Ege’nin mavisi bir başkadır, güneşi sanki daha cömert... Ege’yi bir de “karşı yaka”dan yaşamak isteyenleri Yunan Adaları; samimi insanları, tanıdık mutfağı, neşeli tavernaları, Helenistik ruhun izlerini taşıyan antik yapılarıyla kucaklıyor. Yunan Adaları’nı coğrafi olarak değil de tatil penceresinden iki gruba ayırıyorum ben. Popüler adalar; Mikonos, Santorini, Rodos, Kos, Girit. Bu adalar, limanlarının yanı sıra kendi havaalanlarına sahip, hareketli gece yaşantısıyla ünlü, turist akınına uğrayan adalar... Huzurlu ve sakin adalar; Samos, Paros, Leros, Patmos, Symi, Lipsi. Yürüyüş yapmak, deniz ve güneşten maksimum faydalanıp sahil tavernalarında huzurlu akşamlar geçirmek ve tembellik yapmak isteyenler için ideal adalar... Her biri ayrı doğa ve kültür harikası olan sayısız Yunan adasında, ister günübirlik, ister bir haftalık kurvaziyer turlarla, büyülü vakitler geçirmek mümkün.


Sıra dışı eğlencenin gözdesi: Mikonos


Mavi beyaz boyalı tipik küçük Ege evleri ve daracık sokaklarıyla, Yunan Adaları’nın en kozmopolit ve popüler olanı kuşkusuz Mikonos. Yunanistan’a ait onlarca ada içinde en çok ziyaret edilen ve en pahalı Yunan adası. Daimi olarak 5 bin 500 kişinin yaşadığı Mikonos’ta yaz aylarında bu sayı 50 bine ulaşıyor. 1453’ten 1832’ye kadar Osmanlı hâkimiyetinde bulunan adanın müdavimlerini dünya jet sosyetesi oluşturuyor. Mikonos plajları ve dinamik gece hayatıyla popüler. Özellikle çıplaklar kampıyla gay turizminin gözdesi. “Gece hayatı bütün kalıpların dışına çıkan, sınır tanımaz ve uçuk kaçık” diye tanımlanıyor. ‘Hippie’lerin ve ‘backpacker’ların keşfiyle ününe kavuşan ‘Paradise Beach’ adanın en ünlü plajı. Kalafatis, Platys Yialos, Elia ve Agia Anna ise adanın en güzel plajları.


Pek çok ünlü markayı ve yerel ürünler satan dükkânları barındıran dar sokakları, alışveriş çılgınlığı yaratacak denli çekici. Güney kısımda kalan, Küçük Venedik olarak da bilinen sanatçılar mahallesi, Alevkantra, ahşap balkonlu pitoresk binaları, katedral ve Katolik kilisesi, rüzgâr değirmenleri ile mutlaka keşfedilmesi gereken bir bölge. Mikonos, tatilinin hiç değilse birgününü kültür gezisine ayırmak isteyenler için 1700’lü yıllardan kalma bir malikânenin içinde hizmet veren Folklor Müzesi mutlaka görülmesi gerekenlerden.


Mikonos’a tepeden bakan ve fotoğraf tutkunlarının mutlaka görmesi gereken Parapotiani Kilisesi, beş ayrı küçük kilisenin tek bina olarak birleştirilmesiyle ortaya çıktığı için ilginç asimetrik bir görüntü oluşturuyor. Mikonos’ta her damak tadına göre en az bir restoran bulmak mümkün. Adanın hemen merkezinde bulunan Avra Restoran, sıcak yaz gecelerinde bahçesinde serinleyip Yunan ve dünya mutfaklarından lezzetleri tadabileceğiniz bir alternatif.



Bu adada birkaç gün kalmak istiyorsanız, mutlaka önceden otel rezervasyonunuzu yaptırmalısınız. Benim tavsiyem Kivotos Hotel (kivotosmykonos.com). Özellikle yüksek sezonda kalacak yer bulmak neredeyse imkânsız, tabii adada rastlayacağınız pek çok kişi gibi, sahilde sabahlamaktan keyif alacaksanız, sorun yok. Bu adaya, Türkiye’den direkt feribot seferi yok ama hemen hemen tüm civar adalardan düzenli tekne ve hızlı feribot seferleri bulmak mümkün.


