmak, korumak... Tabii pratikte işler değişir. Annelik, biz kadınların tüm varlığını kapsar!





Her şeyinden siz sorumlusunuz!



Günler ilerledikçe yeni anneler bebekleriyle ilgili hayaller kurar, miniklerinin geleceğine ilişkin planlar yapmaya başlar. Ayrıca yeni annelerimizin zamanla daha çok şey bildikçe daha çok ayrıntıyla uğraşmaya başladığı kesin! Anne sütü mü verecek, mama mı verecek, yanında mı yatıracak ayrı mı yatıracak? En doğru anneliği nasıl yapacağına ilişkin sorular annenin sürekli kafasında. Günümüzde annelik rolü bu nedenle giderek karmaşıklaştı aslında.





İnternetteki her bilgi doğru değil!



Günümüzde anneler eskiye göre daha plan, program ve proje dahilinde çocuk yetiştiriyor. Yeni annelerle eski anneleri kıyaslarsak, günümüzdeki annelerin yoğun bir bilimsel bombardıman altında oldukları kesin. ‘Çocuğun neyle beslendiği ya da beslenmediği onun ileride kalp hastası ya da şeker hastası olmasına neden olabilir. Hangi ek besinleri aldığı ileride obez olup olmamasını belirler. Belli vitaminleri almazsa boyu yeterince uzamayacaktır.’ gibi bazıları çok da doğru olmayan ham bilimsel veriler, size her gün medya aracılığıyla ulaşıyor. Bu listeye giderek zekasının nasıl daha iyi gelişeceği listesi de eklendi.

Çocuklarının zekası gelişsin diye oturabildiği andan itibaren çocuklarını zeka geliştirdiği iddia edilen televizyon programlarının karşısına koymaya; mutlaka belli oyuncaklarla oynatan anneler de var. Annelik üzerinde tüketim toplumunun baskısı giderek artıyor... Bu yaklaşım çerçevesinde, annenin çocuğa nasıl davranması gerektiği konusunda da genelde çok yüzeysel bir bilgi bombardıman söz konusu.





Mesaj Kaygısına Son!



Çoğu zaman annelere birbiriyle çelişen birçok mesaj bir anda verilir. ‘Çocuğunu taşırken yüzü kendine mi baksın, dışarıya mı baksın?’ gibi günlük yaşamın küçük ayrıntılarından tutun da; ‘çocuğun davranışına sınır koyarsanız özgür bir birey olamaz, kendi hakkını savunamaz’ türü tehditler içeren uyarılara kadar anne-çocuk ilişkisinin birçok alanını kapsar. Bu bombardıman altında bazı anneler, çocukları iyi yabancı dil öğrensin diye, daha kendi dilini konuşmadan yabancı dil öğretme çabası içine giriyor. Tuvalet eğitiminden önce müzik eğitimine başlayanlar bile var!



Annenin eğitim düzeyi yükseldikçe çocuğun geleceği için yapılması gereken şeyler listesi giderek artar.



Bütün bu uyarılar sonucundaysa bazı anneler, çocuklarının ileride ne olup ne olmayacağının yalnızca kendi kontrollerinde olduğu zannına kapıldılar. Bir gün bir şeyleri eksik ya da yanlış yapmış olmaktan dolayı çocukları tarafından suçlanmaktan korkuyorlar...





Gelişimi için acele etmeyin!



Çocuklar günümüzün hızlı, karmaşık ve kalabalık şehirlerinde yetişirken anneleriyle ilişkileri de bu yaşam tarzından etkileniyor mu? Daha sıcak bir ilişki için ne yapılabilir? Bütün bu baskıların sonucunda, daha çok da şehirde yaşayan anneler sanki çocuklarıyla ilişkilerindeki her anı puanlayan bir dış sistem varmış gibi hissetmeye başladılar. Çalışan annelerin birçoğu, çocuğuna yeterince zaman ayırmadığının suçluluğuyla, günlerini ‘çocuk zeka gelişimi için oynaması gerekli olan bütün oyunları oynadı mı oynamadı mı?’ diye hesaplayarak geçirir hale geldi. Sanki her davranışına puan veriyorlar. Bu derece çocuğun geleceğine odaklanmış bir bakış açısı şimdiki zamanın kaçmasına; anne çocuk ilişkisinin çok önemli bir boyutu olan duygusal ilişki boyutunun unutulmasına neden oluyor. Anne-çocuk ilişkisinin doğallığı bozuluyor.





Sevgiyi göstermek herşeyden önemli!



Anneler hata yapma ya da eksik yapma kaygısından çocuklarıyla ilişkilerinin keyfini çıkaramaz hale geldi. Annelik artık doğru çocuk yetiştirme konusunda binlerce ayrıntı bilmeyi ve uygulamayı gerektiren tam gün çalışmayı gerektiren bir iş haline gelmiş ilişkinin rahatlığı bozulmuş; ilişkiler de gerginleşmiş durumda. Oysa anne-çocuk ilişkisinin en önemli yönü ilişkideki güven hissi, şefkat, paylaşım, birlikte olmaktan mutlu olma ve her şeye karşın karşılıklı kabullenilme duygusu. Şunu unutmayalım; en başarılı, en mutlu ya da en güvenli, genellikle en başarılı annelerin çocukları değil! Siz en iyisi bu tür bir anne olmayın, sadece rahat olun. Nasıl olsa siz annelik konusunda en iyisini bileceksiniz. Kendi yöntemlerinizi. bulacaksınızİçgüdüsel olarak, doğal olarak!

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.