Normal bir gebelikte bebeğin 38-42 hafta arasında doğması beklenir. 37 haftanın altında doğan bebeklere "Prematüre Bebekler" deniyor. Beyin, göz, akciğer gibi organların gelişimi son ana kadar devam ettiği için prematüre bebeklerde bunlar tamamlanmamış oluyor. Senede 2.5 milyon bebeğin doğduğu ülkemizde prematüre doğumlar % 12 oranında. Avrupa'da ise % 5-18 arasında rakamlar var...



Geçen sene haziran ayında kurulan Prematürk Koalisyonu Başkanı Doç. Dr. Nurullah Okumuş ile prematüreliğin insan sağlığı ve toplum yapısı açısında nelere yol açabileceği ve bunların önlenmesi hakkında konuştuk.


Prematürelik nedir?


37 haftanın altında, organ ve doku sistemi tam gelişmeden doğan bebeklerdir. Bebek ne kadar


küçükse, hem doğum sonrası erken dönemde hem de doğum sonrası geç dönemde problemler artar.


Beyin, akciğer, bağırsaklar, gözler tam gelişmediği için birçok sıkıntı ortaya çıkabilir. 37 haftadan


küçük doğan bebeklerde ileriki yaşlarda bilişsel fonksiyonlar geri kalabiliyor. Matematik fonksiyonları, motor bozukluk, hareket bozukluğu, yürüme bozuklukları görülüyor. Kafa içi kanaması olduysa zekâ geriliğini çok sık görüyoruz.


Prematüre bebeklerin sayısında dünya genelinde artış var. Bunu neye bağlayabiliriz?


1995-2010 yılları arasında Avrupa'da prematüre doğumlar 2 kat arttı. Kadınlar artık daha çok eğitim görüyor, evlenmeyi ve çocuk yapmayı erteliyorlar. 30-35 yaşın üzerinde rahim de, yumurtalar da yaşlanıyor. Dolayısıyla bunların tutunması, gelişmesi genç annelere göre daha zor oluyor. Bunun yanında suni döllenme sayesinde çoğul gebeliklerde de ciddi bir artış var. Çoğul gebelik prematüre bebek demek. Bu oran üçüz, dördüz gebeliklerde % 50'nin üzerinde. İkizlerde belki biraz daha düşük % 20-30 civarında.



Peki yaşam stilimizin etkisi var mı?


Kadınların iş yaşamına daha aktif katılması; bunun yanı sıra evde de çalışması. İşe ve ekonomiye bağlı stresler. Nitelikli beslenme yerine abur cubur tüketimi ve obezitenin artması. Ayrıca alkol ve sigara kullanımı, çok daha kötüsü uyuşturucu kullanımı bunların hepsi risk faktörleri.


Prematürelik bebek açısından yaşamsal bir tehdit mi?


Eskiden bebeklerimiz ishalden, zatürreeden, sarılıktan ölürdü. Oranlara baktığımız zaman ishalden ölüm oranı % 25-30'lardaydı. Alınan tedbirlerle bunlar azaldı. Çok küçük bebeklerin yaşatılmaya çalışılması sebebiyle prematürelik ve onun getirdiği komplikasyonlar en ciddi ölüm nedenlerinden oldu. Diğer bir sebep de doğumsal anomaliler. Bizim esas sıkıntımız bunlar olmaya başladı.



Peki bunun etik bir sınırı var mı? Mesela 25 haftada doğan bebek de yaşamalı mı?


Bazı ülkelerde adı konmamış sınırları var. Örnek olarak Norveç'te, Finlandiya'da, Hollanda'da 25 haftanın altında doğan bebeğe dokunmuyorlar. Müdahale için şart koşuluyor; bu çocuğun daha sonra ortaya çıkacak komplikasyonlarının tedavisini sağlık sigortalarından ayrı olarak aile öder diyor. Devlet üstlenmiyor yani... Aile şartı kabul ederse müdahale ediliyor.



Bizde nasıl?


Bizde dini, ananevi, kültürel etkenler var. Bize göre kalbi olan, solunumu olan herkese müdahale etmek zorundasın. Daha da önemlisi hukuki sorunlar var. 22 haftalık doğan bir bebeğe dokunmazsam benim arkamda duracak hiçbir kanun yok. Müdahale edersin çocuğun başına bir iş gelir ve aile der ki niye müdahale ettin kardeşim... İşte bizim Prematüre Bebek Koalisyonu'nu kuruş amaçlarımızdan biri de bu.



Yani etik bir çerçeve çizmek...


Türkiye'de ve dünyada etik olarak bunun bir sınırının konması lazım. Hangisine müdahale edeceğiz hangisine müdahale etmeyeceğiz. Dokunayım mı? Dokunmayayım mı? Dokunursan belki ileride sakat bir çocuk olarak yaşayacak. Dokunmazsan; diyor ki bu çocuk yaşıyordu.



