Çocuklarıyla mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmek her anne babanın istediği bir durum. Ne yazık ki hayat her zaman güzel şeyler yaşatmıyor ve minik bebeğiniz aniden bir hastalığa yakalanabiliyor. Ancak ne olursa olsun güçlü durmayı bilmek gerek! Böylece çevrenize yayacağınız pozitif enerjinizle çocuğunuza ve belki de hastalığı üzerinde son derece olumlu etki edebilirsiniz. 7 aylık ikizler Defne ve Ceren’in annesi Gamze Sipahi, kızı Ceren’in sağlık sorunları nedeniyle zor zamanlar geçirmiş bir anne. Kafatası çapının normalden biraz daha büyük olduğu saptanan Ceren’in kafatasında su olduğu ortaya çıkmış. Bu da ailenin aklına hemen, beyin omurilik sıvısının kafa içerisinde birikip kafatasının büyümesi anlamına gelen hidrosefali hastalığını getirmiş. Gamze Hanım, bebeğinin hastalığın tanımı için beklediği günleri ve o günlerde yaşadığı sıkıntıları anlatıyor. Neyse ki ikizlerin sağlık durumu gayet iyi. Ceren’in sorunu da 2 yaşında düzelecek.




İkizler süpriz oldu



Her anne, anne olduğunu hastane odasında bebeğini ilk kez kucağına alınca hisseder. Ben de ikiz kızlarım Ceren ve Defne’yi kucağıma aldığımda aynı duyguyu hissetmiştim. Ama bana anne olduğumu gerçekten hissettiren olay, Ceren’in rahatsızlığı oldu. Eşimle evliliğimizin başında çocuk planı yapmıştık bile. Üç sene sonra çocuk sahibi olmak istiyorduk. Bu nedenle ilk üç yıl normal yollardan çocuğumuzun olup yol olmayacağını hiç araştırmadık. Fakat geçen üç senenin ardından normal yollarla çocuk sahibi olamayacağımızı öğrendik. Tüp bebek yöntemine başvurduk. Bu yöntemde çoğul gebelik ihtimali olduğunu biliyorduk. Buna kendimizi hazırladık. Ancak yaptırdığım kan sayımında tek çocuk taşıdığım saptandı. Kendimizi tek çocuğa göre hazırlamaya başlamıştık ki gerçek bir sürprizle karşılaştık. Hamileliğimin 2. ayında yapılan muayenede keselere bakılarak, aslında ikiz bebek taşıdığım ortaya çıktı.




Her şeyleri eşit



İlk başta endişelendim. Onlara eşit şekilde sevgiyi, ilgiyi nasıl verebileceğimi düşündüm hep. Fakat bebekler doğduktan sonra bunun çok yersiz bir endişe olduğunu anladım. Sevgim öyle büyüktü ki; ikisini birden sarıyor, onlara yetiyordu. İlgiyi ise aynı oranda tuttuk hep. Biriyle 10 dakika ilgileniyorsak, diğeri için de bu süre 5 dakika ya da 15 dakika değil, tam 10 dakika olmalıydı.




Buna sadece ben değil annem ve babam da dahil herkes uydu. Sütümü bile eşit olarak, ölçerek verdim kızlarıma. Sağarak verdiğim sütümün her damlasını ikisine de eşit verdim. Fakat ilk zamanlarda bir yemek krizi yaşadık. Çünkü ikizlerin, erken doğdukları için emme refleksleri yok. Bu nedenle anne sütü ememediler. Sağıp biberonla verdiğim sütümü almadılar. Hazır mama yemediler. Bu nedenle 3 aydan itibaren ek besinlere geçmek zorunda kaldık. Ek besinler için çok erkendi ama başka şansımız yoktu.




Cerenin kafatası normalden büyüktü



Kızlarımızın yemek problemleriyle gerçekten çok uğraştık, üzüldük. O günlerdeki en büyük problemimizin bu olduğunu düşünüyorduk. Ne yazık ki kısa bir süre sonra tüm ailemizi, yakınlarımızı üzen bir durumla karşı karşıya geldik.





“Bebeklerde bıngıldak açıklığı, genellikle 9. aya kadar kapanıyor. Fakat kızım Ceren için bu süre 2 yıl alacak.”




İkizler 4,5 - 5 aylıkken Ceren’in kafatasında bir problem olduğunu gördük. Hemen doktora gittik. Başta MR olmak üzere çeşitli tetkikler yapıldı. Ceren’in başında sıvı birikimi olduğu ortaya çıktı. Sıvı birikimi olduğunu öğrenince herkesin aklına hidrosefali hastalığı geldi. Hidrosefalide sıvı birikimi ve bıngıldak açıklığı görülüyormuş. Bu nedenle de çocuğun kafatası giderek büyümeye başlıyormuş. Maalesef ilk başlarda doktorlar, Ceren’de görülen bu belirtilerinin hidrosefali olabileceğini söylediler. Bir diğer ihtimal de bıngıldak açıklığı olmasıydı.