Denizin kucakladığı antik tarih


12 adanın en büyüklerinden Kos’a, Bodrum’dan tekne seferleri düzenleniyor. Limanı, caddeleri, tatil köyleri, bar ve tavernaları ile Bodrum’un hareketli şehir yaşamının yansımalarını burada görmek mümkün. Tarihi neolitik çağa uzanan ada, Hipokrat’ın doğum yeri, mitolojiye göre ise devlerin anayurdu. Her sezon kalabalık olan bu gözde adanın en hareketli ve renkli sokağı, barlar sokağı olarak bilinen Nafklirou. Antik agora, Antimakheia yel değirmenleri, Roma ve Astipalaia harabeleri, Şövalyeler Kalesi adanın gezilmeye değer turistik bölgeleri. Asklepeio, Pyli ve Kefalo ise tapınaklarıyla ünlü antik bölgeleri. Tigaki, Agios Fokas, Karsamaina, Thermes gibi sahil köyleri, kaplıcaları ve enfes plajlarıyla yüzme ve güneşlenmenin dışında, pek çok su sporu için de ideal mekânlar. İki büyük limanı olan Kos’tan hemen hemen civar tüm adalara tekne seferi bulmak mümkün.


Volkanik cennet: Santorini





En ilginç ve bir diğer en popüler Yunan adası olan Santorini volkanik bir ada. MÖ 1450’de meydana gelen volkanik patlama sonucu 4 parçaya ayrılan adanın ortasında bir krater gölü bulunuyor. Santorini, özellikle dünyanın dört bir yanından gelen balayı çiftlerinin gözdesi. Gece hayatı konusunda Mikonos’tan sonra ikinci sırada geliyor. Adanın merkezi Fira 1956 depreminin ardından yeniden kuruldu. Kruvaziyer gemilerin yanaşamadığı küçük limanı Skala’ya ancak teknelerle ulaşmak mümkün. Limandan Fira’ya ulaşmak için ise teleferik yolculuğunu tercih etmezseniz, katırlar eşliğinde 580 basamak tırmanmanız gerekiyor. Ancak bu zahmete değer, çünkü burası dünyanın en muhteşem panoramik manzaralarından birine sahip ki günbatımını izlemeden kesinlikle dönmemek gerekiyor. Kuzeydeki Oia’dan başlayarak adanın doğusundan, güneybatısına kadar çok sayıda plaj bulunuyor. Mavinin her tonunu barındıran denize girmek için volkanik oluşumlu, siyah kumlu Kamari ve Perissa plajlarına gitmek gerek.


Adada bir restoranın kalitesini, krater manzaralı olup olmadığı belirliyor. Fira’da bulunan Archipelagos Restoran 1860’ta inşa edilmiş bir binada hizmet veriyor. Birbirine yürüyüş mesafesi uzaklığında birçok eğlence merkezi bulunan adada dans etmek için The Town Club, geleneksel Yunan tavernası içinse yine aynı sıradaki Bar adanın en iyisi. Adanın meşhur şarapları, aynı zamanda gezilebilecek şarap imalathanelerinde de tadılabiliyor. Santorini’ye en kolay Mikonos üzerinden yapılan tekne seferleriyle ulaşmak mümkün.



Merkez Rodos


Rodos, On İki Adalar olarak da bilinen, irili ufaklı 20’nin üzerinde adanın yönetim merkezi. Sayısız bar, gece kulübü, disko ve tavernanın sunduğu hareketli gece yaşamı, enfes kumsalları ve kalabalık caddeleriyle en popüler Yunan Adaları’nın bir diğeri. Ege kültürünün ve medeniyetinin izlerini sürebileceğiniz Rodos’a şövalyeler adası denebilir. Hâlâ özenle korunan üç büyük antik kentin en önemlisi olan Lindos, plajıyla da bir çekim alanı. Şövalyeler zamanında yapılan kale duvarları Rodos’u etkileyici bir atmosferle antik ve yeni kent olarak ikiye bölüyor. Binlerce kelebeğin etkileyici görüntüsüyle renkli doğanın tadına varabilmek için ünlü Kelebekler Vadisi’ni temmuz ve ağustos aylarında ziyaret etmek gerekiyor. Marmaris’ten düzenli tekne seferleri bulunan Rodos, irili ufaklı diğer tüm Yunan Adaları’yla tekne bağlantısına sahip.


Yazı: Levent Özçelik

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.