Prematüreliği gizli bir tehlike diye adlandırıyorsunuz. Neden?


Her sene doğan 150 bin prematüre bebekten 20 bini ileride işgücüne katkı sağlayamayacak. Hayatı


boyunca sağlık hizmetinden yararlanmak zorunda kalacak. Bu hem aile hem de devlet için aşırı bir maliyet demek. Aileler için bir de psikolojik zorlukları var. Aylarca kuvözde kalması gereken bebekler oluyor. Annelerin izin süreleri yetersiz; sonra eğer sakatlık olursa hayatını ona bakmaya adıyor. Sağlık olarak, fiziki olarak herhangi bir problem yok gibi gözükse de bunların ilerideki matematik başarıları, okul başarıları, IQ düzeyleri diğer çocuklara göre daha düşük olabiliyor. O yüzden bu çocukların büyük kısmının özel eğitim alması gerekiyor. Özel eğitim almamış çocuk bir süre sonra aileye yük olacaktır.



Nedir bunun çözümü? Nasıl olsa daha iyiye gider?


Erken doğumların mümkün olduğunca önlenmesi gerekiyor. Gebelik sağlıklı geçmeli ve doğum öncesi izin süreleri uzatılmalı; çünkü annenin gebeliğin son döneminde yoğun iş stresine maruz kalmaması lazım. Annelere iş garantisi sağlamak lazım... Gebelik sonrası izinlerin uzatılması lazım. Prematüre bebeklerde bu sürenin daha da uzatılması gerekiyor. 4-5 ay serviste yatan bebeklerimiz oluyor bazen. Bu süreçte annenin 2 aylık izni var. Her gün hastaneye gidip gelmesi gerekiyor. Biz de gelin diyoruz annelere... Dokun, okşa, sütünü ver ki iyileşmesi hızlansın. Bu durumda 3 ay hastanede mi yattı; resmi izin 3 aydan sonra başlasın... Erken doğumlarda steroid tedavisinin zorunlu olması lazım.


Streoidi erken doğum öncesi yaparsanız % 50'ye yakın oranda ölüm oranını ve hastalık riskini azaltıyorsunuz.


Türkiye prematüre bebekleri yaşatmak için sahip olunan sağlık teknolojileri açısından ne durumda?


Sağlık alanında en iyi gelişme "Yeni Doğan" alanında oldu. Yoğun bakım ünitelerinin teknolojisi değişti. Bundan 10 yıl önce yeni doğan uzmanı yoktu. Şimdi 200-250 civarında yeni doğan uzmanı var. 10 yıl önce yeni doğan ölüm oranları binde 30 civarındaydı. Birçok Avrupa ülkesine yaklaşamıyorduk bile. 2011 yılı rakamları binde 4.6. Avrupa Birliği ortalaması binde 5. Bu müthiş bir rakam. Artık ölmüyor bebeklerimiz, yaşatıyoruz biz onları. Ama kaliteli yaşatmak lazım. Eğer özel eğitim gerekiyorsa özel eğitim aldırılmalı... Bazen öyle durumlar oluyor ki bebeğin akciğerini, gözünü, sağlığını topluyorum ama bu konuda bilgisi olmayan ailesine veriyorum, bebeği alıp götürüyorlar bir daha hiç gelmiyorlar. Bu bebeklerin gelişimsel izlenimlerini takip edecek prematüre izlem merkezlerinin kurulması lazım. O merkezde kardiyolog, nörolog, psikolog, çocuk gelişimi uzmanı olacak gerekirse... Tek bir merkeze girecek ve tüm muayeneler yapılacak. Ve doktorlar arasında bilgi transferi olacak. 3 ay, 6 ay izlem süresi neyse gelip muayene olacaklar. İhtiyacı varsa rapor yazılıp özel eğitimini de alacaklar.



Ne zamana kadar takip etmekten bahsediyorsunuz?


Prematüre bebek doğduktan sonra onu 18 yaşını geçinceye kadar takip etmek isteriz.




Prematüre öykü yarışması:


Prematürk Prematüre Bebek Koalisyonu, "Prematüre Hikâyeleri" başlıklı bir hikâye yarışması düzenliyor. Yarışmaya, prematüre olarak doğmuş kişiler, prematüre bebeği olan anne, baba, kardeş veya akrabalar; prematüre bebekleri izleyen doktor, hemşire veya diğer sağlık çalışanları; prematüre bebeklerle ilgili başlarından geçen veya tanık oldukları hikâyelerini prematurehikayeleri@gmail.com adresine göndererek 31 Ağustos 2013'e kadar katılabilecekler. Sonuçları 17 Kasım'da "Dünya Prematüre Günü" kutlamaları sırasında açıklanacak yarışmada, birinciye 3 bin TL, ikinciye 2 bin TL, üçüncüye de bin TL ödül verilecek.


Haber: Damla Çeliktaban

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.