Pasifik İleri Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Paul D. Tinari, sünnet olan çocukların beyinlerinde meydana gelen değişiklikleri ve olası hasarları incelemek amacıyla bir dizi çalışma yürüttü. Sünnet travmasının beynin algı ve duygular ile ilgili bölgelerinde ciddi etkilere neden olduğu sonucuna varan çalışmalar, bazı otoriteler tarafından reddedilmekle kalmadı. Araştırmacılar, sonuçlarla ilgili tehditler aldıklarını ifade ediyor.
Paul D. Tinari, Kingston Hastanesi’nde Epidemiyoloji Bölümünde çalışan bir yüksek lisans öğrencisiyken, sünnet olan bebeklerin davranışlarını olumsuz etkileyen acı düzeyleri yaşadıklarını fark eden bir grup hemşirenin önerisi üzerine, konuyu araştırmaya karar verdi. Tinari, sünnetin kalıcı psikolojik hasara neden olduğu savını destekleyecek bazı bilimsel kanıtlar elde etmek amacıyla, sünnetin bebek beynindeki etkilerini gözlemlemek için fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme (fMRI) ve / veya Pozitron Emisyon Tomografi (PET) taraması önerdi.
Tinari ve çalışmaya katılan hemşireler, çalışmayı yapmak için bir araya gelip hazırlandılar. Hamile bir hemşire, oğlunun çalışmaya konu olması için gönüllü oldu. Hemşirenin kocası, sünnet prosedürünün uygulanması için yoğun bir baskı uyguluyordu ve hemşire de çalışmadan elde edilen bilgilerin erkek bebek sünnetinin tamamen ortadan kaldırılmasına yol açması umuduyla çalışmaya katılıyordu.
MRI beyin taramaları neler gösterdi?
Araştırmacılar, bebeği prosedüre uygun şekilde bağladılar ve standart cerrahi bant kullanarak bebeğin başını sabitlediler. Bebek üzerinde hiçbir anestezi ilacı kullanılmadı ve doktor, MRI aletlerini etkileyecek metal aletler kullanamayacağı için, işlemi steril plastik bir bıçak kullanarak gerçekleştirdi.
Ameliyattan önce bir süre, ameliyat sırasında ve sonrasında belirli süreler boyunca olmak üzere, bebeğin beyin aktiviteleri dikkatli bir şekilde gözlendi. MRG verilerinin analizi sonucunda, bebeğin ciddi travmaya maruz bırakıldığı sonucuna varıldı. Amigdala, frontal ve temporal loblarda yoğun değişiklikler meydana gelmişti.
Paul D. Tinari’nin çalışmasının sonuçlarını gören bir nörolog, sünnetin özellikle muhakeme, algı ve duygular ile ilgili kısımları etkilediğini ifade etti. Yapılan takip testlerinde, bir gün, bir hafta ve bir ay sonraki verilere bakıldı ve bebeğin beyninin hiçbir zaman ameliyattan önceki değerlere dönmediği anlaşıldı.
Medikal dünyada tepki çekti
Paul Tinari, “Açık tıbbi literatürde bulgularımızı yayınlamaya çalıştığımızda problemlerimiz başladı” diye açıklıyor. Çalışmaya katılan tüm araştırmacılar, Kingston Hastanesi’ndeki disiplin kurulu önünde onları ciddi şekilde azarlayarak, Kanada'da her koşulda erkek sünnetinin yasal olduğunu ve sünnetin olumsuz etkilerini araştırmanın kesinlikle yasak olduğunu belirttiler. Araştırma ekibinin çalışmalarının sonuçlarını yayınlamasına izin verilmedi ve dahası, sonuçlarının tümünü yok etmeye zorlandılar. Uymadıkları takdirde kendilerine verilecek ceza derhal işten çıkarılma ve yasal işlemlerin başlatılması olacaktı.
Şu anda aynı zamanda Pasifik İleri Araştırmalar Enstitüsü Direktörü olarak görev yapan Paul D. Tinari, araştırmaların daha derinlikle yapılması gerektiğini söylüyor. “fMRI veya PET tarama cihazlarına erişimi olan tüm meslektaşlarımı araştırmalar yapmaya teşvik etmek istiyorum. Araştırmamız tekrarlanmalı, sonuçları doğrulanmalı ve bu sonuçlar çok geçmeden tıbbi literatürde yayınlanmalıdır.”
YORUMLAR