Aileyi üzen süreç



Bu ihtimaller tüm ailemizi, yakınlarımızı çok üzdü. Aslında teşhis konulana kadar geçen sürede bizi en çok üzen ve yıpratan bilinmezlik durumuydu. İnsanoğlunun aklına ilk olarak kötü şeyler geliyor. Konu bir de çocuğunuz olunca daha da hassaslaşıyorsunuz. Bu nedenle ilk başlarda sürekli ağladım. Duygularımı annemle paylaştım. Hem birlikte ağladık, hem de ayrı ayrı. Beni en iyi anlayanın o olduğunu anladım. Bir anne olarak önce soğukkanlı olmam gerektiğini öğrendim.





Teşhisin konulmasını beklerken, eşim ve ben soğukkanlı olmaya çalıştık. Zaten o anda bunun dışında başka alternatifiniz de olmuyor. Çocuğunuza bir şey yansıtmamanız gerekiyor. Küçük de olsalar anlıyorlar. Belki konuşulanları anlamıyorlar ya da henüz hastalık nedir bilmiyorlar ama sizin kokunuzdan, kalp atışınızdan, telaşlı gözlerinizden her şeyi hissedebiliyorlar bence. Güçlü olabilmeniz, sizinle aynı duyguları paylaşan eşinize destek verebilmek için de şart! Eşim, ben ve ailem bu kötü dönemi, duygularımızı paylaşarak, birbirimize destek olarak atlattık. O zamanlar ne hidrosefali ne de bıngıldak açıklığı hakkında çok bilgimiz yoktu. Fakat hidrosefalinin daha ciddi bir durum olduğunu biliyorduk. Korkuyorduk. Bilinmezlik insanı daha fazla korkuttuğundan araştırmaya başladık. Hastalığı ve bu konudaki uzman doktorların nerede olduklarını araştırdık. Elimizden geleni yapmak istiyorduk.




Kendiliğinden geçecek



Doktorların yoğun araştırma ve incelemeler sonunda Ceren’de bıngıldak açıklığı olduğu ortaya çıktı. Sıvı birikimi de bıngıldak açıklığından kaynaklanan bir durum. Tabii bu her çocukta görülmüyor. Doktorlara göre, bıngıldak açıklığı, genellikle 9. aya kadar kapanıyor. Ama Ceren gibi istisnai durumlarda bu açıklığın kapanması 2 yılı buluyor. Ceren’inki de böyle bir durum. Kızım şu anda 7 aylık. Bu rahatsızlığın ortadan kalması için 2 yaşına gelmesini bekliyoruz. 2 yaşına kadar Ceren’in bıngıldak açıklığı kendi kendine kapanacak ve hiçbir problem kalmayacak.





Artık normal yaşantımıza devam ediyoruz. Yalnız Ceren sürekli nörolog gözetiminde. 2 ayda bir kontrollere gidiyoruz. Tedavi olmuyor. Yani ilaç ya da durumun düzelmesine yönelik herhangi bir uygulama yapılmıyor. Kontrollerde doktorumuz kafa çapını ve bıngıldağı ölçüyor. Gelişiminde de hiçbir problem yok.




“Ceren’in yaşadığı problemi öğrendiğimizde ve teşhis konulana kadar ki geçen bekleme sürecinde çok üzüldüm ama asla ümidimi yitirmedim.”





Asla ümitsizliğe kapılmayın



Ceren’in problemi hidrosefali olsaydı da ümitsizliğe kapılmazdım. Bu problemi öğrendiğimizde ve teşhis konulana kadar ki bekleme sürecinde çok üzüldüm ama asla ümidimi yitirmedim. Soğukkanlılığımı korumaya çalıştım. Benim gibi sıkıntılar yaşayan hatta hayatlarında bizim yaşadığımızdan kat kat daha kötü problemler yaşayan annelere soğukkanlı olmalarını öneriyorum. Asla ümitsizlik yaşamasınlar. Bunu durdurulabilecek, geçebilecek, çaresi bulunabilecek bir durum olarak görsünler. Her zaman araştırmacı olsunlar. Sıkıntılarını aileleriyle paylaşsınlar.







Gamze Sipahi

7 aylık Ceren ve Defne'nin annesi

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir maşallah allah bağışlasın bn çanakkale bigadan vildan can bende ikiz annesiyim benimde ikiside kız bizde de ikisibde de hidrosefali hastası biri ise selebral palsi hastası yanı beyin felci sp hastası napalım rabbim daha çok seviyo koruyo onları çok şükür biz anneler olarak zor da olsa dayanmak düşüyo evet ben bazen isyan edecek oluyorum taam sonra kendıme dönüp teselli verıorum eb azından hayattalar dıe asla bir anne olarak ümidimi asla yitirmedim kı doktorlar her seferınde çocuguma ölcek ddıklerı halde bn savaştım hep zorluklarla halada öle onlar bize rabbımın bir emaneti o verdi o alıcak
    CEVAPLA
  • Misafir Şuan nasıl kizlariniz
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.